İddialar Sonrası Başlatılan Soruşturma Gerçeği Ortaya Çıkardı
Bir vatandaşın yaptığı şikayet üzerine başlatılan süreç, üniversite tarihinde nadir görülen bir kararla sonuçlandı. Şikayette, Altunkaya’nın profesörlük unvanını alırken sunduğu yayınların büyük kısmının ya hiç yayımlanmadığı ya da bilimsel nitelik taşımadığı öne sürüldü. En dikkat çekici iddia ise Altunkaya'nın kaleme aldığı bir kitabın, Almanya'da yayımlanan bir eserin neredeyse birebir Türkçeye çevrilmiş hali olmasıydı.
“Fitness Sözleşmesi, Sayram, Konya 2015” isimli kitabın, Hans Geisler’in “Die Erstlaufzeit beim Fitnessvertrag – Hamburg 2008” adlı eserinden %99 oranında kopyalandığı iddiası, uzman heyet tarafından da doğrulandı. Çeviri olduğu anlaşılmasın diye yalnızca birkaç cümlelik eklemeler yapıldığı; atıf kaynaklarının da büyük ölçüde orijinal eserle birebir aynı olduğu tespit edildi.Akdeniz Üniversitesi Yönetim Kurulu Oy Birliğiyle Karar Aldı
Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü, iddiaların ardından ivedilikle bir bilirkişi heyeti oluşturdu. Akademik ve etik denetlemelerin ardından hazırlanan rapor sonucunda, Altunkaya'nın profesörlüğe atanma kriterlerini karşılamadığı netleşti. Kararda, söz konusu akademik yayınların ya yayımlanmadığı ya da bilimsel standartlara uygun olmadığı belirtildi.
Üniversite Yönetim Kurulu, 22 Mayıs 2025 tarihinde toplanarak Altunkaya’nın 14 Ağustos 2015 tarihli profesörlük kadrosuna atanmasının geçersiz olduğuna karar verdi. İlgili yayınların "en az yayın" koşulunu karşılamadığı ve gerçeğe aykırı bilgilerle kadroya başvurulduğu gerekçesiyle işlem iptal edildi.YÖK'ten Onay Geldi: Profesörlük Unvanı İptal Edildi
Üniversitenin aldığı bu karar, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından da detaylı biçimde değerlendirildi. Yapılan toplantıda, Altunkaya'nın profesörlük atamasında sunulan bir makalenin aslında hiç yayımlanmadığı, bir diğer yayının ise gerekli bilimsel şartları taşımadığı oy birliğiyle tespit edildi. YÖK Yürütme Kurulu, Altunkaya'nın profesörlük unvanını resmen iptal ettiğini ve yerine doçent unvanıyla görevlendirilmesini uygun bulduğunu duyurdu. Bu karar, akademik kariyer planlamasında şeffaflık, dürüstlük ve etik ilkelere ne kadar sıkı bağlı kalınması gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.Altunkaya: “Eksiklikler olabilir ama kastım yok”
Soruşturma sürecinde yazılı ve sözlü savunmalarını sunan Mehmet Altunkaya, kitabının benzerlik içerdiğini kabul etti ancak bunun intihal değil, “aşırı yararlanma” olduğunu savundu. Atıf yaparken eksiklik olmuş olabileceğini ifade eden Altunkaya, "Bunlar ihmali kusurlar olabilir. Etik ihlal sayılmamalıdır," ifadelerini kullandı.
Ayrıca, söz konusu yayınların yayımlanmadığını sonradan öğrendiğini ve kasıtlı bir şekilde idareyi yanıltmadığını belirtti. Ancak bu savunma, akademik kurul ve YÖK tarafından yeterli görülmedi.
Akademik Dünyada İntihal Tartışmaları Yeniden Gündemde
Altunkaya hakkında alınan bu karar, yalnızca bireysel bir olay olarak kalmadı; üniversitelerdeki akademik etik anlayışının ne kadar hayati olduğunu da gözler önüne serdi. Bilimsel yayınların denetimi, atıf sistemi ve yayın beyanlarının doğruluğu gibi konular, bu gelişmeyle birlikte yeniden kamuoyunun dikkatini çekti.
Özellikle yapay zekâ ve çeviri teknolojilerinin artan kullanımıyla birlikte, akademideki etik ihlalleri daha da karmaşık hâle gelirken, bu karar emsal niteliğinde değerlendirilerek titizliği artıracak adımların önünü açabilir.




