İki nükleer denizaltının konumlandırılacağı noktalar açıklanmazken, bu adım Washington-Moskova hattındaki gerilimin tırmanabileceği şeklinde değerlendiriliyor.
NÜKLEER GÖREV EMRİ SOSYAL MEDYADAN DUYURULDU
Trump, paylaşımında “Amerikan halkının güvenliği ve küresel caydırıcılık açısından zorunlu önlemleri hayata geçiriyoruz” ifadesini kullandı. Pentagon'dan yapılan bildirim resmi bir kamuoyu açıklaması yapılmadan gerçekleştiğini ortaya koyuyor.
MEDVEDEV’İN NÜKLEER ÇIKIŞI SONRASI HAREKET GEÇİLDİ
Trump’ın askeri direktifi, Rusya'nın eski devlet başkanı Dmitriy Medvedev’in ABD’yi hedef alan sert ifadelerinin ardından geldi. Medvedev'in nükleer silahların kullanımıyla ilgili gündem oluşturan açıklamaları, uluslararası çevrelerde dikkat çekmişti.
Washington kaynakları, Trump’ın çıkışını bu gelişmelere karşı alınmış hızlı ve net bir güvenlik adımı olarak değerlendiriyor. Kremlin kanadından ise henüz bir karşılık gelmedi.
DENİZALTILARIN ROTALARI GİZLİ TUTULUYOR
Geçmişte benzer nükleer konuşlanmalar Güney Çin Denizi, Karadeniz, Kuzey Kutbu çevresi ve Doğu Akdeniz gibi gerilim bölgelerinde gerçekleşmişti. Bu nedenle yeni sevkiyatın hangi bölgeyi kapsadığı merak konusu oldu.
PENTAGON'DAN HENÜZ AÇIKLAMA GELMEDİ
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Başkan Trump’ın açıklamasına dair herhangi bir resmi yorum yapmadı. Ancak askeri çevreler, bu tür sevkiyatların genellikle önceden duyurulmadığını ve güvenlik gerekçesiyle gizlilikle yürütüldüğünü hatırlatıyor.
Özellikle nükleer yeteneklere sahip platformların konuşlandırılması, askeri dengelerde önemli değişimlere yol açabildiği için dikkatle izleniyor.
WASHINGTON-MOSKOVA GERGİNLİĞİNDE YENİ AŞAMA
Trump’ın verdiği son emir, ABD ile Rusya arasındaki uzun süredir devam eden diplomatik ve askeri tansiyonun yeni bir evreye geçebileceğini gösteriyor.
Amerikan basınında yer alan yorumlara göre, bu adım Washington’un nükleer caydırıcılık politikasında daha aktif bir konum alacağını ve Moskova'ya doğrudan bir mesaj verildiğini ortaya koyuyor.
SAVUNMA POLİTİKALARINDA SERTLEŞME DÖNEMİ
Trump yönetiminin son dönemde savunma politikalarında gözlenen sertleşme eğilimi, bu tür askeri hamlelerle daha görünür hale geldi. Özellikle savunma bütçesindeki artış ve silahlı kuvvetlerin yeniden yapılandırılması gibi adımlar, stratejik kapasitenin yükseltilmesi hedefini yansıtıyor.
ABD’nin nükleer denizaltılar aracılığıyla verdiği bu mesajın, bölgesel ve küresel güvenlik denkleminde nasıl bir etki yaratacağı önümüzdeki günlerde netleşecek.
