RTÜK, üst kurul toplantısında tarihe geçen bir karara imza attı. 31 yıllık tarihinde ilk kez bir kadın Başkan Vekili seçildi. Göreve getirilen Dr. Deniz Güçer, kurumun karar alma mekanizmalarında kadın temsilini güçlendirecek bir adım olarak öne çıkıyor. Bu atama, medya ve yayıncılık alanında cinsiyet eşitliği açısından da önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
DENİZ GÜÇER KİMDİR?
1973 doğumlu olan Dr. Deniz Güçer, eğitim hayatını Ankara Lisesi’nde tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden 1995 yılında mezun oldu. Gazetecilik kariyerine 1992 yılında Anadolu Ajansı İstanbul Bölge Müdürlüğü’nde başlayan Güçer, ardından Milliyet Gazetesi’nin Ankara bürosunda görev yaptı. 1999 yılında Star Gazetesi’nin kuruluş ekibine katıldı ve burada parlamento muhabirliği ve siyasi kulis yazarlığı gibi görevleri üstlendi. Daha sonra Vatan ve Akşam Gazetesi’nde çalıştı, 2014’te TV6’de Genel Yayın Yönetmeni oldu.
Akademik alanda da öncü isimlerden biri olan Güçer, Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği’nin ilk kadın başkanı olarak seçildi ve 2020 yılında Milli Savunma Üniversitesi Askerî Tarih Bölümü’nden doktora derecesi aldı. Doktora tezinde “İstiklal Harbinde Türk‑İngiliz Propaganda Mücadelesi” konusunu işledi. Ayrıca MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Basından Sorumlu Başdanışmanı olarak görev yaptı.
RTÜK'ÜN İLK KADIN BAŞKAN VEKİLİ SEÇİLDİ
Dr. Deniz Güçer’in RTÜK Başkan Vekilliğine atanması, kurum tarihindeki kadın temsilini güçlendiren bir ilk olarak kayda geçti. Yayıncılık ve medya denetimi alanında üst düzey kararların alınmasında kadın bakış açısının yer alması, hem kurumsal yapıda hem de toplumsal algıda önemli bir mesaj niteliği taşıyor.
Dr. Deniz Güçer’in RTÜK’teki bu tarihi görevi, kadınların medya ve üst düzey yönetim pozisyonlarında etkin bir şekilde yer alabileceğini gösteriyor. Atama, kurumun karar alma süreçlerinde çeşitliliği artırma ve eşitlikçi bir yaklaşımı destekleme yönünde önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Kamuoyunun da yakından takip edeceği bu gelişme, medya dünyasında kadın liderlerin yükselişi açısından bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.





