Küçük köpek ırkları sevimli görünümleriyle ilgi çekse de yapılan araştırmalar, bu ırkların büyük köpeklere kıyasla daha agresif davranışlar gösterebildiğini ortaya koyuyor. Isırmaya eğilimli olma, sürekli havlama ya da ani tepkiler, özellikle küçük ırklarda daha sık gözlemleniyor. Bilimsel çalışmalar, bu durumun hem çevresel hem de genetik faktörlerle ilişkili olduğunu gösteriyor.
KÜÇÜK BEDENLERİN SAVUNMACI TUTUMU
Küçük köpeklerin büyük ırklara göre kendilerini daha savunmasız hissettikleri belirtiliyor. Bu nedenle en ufak bir tehdit algısında hızlı ve sert tepkiler verebiliyorlar. Bu tepkiler genellikle havlama, hırlama, diş gösterme veya saldırı şeklinde görülüyor. 2008’de yapılan bir araştırmada Dachshund, Chihuahua ve Jack Russell gibi ırkların insanlara karşı daha sık ısırma davranışı sergilediği saptandı. Bu durumun korkuya dayalı bir savunma mekanizması olduğu ifade ediliyor.
SAHİPLERİN KORUMACI DAVRANIŞLARI
Küçük köpek sahiplerinin onları aşırı korumacı bir yaklaşımla yetiştirdiği görülüyor. Sahiplerinin, köpeklerini sürekli kucağında taşıması veya yanlış davranışlara tepki vermemesi saldırgan eğilimleri güçlendirebiliyor. Örneğin büyük köpeklere yönelen agresif davranışlar küçük ırklarda hoş karşılanabilirken, aynı davranışlar büyük ırklarda ciddi sonuçlar doğurabiliyor.
GENETİK FAKTÖRLERİN ETKİSİ
Küçük köpeklerin saldırgan davranışlarının bir bölümü genetik yapıyla ilişkilendiriliyor. Araştırmalarda, küçük ırklarda büyümeyi düzenleyen genlerle saldırganlık arasında bağlantılar bulundu. Büyük köpeklerde saldırgan davranışların zaman içinde azaltılmasına yönelik çalışmalar yapılırken, küçük köpeklerde bu eğilim aynı oranda önemsenmediği için genetik düzeyde korunmuş olabileceği değerlendiriliyor.
TÜM IRKLARDA FARKLILIKLAR GÖRÜLEBİLİYOR
Her küçük köpeğin saldırgan olduğu söylenemez. Örneğin Coton de Tulear gibi bazı ırklar sakin yapılarıyla biliniyor. Bununla birlikte, küçük köpeklerde ayrılık kaygısı, aşırı havlama veya tuvalet sorunları gibi davranış eğilimleri daha sık gözlemlenebiliyor. Uzmanlar, düzenli eğitim ve sosyalleşmenin bu tür eğilimleri azaltmada önemli rol oynadığını belirtiyor.