Besê Hozat kimdir?
Besê Hozat, PKK/KCK silahlı terör örgütü içinde uzun yıllardır aktif rol alan ve örgütün sözde en üst düzey kadın yöneticilerinden biri olarak tanınan bir isimdir. PKK'nın şehir yapılanması olan KCK (Koma Civakên Kurdistan) Yürütme Konseyi’nin sözde Eşbaşkanı olarak görev yapmaktadır. Bu görevi 2013’ten bu yana örgütün diğer yöneticilerinden Cemil Bayık ile birlikte yürütmektedir. Özellikle örgütün ideolojik çerçevesinin yeniden şekillendirilmesi, kadın-erkek eşitliğine dayalı örgütsel yapı oluşturulması ve PKK’nın sivil alandaki yapılanmalarında etkili bir figürdür.Besê Hozat’ın gerçek adı nedir?
Besê Hozat’ın gerçek adı Hülya Oran’dır. Güvenlik kaynakları ve devlet kurumlarının açıklamalarına göre uzun süre kamuoyunda Fatma Uyar olarak bilinse de daha sonra gerçek kimliği Hülya Oran olarak teyit edilmiştir. PKK içinde kullandığı "Besê" kod adı, Dersim İsyanı’nın sembol isimlerinden Dayîka Besê’ye ve yine örgüt içinde hayatını kaybeden bir militana atıfla seçilmiştir. Kod adı olarak seçtiği “Besê Hozat”, aynı zamanda doğduğu yerle bağ kuran sembolik bir isimdir.Besê Hozat PKK’da ne görev yapıyor?
Besê Hozat, PKK/KCK’nın sözde Yürütme Konseyi Eşbaşkanıdır. Bu görevle örgütün siyasi, ideolojik ve sivil yapılanmaları üzerinde doğrudan etkisi bulunmaktadır. Aynı zamanda kadın yapılanmaları, ideolojik eğitim kampları ve medya birimleri gibi alanlarda da aktif rol oynadığı bilinmektedir. PKK’nin 12. Olağanüstü Kongresi olarak bilinen toplantılarda yaptığı konuşmalarla örgütün stratejik vizyonuna yön vermeye çalışmıştır. Özellikle 5-7 Mayıs 2025 tarihli kongrede “Yeni bir tarih yazıyoruz” diyerek örgüt içinde sözde reform sürecini başlatan figürlerden biri olmuştur.Besê Hozat kaç yaşında?
Besê Hozat, 12 Kasım 1978 doğumludur ve 2025 yılı itibarıyla 46 yaşındadır. 1994 yılında henüz 16 yaşındayken PKK saflarına katılmış, yaklaşık otuz yıldır örgüt içinde aktif görevler üstlenmiştir.Bu süre zarfında dağ kadrosundan şehir yapılanmalarına, kadın birliklerinden medya sorumluluklarına kadar çeşitli pozisyonlarda bulunmuş ve zamanla yönetici seviyesine yükselmiştir.
Besê Hozat aslen nereli?
Besê Hozat aslen Tunceli’nin Hozat ilçesindendir. Zaten kullandığı "Hozat" soyadı da doğrudan memleketiyle ilişkilidir. Kürt-Alevi bir ailede, dokuz kardeşin yedincisi olarak dünyaya gelmiştir. Ailesi, 1937 Dersim Katliamı’nda büyük kayıplar yaşamış ve bu durum Besê Hozat’ın ideolojik yöneliminin şekillenmesinde etkili olmuştur. Yaptığı açıklamalarda, ailesinin uğradığı baskı ve soykırım iddialarının, PKK’ye katılmasında ve devlete karşı nefret oluşmasında belirleyici olduğunu açıkça ifade etmiştir.Besê Hozat evli mi?
Besê Hozat’ın evli olduğuna dair kamuoyuna açıklanmış herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Örgüt içindeki görevleri ve yaşam tarzı nedeniyle özel hayatı hakkında net ve teyitli bilgi paylaşılmamaktadır. Ancak PKK içi yapılanmalarda kişisel bilgiler genellikle gizli tutulduğundan bu konu hakkında resmi ya da doğrulanmış bir veri mevcut değildir.Besê Hozat neden kırmızı kategoride aranmaktadır?
Besê Hozat, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan “En Çok Aranan Teröristler Listesi”nin kırmızı kategorisinde yer almaktadır. Bu kategori, en tehlikeli ve etkili terör örgütü üyelerinin bulunduğu en üst düzey kategoridir.Hakkında alınan bazı resmi kararlar şunlardır:
- 28 Ekim 2015: Kırmızı kategoride arandığı duyuruldu.
- 7 Nisan 2021: 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun kapsamında Türkiye’deki mal varlığı donduruldu.
- 11 Temmuz 2025: “Barış ve Demokratik Toplum Grubu” töreninde PKK adına açıklamalarda bulundu.
Akademisyen bildirisiyle ilişkisi var mıydı?
Besê Hozat’ın ismi, 11 Ocak 2016 tarihinde yayımlanan ve “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı akademisyen bildirisiyle de ilişkilendirilmiştir. Güvenlik ve yargı kaynaklarının iddialarına göre, bildirinin yayınlanmasından kısa bir süre önce ANF (Fırat Haber Ajansı) aracılığıyla “Kürt halkı ve demokratik çevreler öz yönetim ilanlarına sahip çıkmalı” çağrısı yapan açıklamalar, bildirinin ideolojik zeminini oluşturmuştur.Bu iddia doğrultusunda birçok akademisyen hakkında soruşturma başlatılmış ve üniversitelerden ihraç edilmişlerdir.
