Gazze’de aylardır süren insani drama dikkat çeken Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, bölgede yaşanan yardım krizine ilişkin önemli bir karar aldı. Kabul edilen kararda, İsrail’in insani yardım girişlerini tam olarak serbest bırakması ve BM ile diğer insani kuruluşların faaliyetlerine yönelik tüm engelleri kaldırması talep edildi. Bu karar, uluslararası toplumun Gazze’deki ağır koşullara karşı artan baskısının somut bir adımı olarak değerlendiriliyor.
BM Genel Kurulu’nun kabul ettiği metin, Gazze’deki insani erişim krizine dair net talepler içeriyor. Kararda şu başlıklar dikkat çekiyor:
İsrail’in yardım kamyonları ve insani konvoylara tam geçiş izni tanıması,
BM’nin sahadaki insani operasyonlarının herhangi bir kısıtlamaya maruz bırakılmaması,
Gazze’deki sivillerin en temel ihtiyaçlarına hızlı ve etkili şekilde ulaşmasının sağlanması.
Genel Kurul’da geniş destek alan bu karar, yardım faaliyetlerinin önündeki mevcut engellerin uluslararası düzeyde açıkça reddedildiğini gösteriyor.

BM UZMANLARI İNSANİ YARDIM UYARISI YAPTI
Oylama öncesinde ve sonrasında BM yetkilileri, Gazze’ye insani yardım girişlerinin engellenmesinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu bir kez daha vurguladı. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği sözcüsü, yardım akışının kesilmesinin “kabul edilemez” olduğunu belirtirken, bunun çatışma hukukunun temel ilkelerine aykırı olduğunun altını çizdi. BM’nin sahadaki raporları da yardım konvoylarının hala ciddi kısıtlamalarla karşılaştığını, BM koordinasyonundaki çalışmaların düzenli olarak engellendiğini ortaya koyuyor.
DERİNLEŞEN KRİZDE DÜNYA GENELİNDE TEPKİ BÜYÜYOR
Gazze’de temel ihtiyaçların karşılanmasındaki yetersizlik, uluslararası raporlarda sık sık dile getiriliyor. Temiz suya erişim, gıda temini, ilaç ve tıbbi malzemelerin kritik seviyede azalması gibi sorunlar, bölgedeki sivillerin yaşam koşullarını daha da ağırlaştırıyor. Bu tablo, BM Genel Kurulu’nun kararının arka planını oluştururken; dünya genelinde hem hükümetler hem de insani örgütler, İsrail’e yönelik baskıyı artırmış durumda. Kabul edilen karar, uluslararası toplumun insani yardım akışının hızla normalleşmesine yönelik güçlü bir çağrısı olarak öne çıkıyor.




