1761 yılının 31 Temmuz gecesi, Fransız Doğu Hindistan Şirketi'ne ait "Utile" adlı gemi, Hint Okyanusu'nda haritalarda kayıtlı olmayan tehlikeli mercan resiflerine çarparak parçalandı. Gemi mürettebatı, resmi görevlerinin yanı sıra, gizlice taşıdıkları yaklaşık 160 Malagasi köleyi geminin ambarlarında kilitlemişti. Kazanın ardından yaşananlar, 15 yıl sürecek büyük ve zorlu bir hayatta kalma mücadelesinin fitilini ateşledi.
KAZA VE İLK DRAM: KÖLELERİN AMBARDA KİLİTLİ KALMASI
Utile gemisinin çarpması sonucu yaşanan felaket, birçok insanın canına mal oldu. Olay sırasında, ambarlarda kapalı tutulan erkek, kadın ve çocuklardan oluşan onlarca Malagasi köle boğularak hayatını kaybetti. Kazadan kurtulan 122 Fransız denizci ile yaklaşık 60 köle, mercanlarla çevrili ve en ufak bir bitkinin dahi bulunmadığı Tromelin Adası’na sığındı.

ÇÖL GİBİ BİR ADA: TROMELİN’DE HAYAT MÜCADELESİ
Tromelin Adası, ne tatlı su ne de yiyecek kaynağı sunuyordu. Kurtulanlar, geminin enkazından toplanan birkaç fıçı kumanya, tahta ve metal parçalarla hayatta kalmaya çalıştı. Derinlere kazılan kuyularda yarı tuzlu su kaynakları bulundu, fakat bu su filtrelenmek zorundaydı. Hayatta kalmak için deniz kaplumbağaları, kuşlar ve yumurtalar avlandı. Ayrıca kadınlar, mercan bloklarını kullanarak taş kulübeler inşa etti, ilkel fırınlar yaptı ve ateş yakmak için metal çakmak taşları üretti.
FRANSIZLARIN KÖLELERİ GERİDE BIRAKMASI VE SÖZÜN TUTULMAMASI
Kazadan yaklaşık iki ay sonra, hayatta kalan Fransız denizciler, gemi enkazından yaptıkları küçük bir tekneyle adadan ayrıldı. Ancak yanlarında yaklaşık 60 Malagasi köleyi geride bırakmayı tercih ettiler. "Yardım getireceğiz" sözünü verdiler ancak bu söz, tam 15 yıl boyunca tutulmadı ve köleler ıssız adada kaderlerine terk edildi.

15 YILLIK TERK EDİLİŞİN SONUNDA UMUT DOĞDU
1776 yılında, tam 15 yıl sonra, Tromelin Adası’na bir Fransız gemisi ulaştı. O gemide bulunan Fransız subay Chevalier de Tromelin, zorlu kayalıklara rağmen adaya çıkmayı başardı. İnanılması güç bir manzarayla karşılaştı: Adada hayatta kalan sadece 7 kadın ve bir bebek vardı. Bebek ise, bu ıssız adada doğmuş ve hayatta kalmayı başarmıştı.
İNSANIN HAYATTA KALMA AZMİNİN GÜCÜ
Modern insan, kendisini çevreleyen sınırları ve koşulları bilir, buna göre yaşar. Ancak yaklaşık 250 yıl önce, hiç kimsenin yardımına ulaşamadığı bir ada ortamında, en zor şartlarda bile yaşamını sürdürebilen insanların varlığı, dirayetin ve umutun en güçlü kanıtı olarak tarihe geçti.
İLK KURTULUŞ GİRİŞİMLERİNİN BAŞARISIZLIĞI
İlk yıllarda hayatta kalanlar, kurtuluş için çeşitli denemelerde bulundu. Tahtalardan yapılan sallar denize açıldı ancak ne yazık ki bu girişimlerin hiçbiri başarıyla sonuçlanmadı. Yıllar süren mücadele, umudun tükenmediğini, insanın doğayla amansız savaşını gösterdi.
 
                 
             
             
                             
                             
                            





 
         
         
         
         
         
         
         
         
        