İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TBMM grup toplantısında gündeme dair sert ve çarpıcı açıklamalarda bulundu. Dervişoğlu, Suriye’deki YPG-Suriye anlaşmalarından Türkiye ekonomisindeki çöküşe, KKTC seçimlerinden adalet ve hukuk meselelerine kadar birçok kritik konuya değinerek hükümeti ve ilgili aktörleri sert bir dille eleştirdi. Özellikle Suriye’deki olası anlaşmalarla ilgili yönelttiği üç kritik soru, Türkiye’nin güvenliği açısından büyük önem taşıyor.
DERVİŞOĞLU’NDAN TEZKERE AÇIKLAMASI
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TBMM grup toplantısında gündeme dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Konuşmasında Suriye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve Türkiye ekonomisi başta olmak üzere birçok kritik konuya değinen Dervişoğlu özellikle Suriye’deki olası YPG-Suriye anlaşmalarına dair üç temel soruyu gündeme taşıdı.
SURİYE ANLAŞMASINA 3 KRİTİK SORU
Dervişoğlu, Suriye’deki istikrarsızlık ve olası iç savaş riskinin Türkiye’nin güvenliği açısından kabul edilemez olduğunu belirterek, TBMM’ye sunulan tezkereler üzerinden şu üç soruyu yöneltti:
YPG/SDG’nin durumu: Eğer SDG/YPG, Suriye ordusuna entegre olursa, birlikler kendi komuta zincirini koruyarak mı bölgede kalacak yoksa Şam yönetimine tabi olarak mı görev yapacak?
Tampon bölge hakkı: Türkiye, anlaşma sonrası Suriye’nin kuzeyinde bir tampon bölge kurma ve sürdürme hakkına sahip olacak mı?
Stratejik mühimmat denetimi: Şam’a yapılacak yardım kapsamında hava savunma sistemi, insansız hava uçağı ve elektronik sistemlerin denetimi nasıl sağlanacak? Bu mühimmatın YPG veya Türkiye’ye hasmane grupların eline geçmeyeceği nasıl garanti edilecek?
Dervişoğlu bu soruların cevabının Türkiye’nin güvenliği açısından kritik olduğunu vurguladı ve gözetim mekanizmasının elzem olduğunu belirtti.
"HALKIN ALIN TERİ FAİZE GİDİYOR"
Konuşmasında Türkiye ekonomisine de sert eleştiriler yönelten Dervişoğlu, yüksek faiz ödemeleri, bütçe açıkları ve yolsuzluk iddialarına dikkat çekti:
2025’te faiz giderlerinin 40 milyar dolara yükseldiğini ve bunun halkın sofrasından eksildiğini belirtti.
Çiftçiye ayrılan tarımsal desteğin yasal hakkının altında olduğunu vurguladı.
Merkez Bankası ve Türkiye Varlık Fonu başta olmak üzere ekonomik kurumlarda yaşanan yönetim zafiyetlerine dikkat çekti.
Dervişoğlu, “Bu ülkenin çiftçisi üretmeden bu ülke ayağa kalkamaz. Faizi besleyen değil, üretimi büyüten, istihdamı destekleyen bir bütçe istiyoruz” diyerek hükümetin ekonomi politikalarını eleştirdi.
Dervişoğlu, yargı süreçlerindeki gecikmelere de tepki gösterdi: “Tutukluluğun bir tedbir olmanın ötesinde, cezaya dönüştürülmemesi gerekmektedir. Adalet bir gün herkese lazım olur” dedi.
TERÖR VE BÖLÜNMEZ VATAN MESAJI
Siyasi gündemdeki terör, barış ve Kürt meselesine de değinen Dervişoğlu, Öcalan’a yönelik tutumları eleştirdi ve “Ya Öcalan’ı tercih edeceksiniz, ya Türkiye’yi. Ya Kandil’i tercih edeceksiniz, ya Cumhuriyet’i” ifadelerini kullandı.
Dervişoğlu konuşmasını Türkiye’nin milli birliği, Cumhuriyet ve hukukun üstünlüğü vurgusuyla tamamladı: “Biz kardeşlik, eşitlik, hürriyet ve cumhuriyet diyeceğiz. Türkiye Cumhuriyetini el birliğiyle, tüm vatandaşlarıyla payidar kılacağız.”
