TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyeleri Hüseyin Yayman, Feti Yıldız ve Gülüstan Kılıç Koçyiğit, 24 Kasım 2025 Pazartesi günü Adalet Bakanlığından alınan izin çerçevesinde İmralı Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumuna bir ziyaret gerçekleştirdi. Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın beyanlarını almak amacıyla yapılan görüşmede; silahsızlanma süreci, Suriye’deki gelişmeler, tarihsel Türk-Kürt ilişkileri ve 27 Şubat çağrısı kapsamındaki başlıklar ele alındı.
"BAHÇELİ VE ERDOĞAN'A ŞÜKRAN DUYUYORUM"
Görüşmede terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan, öncelikle yüzyıllık Türk-Kürt ilişki sistematiğine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sözleri ile büyük katkı sağladığını belirtti. Öcalan, Bahçeli'nin Cumhuriyet tarihinde ender görülen bir cesaret sergilediğini ve kendisine şükran duyduğunu ifade ederken, yine bu süreçte gösterdiği cesaret için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da şükran ve teşekkürlerini beyan etti. Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan, sürecin başından beri verdiği tüm sözlerin arkasında olduğunu, koşullar elverirse teorik ve pratik imkânlarının bunu gerçekleştirmeye müsait olduğunu dile getirdi. Konuşmasında uzun bir tarihsel arka planı anlatan Öcalan, Ziya Gökalp’e referans vererek Türk-Kürt kardeşliğinin önemine vurgu yaptı.
"SİLAHLI YÖNTEMDEN AYRILDIM, SİYASİ YÖNTEMİ BENİMSEDİM"
Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan, silahlı yöntemden ayrıldığını ve siyasi yöntemi benimsediğini komisyon üyelerine aktardı. 27 Şubat 2025 tarihinde yapmış olduğu çağrı çerçevesinde bütün yapıların, terör örgütü PKK’nın tüm bileşenlerinin, örgütsel varlıklarının dağıtılmasının ve silahlarını bırakmasının ilanının toplum tarafından iyi karşılandığını belirten Öcalan, halkın bu gelişmeyi takip ettiğini, kendisinin Suriye ve Irak’ta da etkili olduğunu ifade etti.
"HER ASKER KAYBI BENİM İÇİN TRAJEDİDİR"
Komisyon üyesi Feti Yıldız’ın, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın mahkûm olduğu davada şehit ailelerinin avukatı olarak kendisinin bulunduğunu hatırlatması üzerine Abdullah Öcalan, "Ben Devlet Beyin el sıkması ile başlayan süreç içinde verdiğim tüm sözlerin arkasındayım" ifadelerini kullandı. Hüseyin Yayman’ın, buraya şehit ailelerinin hassasiyeti ile gelindiğini belirtmesi üzerine ise terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan şu karşılığı verdi: "Her asker kaybı benim için trajedidir, asla sevinmedim. Bu gençlerin böyle ölmemesi gerekir. Türkiye’de ve bölgede kesinlikle çözüme ulaşmalıyız." Öcalan ayrıca TUSAŞ eylemine üzüldüğünü de belirtti.
"TERÖR ÖRGÜTÜ PKK ZİHİNSEL OLARAK DA SİLAHLARI BIRAKMALI"
Görüşmede heyet tarafından Öcalan'a, Lozan ve 1924 anayasası öncesi döneme ait dilin kullanılmasının süreci zehirlediği iletildi. Zap Bölgesi boşaltılırken örgüt mensuplarının elinde silah olmasının kamuoyunda infial yarattığı ve bu konuda yapılan çağrıya terör örgütü PKK’nın tam uymadığının görüldüğü hatırlatıldı. Ayrıca Suriye’de SDG’nin 10 Mart mutabakatına uymasının elzem olduğu, Suriye konusunda kendisinin yeni bir açıklama yapması gerektiği söylendi.
Bu devletin hepimizin devleti olduğu, silahı bırakın derken terör örgütü PKK’nın tüm bileşenlerini kapsadığı, terör örgütü PKK’nın Irak’tan çektiği güçlerini Suriye’ye gönderdiği yönünde gözlemler olduğu ve bu durumun daha önceki açıklamalarla çelişki yarattığının kendisine söylenmesi üzerine terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan; terör örgütü PKK’nın sadece eldeki silahların değil, zihinsel olarak da silahların bırakılması gerektiğini ifade etti.
FETİ YILDIZ: TÜRK-KÜRT DÜŞMANLIĞI HİÇBİR ZAMAN OLUŞMADI
Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın iki halk arasında tarihsel bir kardeşlik bulunduğunu söylemesi üzerine araya giren Feti Yıldız, şehit haberleri geldiği dönemde bile kimsenin gidip bir Kürt komşusunun camını kırmadığını, bu kadar acıya rağmen Türk-Kürt düşmanlığının hiçbir zaman oluşmadığını belirtti.
Bunun üzerine terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan, kendisinin şehit ailelerine saygıyla baktığını, acılarının ne kadar büyük olduğunu bildiğini beyan etti. Devlet Bahçeli’nin konuşmasında hatırlattığı "Ben devlete hizmet etmeye hazırım" sözünü hatırlatıp "buyur" demesine karşılık olarak sözlerinin arkasında olduğunu, koşullar el verirse ve iletişim imkânı artırılırsa teorik ve pratik imkânlarının bunu gerçekleştirmeye müsait olduğunu yeniledi.
"AYRI DEVLET VE FEDERASYON YOK" SORUSUNA "EVET ÖYLE" YANITI
Komisyon üyelerinin, 27 Şubat çağrısında ayrı devlet olmadığını, federasyon olmadığını, idari özerklik olmadığını, kültüralist çözümler olmadığını hatırlatması üzerine terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan, "Evet öyle" diyerek bu durumu onayladı.
Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan, 27 Şubat açıklamasına yönelik olarak süreçte geçen bir yılı başarılı gördüğünü, bu dönemde hiç şehit verilmediğini, çatışma çıkmadığını ifade etti. Böylelikle büyük bir politik açılımın sağlandığını, bu kapsamda kamuoyunda olan desteğin arttığını, ilerleyen süreçte kamuoyunun aklında olan bazı soru işaretlerinin giderileceğini de düşündüğünü söyledi. Tarihsel gerçekliği bilen bir heyet olarak terörsüz Türkiye gerçekleşecekse Türkiye’nin pratik ve somut adımları beklediğinin söylenmesi üzerine Öcalan, pozitif hamleler ve adımlar peşinde olduğunu dile getirdi.
"FERHAT ABDİ ŞAHİN TALİMATIMI DİNLER"
Somut adımlar konusunda bir direnç bulunduğu, çünkü örgütün merkezini Kandil’den Suriye sahasına taşımasının sorunu çözmediği ifade edilmesi üzerine Öcalan; kendisinin örgütün lideri olarak her saha için kesin talimat vermesi gerektiğini, bu adımlar gerçekleştiğinde yeni bir iklimin oluşacağını ifade etti.
Hüseyin Yayman tarafından Suriye konusunda sorulan sorulara yanıt veren Öcalan; SDG’nin 10 Martta anlaşma yaptığını, anlaşmanın 8 madde olduğunu, bunları esas aldıklarını, Suriye başta olmak üzere bölgedeki İsrail’in hamlelerine karşı çok dikkatli olunması gerektiğini belirtti. Suriye için üniter yapı ve yerel demokrasiyi benimsediğini söyleyen Öcalan, "Yerel savunma gücü olacak mı?" sorusuna, "Savunma gücü yok, asayiş kapsamında güçler yani polis gibi" cevabını verdi.
"Ferhat Abdi Şahin’i tanıyor musunuz, talimatınızı dinler mi?" sorusuna ise terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan, "Kendisine yakın kişilerden biri olduğunu, kendisine bağlı olduğunu" söyleyerek yanıt verdi.
"DARBE MEKANİĞİ SÜREÇLERİ ENGELLEDİ"
Bu coğrafyada Türksüz Kürt, Kürtsüz Türk yaşayamayacağını belirterek uzun bir tarihsel anlatımda bulunan Öcalan, Sultan Sencer’e referansla bu birlikteliğin tarihsel önemine vurgu yaptı. Reel sosyalizm düşüncesini 1995’ten beri terk ettiğini, zihinsel dönüşümün sancılı bir süreç olduğunu, normalde terör örgütü PKK’yı 1993’te feshetmesi gerektiğini söyleyen Öcalan, ancak her seferinde bir elin bu girişimini sabote ettiğini ifade etti. Bu sabotaj sürecini "darbe mekaniği" olarak tanımlayan Öcalan; 1993’ten günümüze Turgut Özal, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan ile dolaylı görüşmelerinin nihayete erememesinde de bu darbe mekaniğinin etkisinin olduğunu belirtti.
Görüşmenin sonunda Gülüstan Kılıç Koçyiğit’in, "Sizi çok sağlıklı ve zinde gördüm. Kadın hareketiyle ilgili söyleyeceğiniz hususlar var mıdır?" diye sorması üzerine terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan selamlarını iletti.