Son yıllarda toplumsal yaşamda empati düzeyinin azaldığına dair gözlemler dikkat çekiyor. İnsanların birbirinin duygularını anlamakta zorlandığı, sosyal ilişkilerde duyarlılığın zayıfladığı belirtiliyor. Uzmanlar, bu durumu “empati erozyonu” olarak tanımlıyor.
DİJİTAL İLETİŞİM EMPATİYİ ZAYIFLATIYOR
Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte iletişim biçimleri büyük ölçüde değişti. Sosyal medya ve dijital platformlar, insanları birbirine bağlarken aynı zamanda duygusal mesafeleri de artırdı.
Kullanıcıların çevrim içi ortamlarda yoğun bilgiye maruz kalması, başkalarının duygularını anlamaya ayırdığı zamanı azalttı. Yüz yüze iletişimin azalması, duygusal ifadelerin eksik kalmasına neden oluyor. Özellikle pandemi dönemi itibarıyla hayatlarımıza nüfus eden dijital ortam, yüzyüze görüşmeleri azaltarak insan etkileşimlerini sınırlı hale getirdi.
REKABET ORTAMI VE BİREYSELLEŞME EMPATİYİ GERİ PLANA ATIYOR
Günlük yaşamın hızlanması, başarı ve performans odaklı bir kültürün yaygınlaşmasıyla birlikte bireycilik öne çıktı. İnsanlar olumsuzluklar karşısında kendi başına gelene kadar 'bana dokunmayan yılan bin yaşasın' atasözünden hareketle, diğer bireylerin ihtiyaçlarına karşı duyarsız bir hale geldi.
Toplumsal dayanışma yerine kişisel hedeflerin ön plana çıkması, empati duygusunun geri planda kalmasına yol açıyor.
İş hayatında ve eğitim ortamlarında artan rekabet, insanların birbirine destek olma isteğini zayıflatıyor. Bu durum, sosyal bağların gevşemesine ve güven duygusunun azalmasına neden oluyor.
MEDYA VE YOĞUN TRAVMATİK İÇERİKLER DUYARSIZLAŞMAYI ARTIRIYOR
Görsel ve dijital medya aracılığıyla sürekli olumsuz haberlere maruz kalmak, insanların duygusal tepkilerini azaltabiliyor. Şiddet, savaş, afet veya kriz görüntülerine sıkça rastlanması, zamanla bu olaylara karşı duyarsızlık oluşturuyor. Gündemde yoğun olarak yer tutan olumsuzluklar, toplumun duygusal anlamda hissizleşmesine neden oluyor.
Bu durum, “empati yorgunluğu” olarak adlandırılan bir olgunun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. İnsanlar bir süre sonra acılara tepki vermemeye, hatta onları sıradan bir bilgi olarak görmeye başlıyor.
TOPLUMSAL DAYANIŞMA AZALIYOR
Empati duygusundaki zayıflama, toplumsal dayanışmayı da etkiliyor. Komşuluk ilişkilerinden iş arkadaşlıklarına kadar birçok alanda duyarlılığın azaldığı gözlemleniyor.
Bireyler, başkalarının sorunlarına ilgisiz kalmaya başladıkça toplum içindeki güven bağları zayıflıyor. Uzmanlar, bu sürecin uzun vadede sosyal bütünlüğü olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekiyor.
EMPATİNİN GÜÇLENMESİ İÇİN FARKINDALIK GEREKİYOR
Empati erozyonunun önüne geçebilmek için toplumsal farkındalık çalışmaları önem taşıyor. Eğitim ortamlarında duygusal zeka ve empati becerilerinin desteklenmesi, bu sürecin yavaşlatılmasına katkı sağlayabilir.
Uzmanlar, bireylerin iletişimde aktif dinlemeye, farklı bakış açılarını anlamaya ve karşısındakinin duygularını tanımaya özen göstermesi gerektiğini belirtiyor.