Türk edebiyatının en çok konuşulan ve en gizemli aşk şiirlerinden biri olan “Mona Roza”, yıllardır hem dizeleri hem de arkasındaki hikâyeyle merak uyandırıyor. Şair Sezai Karakoç tarafından kaleme alınan bu duygu yüklü şiirin ilham kaynağı olarak bilinen Muazzez Akkaya Giray ise, hem şiirin gizemini hem de şairin duygularını taşıyan simgesel bir figür haline geldi. 2025 yılında yaşamını yitiren Muazzez Akkaya Giray'ın ölümü, edebiyat dünyasında ve yakın çevresinde derin bir üzüntüyle karşılandı. Peki, “Mona Roza” şiiri kimin, Muazzez Akkaya Giray kimdir, neden öldü, evli miydi, hastalığı neydi? İşte detaylı ve güncel bilgilerle hazırlanmış biyografik içerik...

“Mona Roza” Şiiri Kimin?

“Mona Roza”, Türk edebiyatının önemli şairlerinden Sezai Karakoç’a aittir. 1950’li yıllarda yazılan bu şiir, tek başına bir dönem gençliğinin duygularına tercüman olmuş, sade dili ve derin anlamıyla unutulmazlar arasına girmiştir. Sezai Karakoç, bu şiirle ün kazanmış ve edebiyattaki yerini sağlamlaştırmıştır.

“Mona Roza” ilk kez 1950 yılında bir dergide yayımlanmış, ardından ağızdan ağıza dolaşarak popüler olmuş; okul sıralarında yazılıp ezberlenen, genç aşıkların hislerine tercüman olan bir şiir haline gelmiştir.

Muazzez Akkaya Giray Kimdir?

Muazzez Akkaya Giray, 1930 yılında Sakarya’nın Geyve ilçesinde doğmuştur. Lise öğrenimini Kandilli Kız Lisesi'nde yatılı olarak tamamlayan Giray, 1948 yılında mezun olmuştur. Eğitim hayatı boyunca çalışkanlığı ve disipliniyle dikkat çeken bir öğrenci olmuştur. 1949 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye Mektebi) Maliye Bölümü’ne kaydolmuştur. Bu dönem, onun hayatında olduğu kadar edebiyat tarihinde de iz bırakan bir dönem olmuştur. Çünkü bu okulda, Sezai Karakoç ve Cemal Süreya gibi Türk edebiyatının iki önemli ismiyle aynı sınıfta öğrenim görmüştür.

Sadece akademik yönüyle değil, zarafeti ve entelektüel duruşuyla da dikkat çeken Muazzez Akkaya, Sezai Karakoç’un ilham aldığı kişi olmuş; Karakoç’un ona duyduğu derin ama platonik aşk, “Mona Roza” şiirine ilham vermiştir.

Akademik ve Mesleki Kariyeri

Muazzez Akkaya, eğitim hayatına devam ederek farklı alanlarda da kendini geliştirmiştir. Fark derslerini tamamlayarak 1954 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olmuş ve mesleki yaşamına Hazine avukatı olarak başlamıştır. Yıllarca kamu hizmetinde bulunmuş, görevine saygılı, disiplinli ve çalışkan bir devlet görevlisi olarak tanınmıştır.

Muazzez Akkaya Giray Evli miydi?

Muazzez Akkaya'nın özel hayatı, kamuoyuna fazla yansımamıştır. Sezai Karakoç ile arasında platonik ve karşılıksız bir aşk yaşandığı bilinmektedir. Karakoç’un “Mona Roza” şiirinde geçen duyguların çoğu, onun iç dünyasında yaşadığı fakat açığa çıkmayan aşkı ifade etmektedir. İlerleyen yıllarda Muazzez Akkaya’nın evlenip Muazzez Akkaya Giray adını aldığı bilinmektedir. Ancak eşinin kim olduğuna dair net ve kamuya açık bilgiler bulunmamaktadır.

Bu da onun yaşamı boyunca medyatik bir figür olmayı reddettiğini, sade ve içe dönük bir yaşam sürdüğünü gösterir.

Muazzez Akkaya Giray’ın Hastalığı Ne?

Muazzez Akkaya Giray’a yaklaşık bir yıl önce safra kesesi kanseri teşhisi konulmuştur. Bu süreçte tedavi görmüş, zaman zaman hastanede yatmış, ancak yaşının da etkisiyle hastalığına karşı direnç gösterememiştir. 95 yaşında, İstanbul’daki evinde, ailesinin ve yakınlarının yanında hayatını kaybetmiştir.

Safra kesesi kanseri, özellikle ileri yaşta görülebilen, sindirim sistemini etkileyen ciddi bir hastalıktır. Müdahale edilmediğinde yayılma riski olan bu kanser türü, zamanla hastanın genel sağlık durumunu olumsuz etkileyerek yaşam kalitesini düşürmektedir. Muazzez Akkaya Giray da bu süreci sabırla geçirmiş, ancak sonunda hayatını kaybetmiştir.

Muazzez Akkaya Giray Neden Öldü?

Muazzez Akkaya Giray’ın ölüm nedeni, safra kesesi kanserine bağlı komplikasyonlardır. 2024 yılı sonlarında teşhis konulan hastalık, tedaviye rağmen ilerlemiş ve bağışıklık sistemini zayıflatmıştır. 2025 yılının Haziran ayında, uzun süredir mücadele ettiği hastalığa yenik düşerek 95 yaşında vefat etmiştir.

Ölümü, edebiyat dünyasında özellikle “Mona Roza” şiirinin hayranları ve Sezai Karakoç takipçileri için büyük bir sembolik anlam taşımaktadır. Çünkü edebiyat tarihinde iz bırakmış bir aşkın yaşayan son tanığı artık hayatta değildir.

Cenazesi Ne Zaman ve Nerede Defnedildi?

Muazzez Akkaya Giray’ın vefatının ardından ailesi tarafından yapılan açıklamada, cenazenin 9 Haziran Pazartesi günü, İstanbul Fenerbahçe Camii'nde öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazıyla Karacaahmet Mezarlığı'na defnedildiği bildirildi.

Cenaze törenine ailesi, yakın çevresi ve edebiyat dünyasından bazı isimler katılmış; sade ama duygusal bir veda gerçekleştirilmiştir.


“Mona Roza” Şiiri Neden Bu Kadar Önemli?

“Mona Roza”, Sezai Karakoç’un gençlik döneminde yazdığı ve adını duyurmasını sağlayan en önemli şiirdir. Tek başına yazılmış bu şiir, bir aşkın ve imkânsızlığın sembolüdür. Muazzez Akkaya’ya yazıldığı açıkça bilinmekte, ancak şiirin yayımlandığı dönem boyunca bu gerçek hiçbir zaman doğrudan kabul edilmemiştir.

Şiir; kırılganlığı, saf duyguyu ve genç bir adamın içsel hesaplaşmalarını taşımasıyla bir dönemin gençliğini derinden etkilemiştir. Bugün bile üniversite öğrencileri tarafından ezberlenmekte, sosyal medya paylaşımlarında kullanılmakta ve Türk edebiyatının en özel eserlerinden biri olarak kabul edilmektedir.

İçişleri Bakanı Yerlikaya: ‘Libya heyetini taşıyan uçağın kara kutusu bulundu’
İçişleri Bakanı Yerlikaya: ‘Libya heyetini taşıyan uçağın kara kutusu bulundu’
İçeriği Görüntüle

Muazzez Akkaya Giray’ın Ardında Bıraktığı İz

Muazzez Akkaya Giray, arkasında sayfalar dolusu kitap ya da medya söyleşisi bırakmamıştır. Ancak onun adı, bir şiirde ölümsüzleşmiş ve Türk edebiyatında nadir görülen bir ilham hikâyesinin ana karakteri olmuştur. Mütevazı yaşamı, akademik başarısı ve Sezai Karakoç’un kalbine düşürdüğü derin iz ile “gerçek Mona Roza” olarak hafızalarda yer edinmiştir.