Türkiye’den Suriye’ye dönüşler hız kesmeden devam ediyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Beşar Esad yönetiminin devrilmesinden bu yana yaklaşık 500 bin Suriyeli sığınmacının ülkelerine geri döndüğünü açıkladı. Bakan Fidan, Suriye’de güvenlik ve istikrarın sağlanmasının hem nüfus hareketleri hem de ekonomik düzen açısından kritik öneme sahip olduğunu vurguladı.
SURİYE MESELESİ TÜRKİYE İÇİN KRİTİK
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’nin Suriye politikasıyla ilgili Ülke TV'ye önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Fidan, Suriye’nin Türkiye açısından “birinci dereceden milli güvenlik meselesi” olduğunu vurgulayarak, sınır güvenliği, vatandaşların can ve mal güvenliği ile toprak bütünlüğünün her zaman öncelikli olduğunu söyledi.
“Oradaki gelişmeler doğrudan bizim güvenliğimizi etkiliyor. Bizim mesajımız çok net: Suriye hem Türkiye hem de bölge ülkeleri için tehdit oluşturmamalı, aynı şekilde Türkiye de Suriye’ye zarar vermemeli” diyen Fidan, diplomatik temasların yoğun şekilde sürdüğünü belirtti.
GERİ DÖNÜŞLER 500 BİNE YAKLAŞTI
Bakan Fidan, Suriye’ye geri dönen sığınmacı sayısını da paylaştı. Türkiye üzerinden ülkesine dönen Suriyeli sayısının yaklaşık 500 bin olduğunu açıklayan Fidan, “Sadece Türkiye’den değil, başka ülkelerden de geri dönüşler var. Bu rakam Suriye’ye dönüşlerin toplamını kapsıyor” dedi.
Fidan Suriye’de güvenlik ve istikrar sağlandıkça geri dönüşlerin artacağını, bunun hem nüfus yapısı hem de ekonominin işleyişi açısından kritik olduğunu sözlerine ekledi.
ÜÇLÜ TOPLANTI YOLDA
Önümüzdeki dönemde ABD, Türkiye ve Suriye arasında üçlü bir toplantının planlandığını açıklayan Fidan, görüşmelerin bölgedeki güvenlik, diplomasi ve sığınmacıların dönüş süreci için önem taşıdığını belirtti.
“İş gücü ve ekonominin yeniden ayağa kalkması için Suriyelilerin geri dönüşü gerekiyor. Fabrikaların çalışması, bürokrasinin işleyişi ve günlük hayatın normale dönmesi için bu süreç kritik” diyen Fidan, istikrarın sağlanmasının hem bölge hem de Türkiye için kazanç olacağını ifade etti.
Bakan Fidan, Türkiye’nin Suriye ile ilgili hedeflerini net bir şekilde ortaya koydu: “Herkes kendi sınırları içinde barış içinde yaşamalı. Türkiye, bölgedeki istikrarı sağlamak için her türlü diplomatik adımı atmaya hazır.”