Sözcü Gazetesi yazarı Saygı Öztürk, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu çalışmaları kapsamında İmralı Adası’na giden üç milletvekili ile terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan arasında gerçekleşen görüşmenin detaylarını yazdı. Öztürk’ün aktardığı bilgilere göre; 19 kez toplanan ve 134 kişiyi dinleyen komisyon, son olarak İmralı’da hükümlü bulunan Öcalan’ı dinledi. Görüşmede terör örgütü elebaşının anayasa değişikliği, ana dilde eğitim, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve bölgedeki petrol ile elektrik gelirlerinden pay verilmesi gibi taleplerde bulunduğu belirtildi.
ÜÇ MİLLETVEKİLİ İMRALI ADASI'NA GİTTİ
Saygı Öztürk'ün yazısında yer alan bilgilere göre; Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun rapor yazım aşamasına geçmeden önceki son durağı İmralı oldu. MHP ve DEM Parti raporlarını TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a teslim ederken, AK Parti’nin de önümüzdeki hafta raporunu sunması bekleniyor. Bu süreçte üç milletvekili İmralı Adası’na giderek terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile görüştü.
Öztürk, görüşmedeki diyaloglara ilişkin şu detayları aktardı:
"Öcalan, en büyük ilgiyi MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Hukukçu Feti Yıldız’a gösterdi. AKP’li Hüseyin Yayman’a ilgisi biraz daha azdı. DEM Milletvekili Gülistan Koçyiğit’i ise kendisine daha yakın bulduğundan daha çok sekreterlik yaptırdı. “Yaz Gülistan” gibi sözleri oldu. Daha önce DEM heyeti defalarca gittiği için Koçyiğit’e bu şekilde davranması normal karşılandı."
"ANA DİLDE EĞİTİM VE ANAYASADA İKİ HALKIN ADI OLMALI"
Görüşmede terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın, yerel yönetimler konusunu öne çıkardığı, belli bölgelerde etnik ve mezhebi durumun dikkate alınarak ana dilde eğitim yapılmasını ve ileri aşamada Kürtçenin resmi dil olmasını talep ettiği belirtildi. Öcalan’ın Irak’taki modelin daha üstünde bir yapı istediği ifade edildi.
Yazıda, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın şu ifadelerine yer verildi:
“Türkiye’de iki güçlü halk var. Bunlar Türkler ve Kürtlerdir. İki halk adı Anayasa’da yer almalı ki benim çağrım da karşılık bulsun. Türk milleti rıza göstermediği için resmi dilin Kürtçe olmasını şu aşamada istemiyoruz. Ama eğitim dilinin Kürtçe olmasını istiyoruz. Bu konuda çok talepler var. Bunun mutlaka uygulanması isteniyor.”
ANAYASANIN 66. MADDESİNDE DEĞİŞİKLİK TALEBİ
Sözcü yazarı Saygı Öztürk, terör örgütü elebaşı Öcalan’ın taleplerinin karşılanabilmesi için anayasada değişiklik yapılması gerektiğini belirterek, özellikle Anayasa'nın 66. maddesine dikkat çekildiğini aktardı.
Öztürk, konuyla ilgili şu bilgileri verdi:
"Anayasamızın 66. maddesinde Öcalan değişiklik yapılmasını istiyor. Anayasamızın 66’ncı maddesinde Türk’ün tarifi yapılıyor. 'Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür' deniliyor. Anayasa Mahkememizin verdiği kararlarda da Türklük, vatandaşlık bağı ile tanımlanıyor."
"KÜRDİSTAN'DAN ÇIKAN PETROL GELİRİNDEN PAY VERİLMELİ"
Görüşmede öne çıkan bir diğer başlığın ekonomi ve gelir paylaşımı olduğu belirtildi. Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın, Avrupa Yerel Yönetimler Şartı’nın uygulanmasını ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesini istediği ifade edildi.
Öcalan’ın petrol ve elektrik gelirleri konusundaki talebi, yazıda şu şekilde aktarıldı:
“Örneğin, Kürdistan’dan çıkan petrolden elde edilen gelirden bir bölüm buradaki yerel yönetimlere bırakılmalı.”
Saygı Öztürk, bu talebin detaylarını şu sözlerle açıkladı:
"'Kürdistan', Öcalan’ın kullandığı bir sözcük. Türkiye Cumhuriyeti’nin petrol üretimi ağırlıklı olarak Güneydoğu’da. Öcalan, örneğin Gabar dağından çıkan petrolden oradaki yörel yönetimlere pay verilmesini öneriyor. Bununla kalmayacak. Elektrik elde edilen Güneydoğu’daki barajlardan elde edilen elektrikten de pay istenecek."
SURİYE'DEKİ GÜÇLER İÇİN "POLİS OLSUNLAR" ÖNERİSİ
Görüşmede Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) durumunun da gündeme geldiği belirtildi. Terör örgütü elebaşı Öcalan’ın, SDG’nin silah bırakmasına karşı çıktığı ve feshedilmemeleri gerektiğini savunduğu aktarıldı.
Yazıda bu konu hakkında şu ifadeler yer aldı:
"Asker olmasalar bile polis olmalarını öneriyor. SDG’nin kendini feshetmesi gerektiğinden hiç söz etmedi. Yani, onların varlığını sürdürmesinden yana. Öcalan, daha önceki açıklamalarında yalnız PKK üzerinde değil, PKK bağlantılı YPG, SDP, İran’da PJAK güçleri üzerinde de etkili olduğunu söylüyordu. Ancak, Öcalan, bu konulara girmemeyi, tercih etti. Hatta Suriye’de gelişmelerden söz ederken, Öcalan’ın daha önceki açıklamalarında onların da sözünden çıkmayacağını belirtmesine karşın, milletvekillerine onların feshedilmesi gibi bir durumun olmadığını anlattı."
PKK'LILARA AF TALEBİ VE 1999 YILINDAKİ İFADELERİ
Görüşme notlarına göre terör örgütü elebaşı Öcalan’ın diğer talepleri arasında; PKK'lılara af çıkarılması, iş verilmesi, rehabilitasyona tabi tutulmaları ve siyaset yapmalarının önündeki engellerin kaldırılması yer aldı.
Saygı Öztürk, Öcalan'ın 22 Mart 1999 tarihinde dönemin DGM Başsavcısı Cevdet Volkan'a gönderdiği mektuptaki ifadeleri ile bugünkü taleplerini karşılaştırdı. Öcalan’ın 1999 yılındaki ifadesinde şu sözleri kullandığı hatırlatıldı:
“Ben uzun örgüt hayatımda Kürtlerin özgürlüklerini Türkiye içerisinde bulduklarını gördüm. Bana göre Kürtlerin derdi ayrı bir devlet kurmak olamaz. Federasyon ve otonomi bir çözüm değildir. Bunlardan daha ileri bir çözüm demokratik sistemin kendisidir. Türkiye’de, mevcut sistemde Kürtlerin siyasal hakları vardır. 1990’lardan sonra Kürtlerle ilgili kültürel haklar da geliştirilmiştir. Bu, halen de yürürlüktedir. Türkiye’de Kürt meselesi demokratik sistem içinde Kürtlerin ifade özgürlüğüne kavuşarak olumlu yönde gelişmiştir. Esasında daha Cumhuriyet kurulmadan ve kurulduktan sona Kürtler, devletin asli unsurlarıdır.”





