2018 yılında Çinli araştırmacı He Jiankui tarafından yapılan açıklamayla dünya kamuoyunun haberdar olduğu genetik müdahale, bilim tarihine bir dönüm noktası olarak geçti.
Söz konusu işlem, insan embriyoları üzerinde yapay bir genetik değişiklik anlamına geliyor ve etik sınırların aşılması nedeniyle bilim camiasında sert tepkilere neden olmuştu. Ancak aradan geçen altı yıla rağmen Lulu ve Nana'nın nerede yaşadığına ya da nasıl bir sağlık durumu içinde olduklarına dair kamuoyuyla herhangi bir bilgi paylaşılmadı.Genetik müdahaleyi yapan bilim insanı He Jiankui, etik dışı deney yaptığı gerekçesiyle 2019 yılında Çin mahkemeleri tarafından üç yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. 2022 yılında serbest kalan Jiankui, yeniden bilimsel çalışmalara dönme isteğini açıklasa da projeye dair pek çok soru yanıtsız kaldı.
Çin hükümeti, olayın ardından insan genetiğine yönelik müdahalelere karşı daha katı düzenlemeler getirerek benzer denemeleri yasakladı. Ancak Lulu ve Nana’nın yaşam koşulları, sağlık durumları ya da genetik müdahalenin uzun vadeli sonuçlarına ilişkin bilimsel bir izleme süreci yürütülüp yürütülmediği belirsizliğini koruyor.
ÇOCUKLARIN DURUMU SAKLANIYOR
CRISPR teknolojisi kullanılarak ilk kez doğrudan insan embriyosuna müdahale edilmesi, bu alandaki etik ve yasal çerçevenin sorgulanmasına neden olmuştu. Genetik düzenlemelerin insan sağlığına etkisi üzerine uzun vadeli bir veri elde edilebilmesi için söz konusu çocukların bilimsel gözlem altında tutulması gerektiği ifade edilse de, bugüne kadar herhangi bir rapor yayımlanmadı.
Çin’deki akademik çevreler ve devlet yetkilileri, çocukların özel hayatlarının korunması amacıyla bilgi paylaşımının yapılmadığını belirtiyor. Ancak genetik müdahalenin sonuçlarının toplum sağlığı açısından da önemli olabileceği gerekçesiyle bazı uluslararası kuruluşlar şeffaflık talep etmeye devam ediyor.
Bilimsel araştırmalar kontrol altında devam ediyor ancak Lulu ve Nana örneği, insan embriyolarına müdahale konusunda sınırların yeniden çizilmesine yol açtı. Bugün birçok ülke, insan genomuna yönelik değişikliklerin sadece araştırma amaçlı ve etik kurulların gözetiminde yapılmasına izin veriyor.
Çin'deki skandalın ardından birçok uluslararası bilim kuruluşu da insan genetiğine yönelik müdahalelerde evrensel standartların oluşturulması çağrısında bulundu.Genetik yapıları değiştirilmiş bu çocukların, sağlık durumları ve gelişim süreçleri dünya bilim çevreleri için büyük önem taşıyor. Ancak bu süreçlerin tamamen kapalı kapılar ardında yürütülüyor olması, hem etik hem de bilimsel tartışmaları canlı tutuyor.Lulu ve Nana’nın altı yaşına gelmiş olmaları, genetik müdahalelerin uzun vadeli etkilerini değerlendirmek için önemli bir fırsat olarak görülüyor.Önümüzdeki yıllarda genetik müdahale teknolojilerinin daha da gelişeceği öngörülüyor. Bu nedenle Lulu ve Nana’nın durumu, insanlık tarihindeki en kritik biyoteknoloji denemelerinden biri olarak hâlâ gündemdeki yerini koruyor.




