Yangının başladığı 64 yılı, Roma’da ekonomik ve siyasal gerilimin yüksek olduğu bir dönemdi. Kentin nüfusunun yaklaşık 1 milyon olduğu tahmin edilirken, yapıların çoğu sıkışık, çok katlı ve ahşap malzemeden yapılmıştı. Yaz aylarının kurak ve sıcak geçtiği bu coğrafyada, olası bir kıvılcımın büyük bir felakete dönüşmesi kaçınılmazdı.
Yangın, Roma’nın en kalabalık bölgelerinden biri olan Circus Maximus’un yakınlarında, gece geç saatlerde başladı. Tacitus’un aktardığına göre, yangının ilk fark edilmesiyle müdahale arasındaki süre oldukça uzundu. Askeri ve sivil müdahale ekiplerinin eksikliği, kargaşa ve söylentiler yangının yayılmasını kolaylaştırdı.
ROMA'NIN 14 MAHALLESİNDEN 10’U ETKİLENDİ
Yangın toplamda 9 gün boyunca sürdü. Roma'da yangından etkilenmeyen mahalle sayısının ise çok çok az olduğu tahmin ediliyor. 3 mahalle tamamen yok olurken, 7 mahallede ciddi yapısal hasar meydana geldi. Özellikle Forum, Palatine Tepesi ve Aventine Tepesi çevresindeki birçok dini yapı, resmi arşiv ve konut geri dönülmez biçimde tahrip oldu.
Tacitus, “binalar çatırdayarak çökerken, alevler gökyüzüne kadar yükseliyordu” ifadeleriyle olayın boyutunu tasvir etti. Kaynaklar, yangının ikinci kez alevlendiğini ve bu nedenle yayılma süresinin uzadığını da belirtir.
İMPARATOR NERO VE ŞAİBELİ ROLÜ
Yangın sırasında tahtta bulunan İmparator Nero, felaketin ilk günlerinde Antium’daki yazlık sarayındaydı. Geri döndüğünde sarayını halka açarak evsiz kalanlara barınma imkânı sundu. Ancak Nero hakkında çıkan söylentiler, halkın öfkesini dindirmedi. En çok tartışılan iddialardan biri, yangını Nero’nun bizzat çıkarttığı ya da çıkartılmasına göz yumduğu yönündeydi.
Bazı antik kaynaklar, Nero’nun yangın sırasında sahne kıyafetleriyle şiirler söylediğini, lir çaldığını ve Troya'nın yıkılışını anlatan dizeler okuduğunu öne sürdü. Dönemin şartları göz önünde bulundurulduğunda bu anlatımların bazılarının propaganda kısmına girebileceğini söylemek de mümkün. Bununla birlikte, yangının ardından başlatılan yeni şehir planlaması ve Nero’nun Altın Ev (Domus Aurea) projesi, şüpheleri artıran etkenlerden biri oldu.
HIRİSTİYANLARA YÖNELİK BÜYÜK TAKİBAT BAŞLADI
Nero, halkın tepkisini üzerinden atmak için kısa süre sonra Hristiyanları hedef aldı. O dönem Roma’da henüz yeni yeni yayılan bu inanç sistemi, pagan geleneklere aykırı bulunuyor ve gizemli ritüellerle ilişkilendiriliyordu. Nero, yangının faili olarak Hristiyanları suçladı ve kamuoyunu yatıştırmak amacıyla bu topluluğa karşı kanlı bir baskı süreci başlattı.
Tacitus, Hristiyanlara uygulanan cezaların dehşet verici boyutlara ulaştığını aktarır. İnsanlar hayvan postlarına sarılıp köpeklere parçalatıldı, yakılarak öldürüldü, çarmıha gerildi. Bu olaylar, Hristiyanlık tarihinde ilk büyük zulüm dalgası olarak kabul edilir.
ARKEOLOJİK BULGULAR YANGINI DOĞRULUYOR MU?
Modern arkeologlar, Roma’nın farklı noktalarında, özellikle Palatine Tepesi ve Forum çevresinde, yangınla ilişkilendirilen yoğun yanık izlerine rastladı. Karbon izleri, yangının geniş çaplı olduğunu destekliyor. Ancak bazı araştırmacılar, yangının ikinci evresinin Nero tarafından kentsel dönüşüm bahanesiyle başlatıldığı yönündeki teorilere dikkat çekiyor.
Yangının ardından Roma’da taş ve tuğla yapılar zorunlu hale getirildi, yollar genişletildi ve yeni bina yönetmelikleri yürürlüğe girdi. Şehrin klasik yapısını tümden değiştiren uygulamalar tarihi ilerleyişi de hiç şüphesiz etkilemiştir. Domus Aurea’nın yapımı sırasında yok edilen halk mahalleri ise sınıfsal tepkiyi artırdı.
TARİHSEL KAYNAKLARIN FARKLILAŞAN ANLATIMLARI
Tacitus, Suetonius ve Cassius Dio isimli tarihçilerin kaynaklarına bakıldığında farklı neden ve sonuçlara erişilebiliyor. Yangının çıkış sebebinin kesinlikle bilinmediğini söyleyen Taictus'a karşın Suetonius ise çok net bir biçimde yangını çıkartan kişi isim vererek suçluyor. Bu çelişkiler, olayın tarihte nasıl algılandığına dair tartışmaları canlı tutar.
Bazı modern tarihçiler ise yangının doğal sebeplerle çıktığını, ancak Nero’nun bu krizi kendi imar politikaları için fırsata çevirdiğini savunur. Bu nedenle yangının arkasındaki niyetin tespiti hâlâ belirsizliğini korur.
YANGININ ROMA İMPARATORLUĞU’NA ETKİLERİ
Tarihin en büyük yangınlarından biri olarak kayda geçen Büyük Roma Yangını, bir şehrin yapısını değiştirmekle kalmadı. Aynı zamanda siyasi ikbal uğruna yapılabileceklerin sınırını da ortaya koyan bir olay olarak tarihe geçti. Olay, ilerleyen yüzyıllarda hem Hristiyan literatüründe hem de Roma tarihinin dönüm noktalarında sembolik bir yer edindi.
Yangının ardından Roma’nın mimari düzeni, sosyal yapısı ve inançlar arası ilişkileri kalıcı biçimde değişti. büyük roma yangını, günümüz tarihçileri ve arkeologları için hâlâ çok katmanlı bir araştırma alanı olmaya devam ediyor.