Uzmanlara göre Alzheimer sadece hafıza kaybı hastalığı olarak görülmemeli, dilsel değişimler de tanıda kritik bir rol oynuyor.
DİLSEL DEĞİŞİMLER TANI SÜRECİNDE ÖNEMLİ
Biruni Üniversitesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Fenise Selin Karalı, Alzheimer’ın tanı sürecinde dilsel değişimlerin belirleyici olabileceğini vurguladı. Karalı, “Kelime bulma güçlüğü, anlatı oluşturmada zorlanma ve diyalog sürdürememe gibi sorunlar, hastalığın erken sinyallerinden olabilir.” dedi.
ERKEN TERAPİ YAŞAM KALİTESİNİ ARTIRIYOR
Karalı, dil bozukluklarının yalnızca iletişim problemi olmadığını, bilişsel gerilemenin erken göstergeleri arasında yer aldığını söyledi. Erken dönemde başlanacak dil ve konuşma terapisiyle iletişim becerilerinin korunabileceğini, bunun sosyal ilişkiler ve yaşam kalitesi açısından kritik olduğunu belirtti.
YUTMA İŞLEVLERİNDE DE BOZULMALAR OLABİLİR
Hastalığın ileri evrelerinde yutma güçlüklerinin de görülebildiğini ifade eden Karalı, bu durumun beslenme güvenliğini tehdit ettiğini ve aspirasyon riskini artırdığını söyledi. Dil ve konuşma terapistlerinin hem iletişim hem de yutma becerileri için gerekli terapötik yaklaşımlar geliştirdiğini aktardı.
ARAŞTIRMALAR KLİNİK UYGULAMALARA IŞIK TUTUYOR
Biruni Üniversitesi Dil ve Biliş Laboratuvarı’nda Alzheimer ve diğer nörodejeneratif hastalıklara bağlı dilsel değişimler üzerine araştırmalar yürütüldüğünü kaydeden Karalı, bu çalışmaların hem tanı hem de müdahale süreçlerine katkı sağlamayı hedeflediğini ifade etti.