Türkiye İstatistik Kurumu’nun 27 Kasım’da yayımladığı son verilere göre Ekonomik Güven Endeksi, kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 1,3’lük bir yükseliş kaydederek 99,5’e ulaştı. Bu seviye, Nisan 2025’ten bu yana açıklanan en yüksek değer olarak öne çıktı. TÜİK’in değerlendirmesine göre bu iyileşmede, hizmetten perakendeye, inşaattan reel kesime kadar pek çok alt göstergede yaşanan toparlanma belirleyici oldu. Ancak tüm bu yükselişe rağmen endeks, ekonomide “iyimserlik eşiği” olarak kabul edilen 100 puanın hemen altında kaldı. Bu durum, ekonomiye yönelik olumlu beklentilerin güçlense bile tam anlamıyla “güven” seviyesine ulaşmadığını gösteriyor. Nitekim 2024’ün kasım ayında açıklanan 97,1 puanlık seviyeye kıyasla bu yıl belirgin bir artış olsa da güvensizlik duygusunun tamamen dağıldığını söylemek mümkün değil.

SEKTÖRLERDE ILIMLI AMA DENGESİZ İYİLEŞME MEVCUT
Alt göstergeler incelendiğinde, ekonominin farklı kollarında farklı tempolarla ilerleyen bir canlanma dikkat çekiyor. Tüketici güveni kasımda yüzde 1,6 artışla 85 puana çıktı; ancak hala düşük seviyede. Bu da hane halkının ekonomik koşullara temkinli yaklaştığını, harcama davranışlarında çekingenliğin sürdüğünü ortaya koyuyor. Üretim cephesindeki tablo daha güçlü. Reel kesim güveni 103,2 puana ulaşarak sanayi tarafında olumlu algıyı destekledi. Hizmet sektöründe 111,8 puanlık ve perakende ticarette 114,2 puanlık değerler, iç talep ve hizmet faaliyetlerinin kısa vadede canlı kalabileceğine işaret ediyor. Buna karşın inşaat sektörünün 84,9’da kalması, özellikle konut yatırımlarında ve büyük ölçekli projelerde hala yavaş ilerleyen bir toparlanma yaşandığını gösteriyor.
2024-2025 ARASI KALICI BİR İYİLEŞMEYE Mİ İŞARET?
Geçen yılın aynı dönemine kıyasla ekonomik güvenin 97,1’den 99,5’e yükselmiş olması, yıllık bazda olumlu bir tablo sunsa da, bu artışın kapsamı sınırlı. Özellikle yüksek enflasyon, dalgalı kur hareketleri ve sıkı para politikalarının etkisiyle tüketici cephesindeki güven hala baskılanmış durumda. Endeksin kritik 100 puan eşiğini aşamaması ise hem bireylerin hem de yatırımcıların ekonominin geleceğine dair soru işaretlerini koruduğunu gösteriyor. Bu çerçevede yükseliş, kalıcı bir iyileşmeden ziyade, daha çok “ılımlı bir toparlanma” sinyali olarak değerlendiriliyor.

2025 TÜİK EKONOMİ VERİ ENDEKSİ EKONOMİYE DAİR NE ANLATIYOR?
Kasım ayında kaydedilen genel toparlanma, ekonomi yönetiminin fiyat istikrarı adımlarının kısmen etkili olmaya başladığını gösteriyor. Ancak tüketici güveninin zayıf seyri, iç talep kaynaklı büyümenin sınırlı kalabileceği anlamına geliyor. Perakende ve hizmet tarafında görülen güçlü göstergeler kısa vadeli hareketliliği desteklese de enflasyon baskısının yeniden yükselmesi halinde bu dinamiğin çabuk kırılabileceği değerlendiriliyor. İnşaat sektörünün düşük güven seviyesinde kalması da konut piyasasında hala çözülemeyen maliyet sorunlarına ve yüksek kredi faizlerinin etkisine işaret ediyor.
![]()
2026 TÜRKİYE EKONOMİSİNDE BEKLENTİLER NE YÖNDE?
Ekonomik güven endeksinin yılın son çeyreğinde yukarı yönlü hareketi, 2026 için belirsizliklerle birlikte bir umut alanı da yaratıyor. Ancak bu iyileşmenin hız kazanıp kazanmayacağı; büyük ölçüde enflasyonun kalıcı biçimde düşürülmesine, ücret politikalarına ve kurdaki oynaklığın azaltılmasına bağlı olacak. 2026’da belirlenecek asgari ücret ile emekli maaşları da tüketici güveninin gidişatını doğrudan şekillendirecek unsurlar arasında yer alıyor. Endeksin 100 puanı aşması, ekonomik toparlanmaya yönelik algının güçlenmesi açısından önemli bir eşik niteliği taşıyor.
Kasım 2025 verileri, ekonomiye dair ihtiyatlı bir iyimserlik ortaya koyuyor. Endeksin 7 ayın zirvesine çıkması olumlu bir sinyal olsa da, 100 puanlık sınırın altında kalması ekonomideki güven tabanının tam olarak güçlenmediğini gösteriyor. Türkiye ekonomisi, hala dalgalanmaya açık bir iyileşme sürecinde ilerliyor. Önümüzdeki yılın ekonomi politikaları, bu iyileşmenin güçlenip güçlenmeyeceğini belirleyen esas faktör olacak.




