Türkiye’nin gündemine oturan sahte diploma skandalında akılalmaz detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor. Başkomiser kılığına giren bir torbacıdan, seans başına binlerce lira talep eden sahte psikoloğa kadar birçok kişi, sahte belgelerle kritik konumlara yerleşmiş. Ankara merkezli yürütülen soruşturma sadece bireysel sahtekarlıkları değil, devletin ve toplumun güvenliğini tehdit eden organize bir yapının varlığını gözler önüne seriyor.
DEVLETİN KALBİNE KADAR SIZDILAR
2024’te konuşulmaya başlanan ve son haftalarda yeniden alevlenen “sahte diploma çetesi” soruşturmasında inanılmaz ayrıntılar gün yüzüne çıkıyor. Ankara yürütülen soruşturmada, sahte belgelerle kritik görevlere yerleştirilen kişilerin ağı şaşkınlık yaratıyor.
Emniyetin narkotik birimlerine kadar uzanan çarpıcı örneklerden biri ise 29 yaşında ortaokul mezunu olduğu belirtilen M. Y. Gazeteciler Timur Soykan ve Murat Ağırel’in aktardığına göre Y. sahte kimlik ve e-imzalarla kendini “Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı’nda başkomiser” olarak tanıttı. Adana’da torbacılık yaptığı iddia edilen Yakışır’ın cebinde, çok sayıda üst düzey bürokrata ait e-imzalar bulundu.
Y.'in taşıdığı sahte e-imzalar arasında YÖK Eğitim Daire Başkanı, MEB Ölçme Değerlendirme Daire Başkanı, Ege ve Gazi Üniversiteleri Öğrenci İşleri Başkanları gibi kamu kurumlarının üst düzey yetkilileri yer alıyor. Hatta bazı büyük özel şirketlerin yöneticilerine ait dijital kimliklerin de Y.’nin elinde bulunduğu belirtiliyor.
Sahte belgelerle sadece kamu kurumlarına değil, eğitim sistemine de sızan çetenin bir diğer odağı, Tuzem Akademi isimli sahte eğitim merkezi. Burası lüks bir konak içine kurulan ve her detayın düşünülerek tasarlandığı bir merkez. İddialara göre burası, çetenin belge ve yazılım üretim üssü olarak kullanıldı.
PSİKOLOG DEĞİL, HALI YIKAMACIYMIŞ!
Halk TV'nin aktardığına göre, sahte diploma skandalında bir diğer dikkat çeken isim ise V. U. Kendisini klinik psikolog olarak tanıtan ve seans başına 4.500 TL talep eden U’nun aslında Adana Halı Yıkamacılar Derneği Başkanı olduğu ortaya çıktı.
Ege Üniversitesi’nden lisans ve yüksek lisans diploması varmış gibi gösterilen U.’nun, aynı yıllarda hiçbir akademik eğitim almadan danışan kabul ettiği tespit edildi. Üstelik bazı televizyon programlarında da “psikolog” sıfatıyla konuk edildi.
EHLİYET NOTUNU 8’DEN 70’E ÇIKARMIŞLAR
Soruşturma dosyasında yer alan ifadeler, skandalın boyutunu daha da derinleştiriyor. Örgüt lideri olduğu iddia edilen Z. K. daha önce KPSS ve ALES gibi sınavlara başkalarını yerine soktuğunu, bazı sınav sorularını önceden temin ettiğini savcılık ifadesinde kabul etti.
Ehliyet sınavından 8 alan bir kişinin puanının 70’e yükseltildiği örneği de çetenin eğitim sistemindeki manipülasyonlarını gözler önüne seriyor. Bu gibi puan hileleriyle yüzlerce kişinin farklı alanlarda işe yerleştirildiği düşünülüyor.
37 TUTUKLAMA, YÜZLERCE ŞÜPHELİ DAHA VAR
Soruşturma kapsamında şu ana kadar 37 kişi tutuklandı. Emniyet kaynakları çetenin sadece görünen kısmının ortaya çıkarıldığını, çok daha geniş bir bağlantı ağı üzerinde çalışmaların sürdüğünü belirtiyor. Özellikle sahte belgelerle kamuda görev yapan ya da özel sektörde kritik pozisyonlara gelen kişilerin tespiti için dijital incelemeler sürüyor.
SAHTE KİMLİKLERLE HAYAT ÇALDILAR
Skandal sadece bireysel sahtekarlıklardan ibaret değil. Sahte belgeler sayesinde kritik kurumlara sızan kişiler, hem kamusal güvenliği hem de bireylerin hayatını tehlikeye atıyor. Halı yıkamacı birinin “psikolog” olarak terapi vermesi ya da torbacının “başkomiser” gibi davranması, sahteciliğin sadece bir suç değil, ciddi bir toplumsal tehdit olduğunu da gözler önüne seriyor.
Sahte diploma ve kimlik şebekesi, Türkiye’de eğitimden sağlığa, güvenlikten bürokrasiye kadar birçok yapının kolaylıkla istismar edilebildiğini kanıtlıyor. Soruşturma büyüdükçe kamuoyunun duyacakları muhtemelen sadece bunlarla sınırlı kalmayacak.