Gazze’de kırılgan ateşkes devam ederken, ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Katar’da gerçekleştirilen 23. Doha Forum’da önemli değerlendirmelerde bulundu. “Yeni Suriye’nin Bir Yılı: İlerlemeyi, Fırsatları ve Zorlukları Değerlendirmek” başlıklı panelde konuşan Barrack, ateşkes ve rehine anlaşmasının oluşmasında Türkiye’nin kritik bir rol oynadığını söyledi.

TÜRKİYE'NİN ATEŞKESTEKİ ROLÜNE ÖVGÜ YAĞDIRDI

Barrack, panelde yaptığı konuşmada, süreçteki en büyük başarının Hamas ile İsrail arasında sağlanan ateşkes ve rehinelerin geri dönüşü olduğunu vurguladı. Ateşkese giden müzakerelerde Türkiye’nin etkisini özellikle hatırlatan Barrack, şu sözleri kullandı:

“Hamas ile diyaloğu sürdürmekle eleştirilen Türkiye devreye girmeseydi, bugün bulunduğumuz noktada olmazdık.”

Katar’ın da diplomatik girişimlerde kilit bir rol üstlendiğini ifade eden Barrack, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani’nin desteğiyle Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani’nin Hamas’la yürütülen temaslarda en önemli aktörlerden biri olduğunu belirtti.

İran’da dev dolandırıcılık davasında karar verildi
İran’da dev dolandırıcılık davasında karar verildi
İçeriği Görüntüle

Tom Barrack-4

"BATI PEK İYİ İŞ ÇIKARMADI"

Orta Doğu’nun genel durumuna da değinen Barrack, Batı’nın bölgeye yönelik yaklaşımını sert sözlerle eleştirdi:

“Batı, bu bölgeye yön vermekte ya da bir düzen mimarisi sunmakta pek de iyi bir iş çıkarmadı. Sykes-Picot’tan beri Batı’nın, bölgenin kendi içinde gelişmesine izin vermek yerine dayattığı neredeyse her karar bir hata oldu ve biz bugün bunun sonuçlarını yaşıyoruz.”

ABD Başkanı Donald Trump’ın da geçmişte yapılan müdahaleleri incelediğini ve Batı’nın hatalarının farkına vardığını savundu. Barrack, bölgedeki sorunların temelinde sistemden çok “aktörlerin karakteri ve liderlik” bulunduğunu söyleyerek şu ifadeleri kullandı:

“Federalizmle ilgili değil demokrasiyle ilgili değil, merkezileşmeyle ilgili değil. Bu bölge liderlikle ilgilidir.”

ABD’NİN YENİ YAKLAŞIMI VE SURİYE DEĞERLENDİRMESİ

Konuşmasında ABD’nin Suriye politikasına yönelik yeni yaklaşımını da anlatan Barrack, Trump’ın müdahale yerine Suriye’deki mevcut liderliğe fırsat tanımayı tercih ettiğini belirtti:

“O (ABD Başkanı Trump), Suriye Cumhurbaşkanı Şara’ya bir fırsat verme, bu lidere kendi düzenini kurma ve bunun dış müdahale olmadan gerçekleşmesine imkan tanıma yönünde bir karar verdi. Kendi yapınızı kendiniz belirlemenize izin vereceğiz.”

Bu nedenle Washington yönetiminin bu kez geçmiş politikalardan farklı bir duruş benimsediğini dile getiren Barrack, Suriye’nin yabancı savaşçıların dağıtılması, kampların yönetimi ve kimyasal silahlar gibi konularda önemli adımlar attığını vurguladı. Ülkenin çabalarını “kahramanca ve destansı” olarak nitelendirdi:

“Onların yaptığı şey hem kahramanca hem de destansı. Bizim yapmamız gereken ise onlara yardımcı olmak, yetki vermek, cesaretlendirmek ve Suriyelilerin kurmak istedikleri türde bir hükümeti ve kapsayıcı yönetimi oluşturmalarına izin vermek. Ama onlarla gerçekten gurur duyuyoruz.”

tom barrack ve şara

“BU BÖLGEDE EN İYİ İŞLEYEN SİSTEM HAYIRSEVER MONARŞİ”

Barrack, bölgedeki yönetim modellerine ilişkin değerlendirmesinde tartışma yaratacak ifadeler de kullandı:

“Olması gereken ilk şey şu ki onlara (Suriye’ye) kendi sistemlerini kendilerinin tanımlamasına izin vermeliyiz. Batı’nın ‘12 ay içinde demokrasi istiyoruz’ şeklindeki beklentileriyle oraya girmemeliyiz. Zaten hiçbir zaman gerçek bir demokrasimiz olmadı. Ben bir demokrasi görmüyorum. İsrail kendisinin bir demokrasi olduğunu iddia edebilir ama bu bölgede gerçekte en iyi işleyen şey, ister beğenin ister beğenmeyin ‘hayırsever bir monarşi’ olmuştur. İşleyen model budur.”

BATI TALEP DAYATMAK YERİNE YOL GÖSTERMELİ

Irak ve Libya örnekleri üzerinden parlamenter sistem arayışlarının sık sık çıkmaza sürüklendiğini söyleyen Barrack, Batı’nın bölgeye yön verirken talepler yerine rehberlik sunması gerektiğini kaydetti. Suriye–İsrail hattına ilişkin değerlendirmesinde ise sürecin uzun soluklu olacağını vurguladı:

“Bu bir süreçtir, bir olay değildir. Tümsekleri olacak, yaşanmaya devam eden vahşetler olacak. İkilemler yaşayacağız. Lübnan ile Suriye’yi bir araya getirmemiz ve iki kadim ve güzel medeniyeti uyumlu hâle getirmemiz gerekiyor.”