Danıştay’ın, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle hazırlanan İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi ilanına ilişkin iptal kararının ardından İzmir Mimarlık Merkezi’nde basın açıklaması düzenlendi.
YARGI KARARI KESİNLEŞTİ
Açıklamayı yapan Avukat Arif Ali Cangı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun geçen hafta davacı avukatlara tebliğ edilen kararıyla idarenin temyiz talebinin reddedildiğini belirterek şunları söyledi:
“Artık ortada kesin bir yargı kararı vardır. Hukuk devletinde elde edilen bu karara rağmen aynı alanın tekrar turizm bölgesi ilan edilmesi mümkün değildir.”
Cangı, kararın ardından bölgedeki turizm projelerinin hukuken tamamen durdurulması gerektiğini vurguladı.
16 BİN HEKTARLIK ALAN İLAN EDİLMİŞTİ
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle 2020 yılında ilan edilen proje kapsamında, Çeşme Yarımadası’ndaki 16 bin hektarlık (yaklaşık 22.400 futbol sahası büyüklüğünde) kamu arazisi, orman, içme suyu havzası, zeytinlik ve doğal koruma alanları “turizm gelişim bölgesi” ilan edilmişti.
Bu alanlarda yat limanları, golf sahaları, oteller ve lüks konutlar inşa edilmesi planlanmış, proje kamuoyunda büyük tepki çekmişti.
“KAMU ALANLARI İMTİYAZLI AZINLIĞA AÇILACAKTI”
Avukat Cangı, proje ile halkın kullanımına açık alanların imtiyazlı gruplara tahsis edilmesinin hedeflendiğini söyledi:
“Bu karar uygulanmış olsaydı, Çeşme Yarımadası’nın 47 kilometrelik kıyı şeridi, beş ada, 5 bin hektar orman ve tarım arazisi özel işletmelere devredilecekti. Bu, doğanın ve kamunun elinden alınması anlamına geliyordu.”
“MAHKEME TALANI DURDURDU”
TMMOB, İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, İzmir Yaşam Alanları, EGEÇEP, ÇEŞÇEP ve 103 yurttaşın açtığı dava sonucunda, Danıştay 6. Dairesi projeyi daha önce iptal etmişti.
Bakanlık bu karara karşı temyize gitse de Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu temyizi reddederek iptali kesinleştirdi.
“DOĞAL ALANLAR TALANA AÇILMAMALI”
Cangı, Çeşme Yarımadası’ndaki mevcut yapılaşmanın bile bölgenin ekolojik dengesini zorladığını belirterek şunları söyledi:
“Çeşme’nin turizm ve ikinci konut yükü zaten ekosistemi zorlamakta. Kalan orman ve koruma alanlarını yapılaşmaya açmak, kamu yararına değil, bölgeyi yaşanmaz hale getirir.”
“KONUNUN TEKRAR ISITILMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ”
Yerel sermaye çevrelerinin konuyu yeniden gündeme getirme girişimlerine tepki gösteren Cangı, “İzmir’in doğal ve kültürel mirası rant uğruna feda edilemez. Kesin hükme rağmen bu projede ısrar etmek yaşamı tüketmek anlamına gelir,” dedi.
Cangı, son olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’na çağrıda bulundu:
“Yargı kararlarına uyun, yarımadanın kamu alanlarına turizm bahanesiyle el atmaktan vazgeçin. Bu kez imtiyazlı azınlık için değil, halk ve doğa için hareket edin.”