İzmir’den yola çıkan genç gezgin Furkan Doğan cesaretin ve özgürlüğün vücut bulmuş hali. Türk kahvesini bisikletine yükleyip tam 10.750 kilometre uzağa, Brezilya’ya gitti. Şimdi o, Porto Alegre sokaklarında kendi demlediği kahveyi Brezilyalılara ikram eden bir Türk. Rutin hayattan sıyrılıp hayallerinin peşine düşen Furkan, “dünyanın sonu” olarak bilinen Ushuaia’ya ulaştı. Onunla, hayalini gerçeğe dönüştüren bu cesur yolculuğu konuştuk.
TÜRKİYE’DEN BREZİLYA’YA KAHVE KOKULU BİR YOLCULUK

Hayat bazen bir fincan kahveyle değişir. Ankara’da doğup İzmir’de eğitimine devam eden Furkan Doğan bir sabah bisikletine atlayıp Brezilya’ya gitmeye karar verdiğinde aslında sıradan bir yolculuğa değil, hayatının macerasına çıktı. Şimdi o, Porto Alegre sokaklarında bisiklet üstünde Türk kahvesi satarak geçimini sağlıyor ve YouTube kanalında hikayesini milyonlarla paylaşıyor.
Rutin bir şehir hayatından Güney Amerika sokaklarına uzanan bu hikaye, aslında bir sabah kahve içerken aldığı küçük bir kararla başladı. Furkan, “Her şey bir fincan kahveyle başladı” dedi.
“NEDEN KAHVE SATMIYORUM?”
Furkan’ın hikayesi aslında Brezilya’da değil, İran’da başladı. Üç ay boyunca otostopla gezerken bileklik satarak geçimini sağlıyordu. Ancak bir gün, İranlı bir arkadaşıyla kahve içerken aklına bir fikir geldi:
“İran’da gezerken bileklik satıyordum ama o iş bana göre değildi. Bir gün İranlı arkadaşım Kaave’nin evinde kahve içerken, ‘Neden kahve satmıyorum?’ dedim. O an karar verdim. Moka potumla sokakta kahve yapıp satmaya başladım. Çok eğlendim. Sonra düşündüm; kahve dünyanın her yerinde geçer. Brezilya da kahvenin anavatanı. İşte o zaman kararımı verdim: Brezilya’ya gidip bisikletle kahve satacaktım.”
BİR TAHTA PARÇASINDAN DOĞAN HAYAL
Brezilya’ya vardığında ne bisikleti ne işi vardı. Önce gönüllü olarak hostellerde çalışmaya başladı ardından ikinci el bir bisiklet buldu. Furkan o zamanları şöyle aktardı:
“Motorumu, eşyalarımı sattım. Ailem de destek oldu. Sonra tek yön Brezilya bileti aldım. İlk günlerde gönüllü olarak hostellerde çalıştım, konaklama karşılığında resepsiyonda görev yaptım. Orada ikinci el bir bisiklet buldum. Üzerine küçük bir tahta parçası monte ettim ve onu kahve tezgahına çevirdim. Türk kahvesi satmaya başladım.”
Furkan, Brezilya’da yaşadığı anılardan bahsederken heyecanla anlatıyor:
“Bir gün karadan balina gördüm, inanamadım. Boynuzlu dev bir böcek gördüm, onu da unutamam. Ama en zorlandığım an, yolda kaldığım bir geceydi. Yorgunluktan yürüyemez hale gelmiştim. Benzinlik tabelasını gördüğümde mutluluktan ağladım. O gece çadırımı kurdum ve hayatımın en güzel uykusunu uyudum.”
“TÜRK KAHVESİ ONLARA FARKLI GELİYOR”
Brezilyalıların Türk kahvesine ilgisinden şöyle bahsetti:
“Burada Türk dizileri çok izleniyor, o yüzden Türkleri seviyorlar. Kahveyi tattıklarında ise farklı geliyor. Bazen kahveyi Türkiye’den getirdiğimi sanıyorlar. Brezilya kahvesi kullandığımı söylesem hayal kırıklığına uğruyorlar. O yüzden bazen bozmak istemiyorum o büyüyü.”
“DÜNYANIN SONUNA” ULAŞAN TÜRK GEZGİN

Furkan’ın hayali sadece kahve satmak değildi. Amacı, kahvesiyle Güney Amerika’nın son noktasına kadar pedal çevirmekti. Ve sonunda başardı.
Arjantin’in güneyinde yer alan Ushuaia’ya ulaştı. Şimdi YouTube kanalında gezdiği yerleri, yaşadığı deneyimleri ve kahveyle dolu yolculuğunu takipçileriyle paylaşıyor. Doğan sözlerini şu şekilde noktaladı:
“Bu gezgin hayat, herkes için değil. Zorluklara katlanmak, çadırda uyumak, dilini bilmediğin bir ülkede yaşamak kolay değil. Ama yine de denemek isteyenlere tavsiyem: Küçük başlayın. Önce ülkenizi gezin. Yurt dışı olarak Türkiye'ye yakın yerleri tercih edin. Yeter ki gülümsemeyi ve iletişim kurmayı unutmayın.”


