İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) uzmanı Oral Toğa, saldırıların gelişi güzel değil, aksine bölgesel bir koridor boyunca hedef alınan kritik merkezler üzerinden ilerlediğini belirtiyor. İran güzergahından başlayıp Yunanistan’dan Hindistan’a dek genişleyen bu jeopolitik rota, İsrail’in uzun vadeli stratejisini ortaya koyuyor.

Sırada Türkiye mi Var?

Uzmanların dikkat çektiği bu haritada en çarpıcı noktalardan biri ise Türkiye’nin konumu. İsrail’in saldırı hattının, İran sınırlarını aşarak Türkiye’nin de stratejik hassasiyet arz eden noktalarını kapsadığı görülüyor. Her ne kadar doğrudan bir saldırı şu aşamada söz konusu değilse de, Türkiye'nin özellikle enerji ve lojistik koridorlar açısından risk altında olduğu ifade ediliyor. Türkiye’nin bu süreçte diplomatik ve askeri açıdan uyanık olması gerektiği vurgulanıyor.

O banka 3 bin 500 çalışanı işten çıkaracak
O banka 3 bin 500 çalışanı işten çıkaracak
İçeriği Görüntüle

Whatsapp Image 2025 06 23 At 09.25.18-1

Türkiye, Risk Koridorunun Tam Ortasında

İran’a yönelik operasyonların geniş çaplı bir stratejik planın parçası olduğuna dikkat çeken uzmanlar, Türkiye'nin jeopolitik açıdan bölgede yaşanacak gerilimlere hazırlıklı olması gerektiğini belirtiyor. Bölgesel çatışmaların enerji fiyatlarına, ekonomik dengelere ve güvenlik politikalarına doğrudan etkileri olacağı vurgulanıyor.

ABD’nin Savaşa Dahil Olması Dengeleri Altüst Etti

ABD’nin geçtiğimiz hafta sonu İran’ın nükleer tesislerine doğrudan saldırı düzenlemesi, Ortadoğu'daki gerilimi yeni bir boyuta taşıdı. Bu saldırı, yalnızca askeri güç gösterisi değil, aynı zamanda jeopolitik dengeleri kökten değiştirecek bir hamle olarak değerlendiriliyor. ABD’nin "sığınak delici" bombalarıyla İran'ı hedef alması, bölgedeki krizi küresel bir sorun haline getirdi.

Orta Doğu’da Yeni Bir Güvenlik Denklemi Kuruluyor

İsrail ve ABD’nin koordineli hamleleri, Orta Doğu’nun güvenlik denklemini yeniden tanımlıyor. İran merkezli başlayan çatışmalar, Türkiye’nin de dahil olduğu daha geniş bir coğrafyayı tehdit edebilecek potansiyele sahip. Türkiye’nin bu riskleri yakından izleyerek, hem diplomatik hem de askeri anlamda proaktif politikalar izlemesi gerekiyor.

Kaynak: GZT