Haberin Burada'nın haberine göre, milyonlarca kamu görevlisi ve emeklinin 2024-2025 dönemine dair zam beklentileri, toplu sözleşme masasındaki kriz nedeniyle yeniden belirsizliğe sürüklendi. Memur-Sen ile hükûmet arasında yürütülen görüşmelerde talepler karşılık bulmadı, uzlaşma umudu ise yerini endişeye bıraktı.
Memur zammı ne kadar olacak, 2025 emekli maaşları, seyyanen zam gelecek mi, Hakem Kurulu kararı, toplu sözleşme tıkanıklığı gibi konular gündemin en sıcak başlıkları arasında yer alıyor.
Talepler Masaya Kondu Ama Karşılık Bulamadı
Memur-Sen’in masaya koyduğu zam oranları, geçmiş enflasyon kayıplarının telafisi, 3600 ek gösterge ve seyyanen ödeme gibi taleplerin, hükûmet teklifinde yer bulmaması büyük hayal kırıklığı yarattı. Pazarlık süreci daha önceki yıllarda olduğu gibi yine tıkanma noktasına geldi. Görüşmelerin şu anki seyri, son sözün
Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nda söyleneceğine işaret ediyor.
Hakem Kurulu Kararı Ne Anlama Geliyor?
Hakem Kurulu’nun devreye girmesi halinde verilecek karar, büyük olasılıkla hükûmetin çizdiği sınırlar içinde şekillenecek. Kurul üyelerinin çoğunun Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor olması, kararların tarafsızlığı konusunda soru işaretleri yaratıyor. Uluslararası raporlar, bu tarz “zorunlu tahkim” modellerinin toplu pazarlık ilkesine ters düştüğünü vurguluyor.
SGK Uzmanından Dikkat Çeken Uyarı: "Beklentiler Karşılanmayabilir"
SGK uzmanı İsa Karakaş, son köşe yazısında sürece dair kritik uyarılarda bulundu. Karakaş’a göre, geçmiş yıllarda olduğu gibi bu dönem de memur ve emekliler, işçi sendikalarının elde ettiği kazanımlardan uzak kalabilir. Masadaki tabloya bakıldığında, “
umduğunuz zammı bu yıl da unutun” mesajı öne çıkıyor.
Enflasyonun Gölgesinde Zam Beklentisi
TÜİK’in açıkladığı resmi enflasyon oranlarının, kamu çalışanlarının alım gücünü giderek erittiği bir ortamda, düşük zam teklifleri büyük tepki çekiyor. Özellikle son üç dönemde yaşanan reel kayıpların telafisi talep edilirken, hükûmetin önerdiği artışlar bu farkı kapatmaya yetmiyor. Bu durum, memur ve emekli cephesinde
“Yine mi oyalama?” sorusunu gündeme getiriyor.
