“Karşı taraf tam saha pres bağırıyor, BTK ise fısıltı modunda” diyen Hakan, kurumun kriz iletişimini “maslahatı idare” yöntemi olarak niteledi. Hakan, köşe yazısında hem siyasi muhalefetin hem de sosyal medyadaki psikolojik harp taktiklerini hedef göstererek, BTK’nın adeta görünmezliğe büründüğünü savundu. “Susulması gereken zamanda susmak ne kadar önemliyse, konuşulması gereken zamanda konuşmak da o kadar önemlidir” çıkışını yapan Hakan, yetkililerin “aman ismimizi vermeyin” tavrını da eleştirdi.
SKANDALDA İLETİŞİM BOŞLUĞU
Sahte diploma iddiası etrafında büyüyen bilgi kirliliği, kurumların şeffaf açıklama ihtiyacını artırdı. Ancak BTK’nın kamuoyuna yönelik açıklama yapmaması, sosyal medya mecralarında yankı bulan iddiaların karşılıksız kalmasına yol açtı. Ahmet Hakan’a göre bu tutum, tartışmayı daha da alevlendiriyor ve “gerçeklere yalan katan” dezenformasyon kanallarının etkisini artırıyor.
"BUGÜN DEĞİLSE NE ZAMAN?"
Medya temsilcileri, BTK’nın yalnızca teknik düzenleyici rolüne değil, dijital dolaşımda hızla yayılan spekülasyonlara karşı kamuoyunu bilgilendirme sorumluluğuna da dikkat çekiyor. Ahmet Hakan’ın “bugün değilse ne zaman” sorusu, kurumun kayıtsız kalmasının doğuracağı güven bunalımına işaret ediyor.
