Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, "kooperatif davası" olarak bilinen soruşturma kapsamında tutuklanmış ve geçtiğimiz günlerde ilk kez hakim karşısına çıkmıştı. Soyer’in kızı ve aynı zamanda avukatı olan Defne Soyer, dava sürecine ilişkin kapsamlı bir açıklama kaleme alarak Cem Küçük’e iletti.

“CEZA DAVASI OLARAK GÖRÜLMEKTEDİR”

Defne Soyer, açıklamasında davanın niteliğinin yanlış belirlendiğini belirterek şunları kaydetti:

"Bu dava bir hukuk davasıyken, Danıştay kararıyla da hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu belirtilmişken ceza davası olarak görülmektedir.

Nitelikli dolandırıcılık suçlaması yapılmaktaysa da suçun hiçbir unsuru oluşmamış, suçun unsurlarına dair hiçbir delil iddianamede bulunmamaktadır.

Hatta iddianamede açıkça kişisel menfaat elde edilmediği tespiti yapılmıştır.

Dolandırıcılık suçunun oluşması için gerekli unsurlarda hile ve desise ile kişileri kandırma kastıyla hareket edilmesi gerekirken, mevcut durumda kentsel dönüşümde kooperatifçilik modelinin uygulanmasındaki tek kasıt 10 yılı aşkın süredir evlerini bekleyen hak sahiplerinin evlerine yerleşmesi, İzmirlilerin güvenli konutlarda yaşamaları, deprem dirençli bir kent oluşturmaktadır. Zaten farklı bir kasıt olduğuna dair hiçbir delil yoktur."

KENTSEL DÖNÜŞÜM SÜRECİNE VURGU

Soyer, 2012 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne verilen kentsel dönüşüm görevine dikkat çekerek, müteahhitlerin ihalelere girmemesi nedeniyle projelerin yıllarca aksadığını, Tunç Soyer’in göreve gelmesinin ardından ihalelerin tekrarlandığını ancak sonuç alınamadığını aktardı. İzmir Depremi sonrası geliştirilen “Halk Konut” modelinden ilham alınarak dayanışma temelli kooperatifçilik uygulamasına geçildiğini belirten Soyer, “Dolayısıyla Tunç Soyer ve tutuklu bürokratlar görevlerini yaptıkları için tutuklu bulunmaktadırlar.” dedi.

DAVADA TARTIŞILAN BAŞLIKLAR

Defne Soyer, davada üç temel konunun gündeme geldiğini belirterek bunların kooperatif sözleşmeleri, yönetim kurulu imzalarının sonradan tamamlanması ve kamu zararı iddiaları olduğunu ifade etti:

  • İmzaların sonradan tamamlanmasının Sayıştay’ın tavsiyesi doğrultusunda iyi niyetle yapıldığını ve o dönemde herhangi bir hukuksuzluk tespiti olmadığını vurguladı.

  • Kooperatif sözleşmelerinin hukuka uygun olduğunu, yapı kooperatifçiliğinin dünya genelinde uygulanan bir model olduğunu belirtti.

  • İddianamede geçen kira yardımı nedeniyle kamu zararı iddiasını reddederek, kooperatifleşme sayesinde daha büyük bir zararın önlendiğini ifade etti.

“TUTUKLULUK BİR CEZA OLARAK KULLANILIYOR”

Defne Soyer, sürecin siyasi nitelik taşıdığını vurgulayarak, “Sonuç olarak dolandırıcılık ile bağdaşmayacak birçok tartışma ile suç oluşturmaya çalışılmakta, tutukluluk bir ceza olarak kullanılmaktadır.” ifadelerini kullandı.

Kooperatif ortaklarının mağdur olmadığını, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin inşaatları tamamlayacağını defalarca açıkladığını belirten Soyer, “Sonuç itibariyle, buharlaşan bir para ve dolandırıcılık suçunun unsurları yoktur." dedi.

Sığınaklar hakkında şok iddia: 'Metrekareye 1 insan düşecek, 120 günde bitecek'
Sığınaklar hakkında şok iddia: 'Metrekareye 1 insan düşecek, 120 günde bitecek'
İçeriği Görüntüle

NE OLMUŞTU?

Kamuoyunda “kooperatif davası” olarak bilinen, İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZBETON A.Ş.’de taşeron şirketler eliyle yolsuzluk yapıldığı iddiası üzerine başlatılan soruşturma kapsamında Tunç Soyer, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve İZBETON eski Genel Müdürü Heval Savaş Kaya’nın da aralarında bulunduğu 11’i tutuklu toplam 65 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması 19 Eylül Cuma günü yapılmıştı.

UYAP sistemindeki güncelleme nedeniyle duruşma erken sona ermiş, tutuksuz sanıklar ve sanık avukatlarının savunmaları alınamamıştı.

Kaynak: Haber Merkezi