TBMM Genel Kurulu'nda, Milli Eğitim Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçeleri üzerindeki görüşmeler devam ediyor. TBMM Başkanvekili Tekin Bingöl’ün başkanlığında toplanan kurulda, siyasi parti temsilcileri bütçelere dair görüşlerini dile getirdi. CHP İstanbul Milletvekili Türkan Elçi, kürsüde yaptığı konuşmada eğitim sistemine, Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) uygulamasına ve liyakat tartışmalarına değindi.

BBP’li Yörükçüoğlu uyardı! En büyük tehdit nüfus sorunu: 'Aile yok olursa Türkiye de yok olur'
BBP’li Yörükçüoğlu uyardı! En büyük tehdit nüfus sorunu: 'Aile yok olursa Türkiye de yok olur'
İçeriği Görüntüle

"İŞÇİSİN SEN İŞÇİ KAL DİYEN BİR SİSTEMİ KONUŞACAĞIZ"

Görüşmelerde söz alan CHP İstanbul Milletvekili Türkan Elçi, eğitim sistemindeki sorunlara dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

"Bugün mevzubahis Milli Eğitim Bakanlığı görüşmesi ise elbetteki eğitim sistemini, ülkemizdeki çocukları, gençlerimizi konuşacağız. Hak ettikleri yaşamı yaşayamadıklarını, onlara sunulan hayatın belirsizliğini, güvencesizliğini, hukukun onlara tanıdığı haklara erişemediklerini, cebelleştikleri sefaletleri, memlekete dair olan bitene itiraz ederken sokak ortasında güvenlik güçlerince maruz kaldıkları kötü muameleyi konuşacağız. Çocukların ‘eti senin kemiği benim’ zihniyeti ile çıraklık adı altında pedagojiden uzak ustalara nasıl teslim edildiklerini, çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimlerini zayıflatan, çocuklukları yaşamaktan mahrum bırakan, okula sadece haftada bir gün gitme imkanı sağlayan, bir yıl içinde 85’inin yaşamını yitirdiği, yoksullukla cebelleşen 400 bin çocuktan oluşan orduya ‘işçisin sen işçi kal’ diyen bir sistemi yani çocukları sömüren sistemi, yani MESEM’i konuşacağız."

"MESLEKTE İLERLEME SİYASAL AİDİYETE GÖRE BELİRLENİYOR"

Eğitim sisteminin fırsat eşitliği vaadinin ortadan kalktığını savunan Elçi, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Meslekte ilerleme artık başarıya, emeğe ve diplomaya göre değil siyasal aidiyete göre belirleniyor. Küçük bir azınlık dışında büyük bir kesim için sınıf atlama, sınavla, eğitim ile değil siyasi ağlara dahil olmakla, suç örgütlerine mensup olmayla mümkün görülebiliyor. Çalışarak yükselme vaadinin yerine suça bulaşılmadan bu döngüden çıkılmaz düşüncesi yer alıyor. Eşitlikçi ve adil olmayan eğitim sistemini zorlayarak bu döngüden çıkmayı başarabilen, binbir emekle üniversite sınavlarında derece yapan, Türkiye'nin en iyi üniversitelerinde okuyan öğrenciler ise haksızlıklara, hukuksuzluklara itiraz ettikleri için ters kelepçelerle arabaların içinde üst üste istiflenebiliyorlar. Temel hak ve özgürlüklerini, anayasal haklarını talep ettikleri için biber gazlarıyla plastik mermilerle karşılaşıyorlar. Aylarca cezaevlerinde uzun tutuklu süreleriyle cezalandırılabiliyorlar."

Kaynak: HABER MERKEZİ