Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye’nin jeopolitik konumunun yalnızca coğrafi bir avantaj değil, aynı zamanda çok yönlü diplomasi için bir sorumluluk olduğunu belirtti. Doğu ve Batı arasında bir köprü görevi gören Türkiye’nin hem NATO üyesi olarak Batı bloğunda yer aldığını, hem de İslam dünyası, Türk dünyası ve Asya güçleriyle tarihsel ve kültürel bağlara sahip olduğunu ifade etti.
Bahçeli, “Türkiye; ABD ve AB’nin temsil ettiği Batı ile, Rusya, Çin, Hindistan ve Japonya gibi ülkelerin başat olduğu Doğu’nun tam merkezindedir. Bu gerçek, dış politikada çok boyutlu ve dengeli bir yaklaşımı mecbur kılmaktadır,” dedi.
TRÇ İTTİFAKI NEDEN GÜNDEMDE?
MHP lideri, Türkiye’nin mevcut ittifaklarına sadık olduğunu belirtmekle birlikte, tek taraflı bağlılıkların artık sürdürülebilir olmadığını savundu. Özellikle Batı dünyasında Türkiye’ye yönelik çifte standartların arttığını ifade eden Bahçeli, “Bir tarafın sürekli taviz verdiği ve geri adım attığı bir ilişki, ne stratejik ortaklıkla ne de dostlukla bağdaşır,” sözleriyle eleştirilerini dile getirdi.
TRÇ İttifakı’nın (Türkiye-Rusya-Çin) bu bağlamda alternatif bir stratejik açılım olduğunu kaydeden Bahçeli, bu ittifakın yalnızca siyasi değil, aynı zamanda ekonomik, askeri ve kültürel boyutlarıyla da ele alınması gerektiğini söyledi.
Bahçeli, dünya siyasetinin tek kutuplu yapıdan uzaklaştığını ve çok merkezli yeni bir düzene geçildiğini vurguladı. Türkiye’nin bu süreçte edilgen değil, yön veren bir aktör olması gerektiğinin altını çizen MHP lideri, “Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında iç ve dış tüm kamburlardan arınmak, millet olarak ortak hedefimizdir. TRÇ İttifakı, bu hedefe ulaşmak için güçlü bir zemindir,” ifadelerini kullandı.
'YENİ BİR MEDENİYET TASAVVURU ŞART'
MHP'nin siyasi misyonunun merkezine "Türkiye merkezli yeni bir medeniyet inşasını" koyduğunu belirten Bahçeli, TRÇ İttifakı’nı bu vizyonun bir parçası olarak değerlendirdi. Milliyetçi Hareket Partisi'nin bu önerisinin, tarihsel mirasa ve geleceğin gerçeklerine dayanan bir stratejik yönelim olduğunu söyleyerek, "Türk milleti çaresiz değildir; çözümsüzlüğe mahkûm değildir. Yeni bir dünya mümkündür ve Türkiye bu dünyanın kurucu unsurlarından biri olabilir," dedi.
