13 Kasım 1985’te Kolombiya’da “uyuyan yanardağ” olarak bilinen Nevado del Ruiz, 130 yıllık sessizliğini bozarak dehşet verici bir patlamayla uyandı. 1845’ten beri hareketsiz olan yanardağın bu beklenmedik öfkesi, Armero kasabasını yerle bir etti. 29 bin nüfuslu kasabada, patlamadan sadece birkaç saat sonra bölgeye ulaşan kurtarma ekipleri için artık çok geçti: 25 bin kişi hayatını kaybetmiş, hayatta kalanların çoğu ise ağır yaralıydı.
Patlamanın ikinci gününde, facianın boyutlarını ve insan hikâyelerini belgelemek için Armero’ya ulaşan fotoğrafçı Frank Fournier, kasabanın yıkıntıları arasında korkunç bir manzarayla karşılaştı. Çamur ve enkazın kapladığı kasabada dolaşırken, bir köylü ona küçük bir kızın yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi. Fournier, hemen kızın yanına koştu ve adını sordu. Küçük kız, zayıf bir sesle “Omayra Sánchez” dedi.
Omayra, belden aşağısı çamur ve enkazın altında sıkışmış, bir enkaz parçasına tutunarak hayatta kalmaya çalışıyordu. Fournier, yardım ekiplerine ve görevlilere haber verdi. Ancak kurtarma çabaları umutsuz bir tabloyla sonuçlandı: Omayra’nın bacakları, altında kalan halasının cansız bedeni ve diğer enkazlar tarafından öyle bir sıkıştırılmıştı ki, onu çıkarmak imkânsızdı. Çamurun içinde hijyen koşulları sağlanmadancerrahi bir müdahale yapmak da mümkün değildi. Üstelik devam eden yağmurlar, kasabayı kaplayan çamur bulamacını yükseltiyor, Omayra’nın durumunu daha da kötüleştiriyordu.
Dünyanın Gözü Omayra’daydı
Omayra’nın hayatta kalma mücadelesi, Fournier’in objektifi ve dünya medyası aracılığıyla tüm dünyaya ulaştı. Televizyonlarda canlı yayınlanan görüntüler, gazetelerde yer alan haberler, küçük kızın çaresizliğini ve direncini milyonlara taşıdı. Türkiye dahil dünyanın dört bir yanından insanlar, farklı dinlerden ve kültürlerden, Omayra için dua etti, sevgi ve iyi dileklerini gönderdi. Ancak Omayra’nın durumu kötüleşiyordu. Sepsis nedeniyle gözleri kararmaya, bilinci bulanmaya başlamıştı. Okula gitmesi gerektiğini, yoksa sınıfta kalacağını mırıldanıyordu. Vücut ısısı düşüyor, su seviyesi ise nefes almasını zorlaştırıyordu.
Son Sözleri ve Kalplere Kazınan Bakış
Saatler süren mücadelenin sonunda, Omayra son bir gayretle çevresindekilere şu sözleri fısıldadı:
“Annemi çok seviyorum. Babamı ve ailemi çok seviyorum. Onlara, onları çok sevdiğimi söyleyin.”
Bu sözlerin ardından, kapkara olmuş gözlerini sonsuza dek kapadı. Omayra’nın son bakışı, dünya çapında milyonların yüreğine kazındı, insanlığın ortak acısı oldu.