Sağlık

Baykar’a ABD’den Sürpriz Teklif: “Üretim Tesisi Kurun”

ABD’de bir üretim tesisi kurulmasını talep ettiği ileri sürülüyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, BM 80. Genel Kurulu çerçevesinde yaptığı açıklamada, “Amerika’nın Türkiye’deki bu gelişmiş teknolojiden istifade edebilecekleri konusunda talepleri var” ifadesini kullandı. Bu açıklama, Washington’un Baykar’ın teknoloji kapasitesini ABD topraklarında üretime açma yönündeki beklentisinin bir yansıması olarak yorumlanıyor.

Baykar’ın Başarısı

Baykar’ın küresel ölçekte insansız hava aracı ihracatındaki etkin konumu, ABD’nin ilgisini çekmesinin temel sebepleri arasında gösteriliyor. Şirket, özellikle “fiyat-performans” açısından yüksek verim sunan sistemleriyle, Ukrayna, Libya, Suriye ve Karabağ gibi savaş bölgelerinde dikkat çekici başarılar elde etti. ABD açısından Baykar teknolojilerinin kendi topraklarında üretime geçirilmesi, maliyeti düşürme ve NATO içi savunma iş birliklerini çeşitlendirme fırsatı anlamına geliyor.

Koşul: CAATSA Yaptırımlarının Kalkması

Ankara, olası üretim tesisi talebine “yaptırımların ortadan kaldırılması” koşulunu eklemiş durumda. Fidan, Rusya’dan temin edilen S-400 sistemleri nedeniyle Türkiye’ye uygulanan CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasını, bu sürecin önünde engel olarak gördüklerini belirtti. Ayrıca Türkiye’nin savunma sanayii kapasitesini artırmış olması nedeniyle, ilişkilerin tek taraflı değil karşılıklı fayda temelli olması gerektiğini vurguluyor.

Fidan’ın açıklamaları şöyle devam etti:

“Bu müttefiklik ruhuna, stratejik ortaklık ruhuna yakışmıyor. Onun için CAATSA’nın aradan çıkması meselesi var. Bu konuda iki tarafta da irade var. Şimdi konunun ilgili muhatapları, başta savunma bakanlıklarımız olmak üzere, konuyu daha da ileri taşıma konusunda gayret içinde olacaklar.”

Eğer anlaşma sağlanırsa, Baykar’ın ABD’de üretim tesisi kurmasıyla Türkiye’nin savunma sanayiindeki konumu daha da güçlenebilir, teknoloji ihracatı artabilir. Öte yandan anlaşma imkansız olursa, Türkiye’nin savunma sanayi politikasını Asya, Orta Doğu ve Avrupa pazarlarına yönelterek çeşitlendirme stratejisi daha da öne çıkabilir.

Bu süreç, teknoloji kontrol rejimleri, NATO dengeleri ve jeopolitik parametreler açısından kritik tartışmaları beraberinde getirecektir.