Sağlık Çalışanları Hak ve Mücadele Derneği (SAHADER), kamu çalışanlarının maaş ve emeklilik ikramiyeleri arasındaki farkları ortaya koyan bir rapor yayımladı. Raporda, hemşireler ile kamu işçileri arasındaki gelir farkının giderek büyüdüğü belirtilirken, sağlık çalışanları maaş adaletsizliğine dikkat çekti. Hemşireler, uzun ve yoğun çalışma saatlerine rağmen gelirlerinin düşük kalmasının motivasyonlarını olumsuz etkilediğini ifade etti.
Aldığımız ücretler emekliliğe yansımıyor,
— Sağlık Çalışanları Hak Ve Mücadele Derneği (@SaHaDernegi) April 26, 2025
Toplamda elimize geçen 50 bin lira
Kamu işçisi zam almadan 70 bin lira ortalama maaş alıyor.
14 yıldır yetkili sendika aynı,
Memurun sefaleti aynı.
Artık emeklilik hayal oldu, memurun Emekli ikramiyesi ikinci el bir araç almaya yetmiyor.… https://t.co/3VyUBv9HpN
HEMŞİRE VE İŞÇİ MAAŞLARI ARASINDA FARK AÇILIYOR
Gonca Koçak ve Behiye Civelek tarafından hazırlanan SAHADER raporuna göre, 30 yıllık hizmet süresi bulunan lisans mezunu bir hemşire 56 bin 658 TL net maaş alıyor. Aynı süreye sahip bir kamu işçisinin maaşı 51 bin 375 TL’ye ulaşırken, işçilerin tediye ve ikramiyelerle birlikte toplam gelirleri 70 bin TL’yi aşıyor. Emeklilikte ise fark daha da belirgin hale geliyor. Hemşirelerin emeklilik ikramiyesi 1 milyon 64 bin TL seviyesinde kalırken, kamu işçileri 1 milyon 389 bin TL’ye kadar ikramiye alabiliyor.
MEMUR MAAŞLARINDA PARÇALI SİSTEM FARK YARATIYOR
Raporda, farkın temel nedeninin memur maaşlarının parçalı yapısından kaynaklandığı belirtildi. Memur maaş kalemlerinin yalnızca bir kısmı emeklilik hesabına dahil edilirken, işçilerin maaşlarının tamamı emeklilik primine yansıyor. Bu durum, emekli ikramiyelerinde ciddi farklara neden oluyor.
EMEKLİLİKTE GELİR FARKI DİKKAT ÇEKİYOR
SAHADER verilerine göre, 30 yıl hizmeti bulunan lisans mezunu bir hemşire 56 bin 658 TL aylık maaş alırken, emeklilikte 1 milyon 64 bin TL ikramiye elde ediyor.
Yardımcı Hizmetler Sınıfı’ndaki personel 42 bin 354 TL maaşla 694 bin TL emekli ikramiyesi alabiliyor.
4D statüsündeki kamu işçileri ise 51 bin 375 TL maaşla birlikte 1 milyon 389 bin TL ikramiye elde ediyor.
SEYYANEN ZAMLAR EMEKLİLİĞE YANSIMIYOR
Raporda, memurlara verilen seyyanen zamların emekli maaşlarına dahil edilmemesi ele alındı. Bu durumun, emekliliği yaklaşan kamu çalışanlarının gelir kaybına neden olduğu ifade edildi. Ayrıca TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarının düşük kalması, kamu çalışanlarının maaş artışlarının gerçek enflasyonun gerisinde kalmasına yol açıyor.
ÜCRET ADALETİ İÇİN DÜZENLEME ÇAĞRISI
Raporda, memur emeklisinin aldığı ikramiye ile ancak ikinci el araç alabilecek durumda olduğu belirtildi. İşçilerin toplu sözleşmeler yoluyla daha güçlü haklar elde ettiği, memurların ise bu kazanımların gerisinde kaldığı vurgulandı. SAHADER, kamu çalışanlarının gelirlerinde adaletin sağlanması ve emeklilikte yaşanan kayıpların giderilmesi için kalıcı çözümler üretilmesi çağrısında bulundu.
“İNSAN HAYATINI KURTARIYORUZ AMA DAHA AZ MAAŞ ALIYORUZ”
Sahada görev yapan hemşire Kadir S., sağlık çalışanlarının yaşadığı maaş adaletsizliğini dile getirdi. “Sağlık çalışanları olarak gerek okurken, gerek atama beklerken, gerekse mesleğe başladıktan sonra sürekli zorluklarla karşılaşıyoruz. Bizler insan hayatını kurtarmak için çabalarken kamu işçilerinden daha az maaş alıyoruz. Tabii ki kamu işçileri az maaş almalı demiyorum; sadece bizler de hakkımız olan maaşı almak istiyoruz. O yüzden bazen ‘kamu işçisi olmak vardı’ diyoruz." ifadelerini kullandı.
“GELECEĞE UMUTLA BAKAMIYORUZ”
Raporda yer alan maaş ve ikramiye farklarını gördüğünde büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını dile getiren Kadir S., “Yıllarca sahada, yoğun ve bitmek bilmeyen nöbetlerle çalışıyoruz. Emeklilikte hak ettiğimizden çok az maaş alacağımızı bilmek insanın içini acıtıyor. Geleceğe bakışımız ne yazık ki umutsuz." dedi.
“RİSKLİ ORTAMDA ÇALIŞMAK GÖZARDI EDİLİYOR”
Hemşire Kadir S., maaş hesaplamalarında göz ardı edilen unsurlara da dikkat çekti. “Bizler insan hayatı için çalışıyoruz. Hastaların acılarına ortak oluyoruz, psikolojik olarak yıpratıcı bir ortamda görev yapıyoruz. Üstelik bulaşıcı hastalık kapma riski olan bir meslek grubuyuz. Ancak bu koşullar maaşlara yansımıyor. Umarım sağlık çalışanları olarak hak ettiğimiz şartları bir gün elde ederiz." dedi.
“UZUN NÖBETLER TUTUYORUZ AMA EMEĞİMİZ KARŞILIK BULMUYOR”
Hemşire Sena Coşar da aynı soruna dikkat çekerek duygularını şu sözlerle ifade etti: “Bu konu hakkında öncelikle üzgün olduğumu belirtmek isterim. Kamu çalışanlarına göre daha fazla saat çalışmamıza rağmen aramızda oldukça büyük bir maaş farkı bulunuyor. Bu durum hem motivasyonumuzu düşürüyor hem de emeğimizin yeterince değer görmediğini hissettiriyor maalesef. Aynı özveriyi gösterip çok büyük farklarla karşılaşmak çalışma isteğimizi azaltıyor. Gelecekte özel sektörde sağlıkçı olarak devam etmeyi düşünmüyorum.”
“NÖBET FARKLARI MAAŞLARA YANSIMIYOR”
Coşar, hemşirelerin maaş hesaplamalarında göz ardı edilen en önemli konunun çalışma koşulları olduğunu söyledi. “Düzensiz uyku saatlerimiz ve uzun süre molasız çalışmamıza rağmen nöbet farklarının maaşlara yeterince yansımadığını düşünüyorum. Bu durum hem bedensel hem de ruhsal olarak bizleri zorluyor." ifadelerini kullandı.
“EMEKLİ MAAŞLARI YETERSİZ, HEMŞİRELER ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYOR”
Hemşire Müge Gürkan ise emeklilik dönemine ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Gürkan, “Emekli maaşları çok düşük olduğu için hemşireler 60 yaşına da gelse emekli olmuyorlar. Çoğu ekonomik sebeplerle çalışmaya devam etmek zorunda kalıyor. Bu da mesleki yorgunluğu artırıyor ve yeni nesilin atanma imkanını düşürüyor." dedi.
“ÇOCUĞUM OLSA SAĞLIKÇI OLMASINI İSTEMEM”
Mesleğin zorluklarını dile getiren Müge Gürkan, hemşirelik mesleğinin giderek cazibesini yitirdiğini belirtti. “Çocuğum olsa sağlıkçı olmasını istemem. Çünkü bu meslek artık sadece fedakarlıkla yürütülüyor. Karşılığında alınan ücret ve sosyal imkanlar yeterli değil." ifadelerini kullandı.