Hz. Ali'nin Hayatına Kısa Bir Bakış

-Doğumu: Miladi 600 yılında, Mekke'de Kâbe'nin içinde doğduğu rivayet edilir.

-Çocukluğu: Hz. Muhammed’in (s.a.v.) yanında büyüdü.

-İlk Müslüman Erkek: Henüz 10 yaşında Müslüman oldu.

-Bedir, Uhud, Hendek gibi tüm büyük savaşlarda büyük kahramanlıklar gösterdi. O hem kılıcın, hem de kelamın ehliydi. Adaletin kılıcı Ali'ydi.

-Peygamber’in damadı oldu: Hz. Fatıma ile evliliğinden Hasan, Hüseyin, Zeynep ve Ümmü Gülsüm dünyaya geldi.

-Dördüncü Halife oldu: 656 yılında hilafete geçti. Ancak kısa süren halifeliği büyük iç savaşlara sahne oldu.

Hz. Ali, İslam tarihinde yalnızca bir halife ya da büyük bir komutan olarak değil, aynı zamanda derin sevgiyle bağlanılan bir ruhani önder olarak da kabul edilir.

O sadece Peygamber’in damadı değil; adaletin timsali, hakikatin yol göstericisi ve on iki İmam soyunun başlangıcıdır.

Hz. Ali’ye Yapılan Haksızlıklar ve Fitne Dönemleri

-Hilafetin Geciktirilmesi

Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) vefatından sonra, Saîde Çardağı’nda yapılan biat toplantısında Hz. Ebubekir halife ilan edildi.

Hz. Ali’nin, Peygamber’in ailesiyle meşgul olması sebebiyle bu toplantıya katılmadığı, hilafetin kendisinden “yönetimsel anlamda” uzak tutulduğu bazı kaynaklarda aktarılır.

Bu olay, Ali taraftarları (Şiî görüş) için önemli bir kırılma noktası olmuştur.

Cemel Savaşı (656)

Hz. Ali halife olduktan sonra, Hz. Aişe, Talha ve Zübeyr, Osman’ın katillerinin cezalandırılmadığını gerekçe göstererek ayaklandı.

Cemel Savaşı, Müslümanlar arasında ilk büyük iç savaşa dönüştü.

Hz. Ali, Hz. Aişe'ye zarar verilmesini engelledi ama Müslüman kanı döküldü.

Hakem Olayı: Hakkın Sesi Susturuldu

Sıffin Savaşı, Hz. Ali ile Muaviye arasında yaşanan en büyük siyasi çatışmalardan biriydi. Ancak savaşın sonucu değil, savaşı bitiren yöntem "Hakem Olayı" Alevî inanç tarihinde çok daha derin bir yara olarak kaldı.

Savaş, Hz. Ali’nin ordusunun üstünlüğüyle sürerken, Muaviye tarafı bir stratejiye başvurdu: Kur’an sayfaları mızraklara takıldı. Görünüşte "Kuran'a başvuralım" çağrısıydı bu ama, aslında Kutsal Kitap’ın siyasi manipülasyon aracı haline getirilmesiydi.

Bu hareket dini istismar eden bir siyasetin başlangıcıydı. Zira bu hareket, savaş meydanında adaleti temsil eden Hz. Ali’yi duraksamaya ve sonunda bir hakeme razı olmaya zorladı.

İlahi Adaletin Yerine İnsan Eli

Hz. Ali, bu öneriye başta karşı çıktı. Çünkü o, hakikatin ve adaletin yalnızca Allah’ın hükmüyle ve vicdanla çözüleceğine inanıyordu. Ancak ordu içindeki baskılar ve fitne nedeniyle bu hakemliğe razı olmak zorunda kaldı.

Hakemler: Amr bin As (Muaviye’nin tarafı) ve Ebu Musa el-Eşari (Hz. Ali’nin tarafı)

Sonuç: Amr bin As’ın hilesiyle Muaviye kazançlı çıktı, Hz. Ali’nin halifeliği sorgulanır hale geldi.

Alevî inancı açısından bu olay, adaletin siyasetle satın alınabileceğinin en trajik örneklerinden biri olarak kabul edilir.

Hakkın İnsan Eliyle Yargılandığı Gün

Hz. Ali’nin hilafeti, sadece siyasi bir makam değil, ilahi bir görev, bir velayet makamıdır. Bu nedenle hakemliğe başvurulması, Alevî geleneğe göre Allah tarafından verilmiş bir hakkın, insanlarca oylanması gibi algılanır.

Bu da Hz. Ali’yi değil, o dönemin toplumsal yapısını ve halkın iradesini sorgulatan bir kırılma noktasıdır.

Haricîler: İhanetin Çoğalması

Hakemliği kabul ettiği için Hz. Ali’yi terk eden Haricîler, aslında onu önce savaşa zorlayıp sonra “niye hakemliği kabul ettin” diyerek suçlayan bir ikiyüzlülüğün temsilcisi oldular.

Haricîlerin çıkışı da bir başka ifsattır: Çünkü velayet makamı yine sorgulandı, yine Peygamberin emini yalnız bırakıldı.

Şehadeti: Adaletin Minberde Yalnız Kalışı

Tarih: 661 yılı

Yer: Kufe, sabah namazı

Fail: Haricî kökenli Abdurrahman bin Mülcem

Hz. Ali, mescitte sabah namazı kıldırırken başına zehirli kılıçla vurularak ağır yaralandı.

İki gün sonra şehit oldu. Kabe'de doğdu, mihrapta şehit oldu...

“Kazanan Ali oldu. Kâbe’de doğdu, mihrapta şehit edildi”

Bugün ardından binler, milyonlar onun yolunu benimsedi. Ve denildi: "Ali'siz bir yol olmaz"

Ruhun şad olsun Adaletin kılıcı İmam Ali...

Editör Hakkında