Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen 23. Doha Forumu kapsamında The Guardian gazetesine verdiği mülakatta Suriye ve terör örgütü PKK/YPG (SDG) ile ilgili kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Suriye ordusuna entegrasyon tartışmalarına değinen Fidan, SDG içerisindeki Türkiye, İran ve Irak kökenli yabancı unsurların derhal çıkarılması gerektiğini belirtti.

"SURİYELİ OLMAYAN UNSURLARIN SDG'DEN ÇIKARILMASINI İSTİYORUZ"

Bakan Fidan, Suriye’de SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG'nin Suriye ordusuna entegrasyonu ile ilgili soru üzerine, Türkiye'nin beklentilerini net bir şekilde ifade etti. Şam hükümetinin egemen bir devlet olarak kendi anlaşmalarını yapabileceğini ancak Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden unsurların kabul edilemeyeceğini belirten Fidan, şu ifadeleri kullandı:

"Suriye hükümeti ve SDG kendi aralarında bir anlaşma yapabilirler çünkü Suriye hükümeti egemen bir hükümettir. Kendi anlaşmalarını yapabilir ancak PKK söz konusu olduğunda SDG içerisinde bazı unsurların bulunduğunu biliyoruz ve tek hedeflerinin Türkiye'ye karşı mücadele yürütmek olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla Suriyeli olmayan unsurların SDG'den çıkarılmasını istiyoruz. Irak'tan, İran'dan, Türkiye'den katılan unsurların derhal ayrılmasını istiyoruz. Bu güzel bir başlangıç olur. İkincisi ise Türkiye'nin çıkarlarının ve güvenliğinin aksi yönünde konuşlandırılmış bütün unsurların çıkarılması gerekiyor. Tabii daha büyük çaplı ve daha teknik değerlendirmeler, görüşmeler yapılacaktır Şam'da. Zira kolay bir süreçten bahsetmiyoruz. 50-60 bin kişilik birimlerin yeni oluşturulan bir orduya dahil edilmesi sürecinden bahsediyoruz. Bu sürecin iyi niyetle yürütülmesi gerekir."

"PKK LİDER KADROSUYLA ANGAJMANLARIM OLDU"

Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerin entegrasyon sürecinde rol oynayıp oynamayacağına ilişkin soruyu da yanıtlayan Fidan, MİT Başkanlığı dönemindeki tecrübelerine atıfta bulunarak şunları söyledi:

"Bir rol oynayabilir. 2009-13 yılları arasında MİT Başkanlığı görevini yürütürken PKK lider kadrosuyla angajmanlarım oldu. Görüşmelerim oldu, belirli bir noktaya varmaya çalıştık. Esasında bir ortak anlayışa ulaşmaya çok yaklaştık. Aslında ulaştık da fakat PKK terk etti bu ortak anlayışı, Suriye sebebiyle ve Öcalan da üzerine mutabık kalınan bu anlaşmadan PKK'nın yüz çevirmesi karşısında ne yapacak ona bakmak lazım. Bu geçmişte kaldı her halükarda. Ancak tarih tekerrürden ibaret biliyorsunuz. Özellikle Suriye'de bir rol oynayabileceğini düşünüyorum. Ancak bir rol oynamak ister mi, yoksa bunu bir kaldıraç olarak mı kullanmak isteyecek? Bilmiyoruz."

"SURİYE MUHALEFETİNE DESTEK KONUSUNDA KATAR VE TÜRKİYE YALNIZ BIRAKILDI"

Suriye'de yaşanan olayların Türkiye üzerindeki etkilerine, mülteci krizine ve uluslararası toplumun tavrına değinen Fidan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye belirli yükleri taşıyabilecek bir ülke. Ancak Suriye'de insanlık trajedisi gerçekleşti. Bu bizim için dayanılmaz. İşte bu nedenle Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan bir açık kapı politikası benimsedi. Esed rejiminden kaçan milyonlarca insan, evlerini yurtlarını terk ederek kaçan insana kapılarımızı açtı. Suriye rejimine İranlılar, Ruslar çok büyük destek verdiler. 2016'lar, 17'ler çok zor yıllardı ve artık uluslararası toplum Suriye'deki muhalefete destek vermeyi bıraktı. Suriye muhalefetine destek konusunda Katar ve Türkiye yalnız bırakıldı çünkü Amerikalılar ve Batı, bazı çevrelerden tavsiye alıp Suriye'deki muhalefetlerine PKK'ya yardım etme tavsiyesi almışlardı."

"İSRAİLLER TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLEN ATEŞKES İHLALLERİ GERÇEKTEN TARİF EDİLEMEZ DÜZEYDE"

Gazze'deki durum ve ateşkes süreci hakkında da konuşan Fidan, ABD'nin yeni yönetiminden beklentilerini ve sahadaki ihlalleri şu sözlerle aktardı:

"Sağlanmış olan ateşkes başarısızlığa uğrayabilir. İsrailler tarafından gerçekleştirilen ateşkes ihlallerinin gerçekten tarif edilemez düzeyde olduğunu söylemek gerekiyor ve bu süreç durma noktasına neredeyse gelmek üzere. İşte bu nedenle Başkan Trump, Netanyahu'yla detaylı bir görüşme gerçekleşecektir."

"FİLİSTİN'İN EMNİYET GÜÇLERİNİN İNŞA EDİLMESİ GEREKİYOR"

Gazze için planlanan Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) ve Hamas'ın durumu ile ilgili soruları yanıtlayan Fidan, silahsızlanma sürecinin ilk adım olamayacağını belirterek şunları kaydetti:

"Silahsızlanma sürecin ilk adımı olamaz. Her şeyi olması gereken sırayla yapmamız gerekiyor. Gerçekçi olmalıyız. Bir sorunu gizlemek ya da göz ardı etmek değil bu. Başarılı olmak istiyorsak gerçekçi olmalıyız. Filistin'in emniyet güçlerinin inşa edilmesi gerekiyor ve aşamalı olarak idareyi ele almamız gerekiyor. Yani bu polislik görevini, emniyet görevini Hamas'tan almamız gerekiyor ki insani yardım rahat bir şekilde Gazze'ye akabilsin."

Eğitimde iş birliği adımı! Yelkenci Bosna'da 'Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'ni anlattı: Bağlar güçlendirilmeli
Eğitimde iş birliği adımı! Yelkenci Bosna'da 'Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'ni anlattı: Bağlar güçlendirilmeli
İçeriği Görüntüle

"İSRAİLLİLER İÇİN İŞKENCE BİR İNTİKAM EYLEMİ"

İsrail hapishanelerindeki Filistinli mahkumların durumuna da değinen Fidan, yaşananları bir insanlık trajedisi olarak nitelendirdi:

"Uluslararası toplum olarak bu konuda bir şeyler yapmamız gerekiyor. Ne yazık ki ihtiyaç olduğu kadar dikkat çevrilmiyor bu konuya. Çünkü işkence burada sistematik hale gelmiş. Çünkü İsrailliler için bu bir intikam eylemi. Filistinli mahkumlara hapishanede işkence etmek bir intikam aracı. Bütün bunları ifşa ediyor insanlar. Vicdanları razı gelmiyor bu yaşananlara. Biz ancak bu sayede sistematik olduğunu anlayabiliyoruz işkencenin."

Kaynak: AA