Kıdem Tazminatı Fonu (KTF) düzenlemesi, uzun bir aradan sonra yeniden gündeme geldi. 2018’de ilk kez eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı taslakla gündeme gelen fon, çalışanların “genel grev” uyarıları üzerine askıya alınmıştı. Ancak 2026-2028 Orta Vadeli Program (OVP) kapsamında TES ile paralel olarak KTF’nin de yasalaştırılması için hazırlıkların hızlandığı belirtiliyor.
FONDA BİRİKİMİN ÇEKİLMESİ SINIRLANACAK
İlk taslakta yer alan düzenlemelere göre, KTF’de biriken tazminatın 10 yıl boyunca çekilememesi, işten ayrılan çalışanlara yalnızca yüzde 25’lik kısmın ödenmesi, birikimin tamamına ise yalnızca emeklilik halinde erişilebilmesi öngörülüyordu. Bu maddeler, sendikaların ve işçilerin en çok tepki gösterdiği noktaların başında gelmişti.
TES VE KTF EŞ ZAMANLI PLANLANIYOR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı “İstihdam Kalkanı” programı kapsamında TES ile KTF’nin eş zamanlı devreye girmesi öngörülüyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, TİSK ve TOBB iş birliğiyle hazırlanan yeni taslak, işverenin kıdem tazminatı yükümlülüğünü fona devrediyor.
SOSYAL GÜVENLİKTE İKİLİ YAPI
Uzmanlara göre TES ve KTF düzenlemeleri, sosyal güvenlik sistemini ikili bir yapıya dönüştürerek “ikinci emekli aylığı” vaadiyle özelleştirmenin önünü açıyor. Çalışanlardan SGK primine ek olarak en az yüzde 3 oranında kesinti yapılması planlanıyor. Bu durum, mevcut emekli aylıklarının yükseltilmesi yerine çalışanlara ek mali yük getirecek.
İŞSİZLİK FONU ÖRNEĞİ ENDİŞE YARATIYOR
1999’da kurulan İşsizlik Sigortası Fonu’nun amaç dışı kullanılması, KTF’ye yönelik endişeleri artırıyor. İSF kaynaklarının büyük bölümü işverenlere aktarılırken, işsiz kalan çalışanların çoğuna destek sağlanmadı. Ekonomi çevreleri, KTF’de birikecek yüz milyarlarca liralık kaynağın da benzer şekilde Hazine’nin borçlanma ihtiyacını karşılamak ve işverenlere ucuz finansman sağlamak için kullanılabileceğini belirtiyor.
