TBMM Genel Kurulu, 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi için mesaiye başladı. Oturumun açılış konuşmasını yapan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, gündemin odağına Anayasa reformu, demokratikleşme adımları ve seçim yasalarında yenileme ihtiyacını yerleştirdi. Mevcut Meclis yapısının önemli bir sorumluluk taşıdığına dikkat çeken Kurtulmuş, Türkiye'nin ikinci yüzyılına yakışacak yeni hukuk normları oluşturulması gerektiğini vurguladı.
“YENİ VE SİVİL ANAYASA MECLİS’İN TARİHİ GÖREVİDİR”
Kurtulmuş, 28. Dönem TBMM'nin en önemli sorumluluklarından birinin anayasa değişikliği olduğunu belirterek yapılması beklenen reformun özü hakkında net mesajlar verdi.
Konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“Her şeyden evvel Türkiye'nin ikinci yüzyılına yaraşır milli, katılımcı, demokratik, kuşatıcı, yeni ve sivil bir anayasanın yapılması Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, 28. Dönem Meclisi'nin önemli sorumluluklarından birisidir.”
Kurtulmuş’un ifadeleri yeni anayasa tartışmalarının bütçe maratonuyla birlikte yeniden hız kazanabileceğinin işareti olarak değerlendirildi.
GÜNDEMDE YALNIZCA ANAYASA YOK
Kurtulmuş konuşmasında yalnızca anayasa reformunu değil, seçim sisteminden iç tüzüğe kadar birçok başlığın da yenilenmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’de demokratik standartların güçlendirilmesi için Siyasi Partiler Yasası, Seçim Yasası ve Meclis İç Tüzüğü üzerinde de ciddi bir çalışma yapılması gerektiğini vurguladı.
Konuyla ilgili ifadeleri şöyle oldu:
“Demokratik standartlarımızı yükseltmemiz açısından demokratik bir yeni Meclis İç Tüzüğü, Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Yasası'nın da gerçekten büyük bir olgunlukla ve siyasi hesapların dışında gündeme getirilerek TBMM'de ele alınması ve sonuçlandırılmasını ümit ve arzu ediyoruz.”
BÜTÇE MARATONU REFORM SİNYALLERİYLE BAŞLADI
2026 Bütçe Kanun Teklifi’nin görüşülmeye başlandığı Genel Kurul’da verilen mesajlar, sadece ekonomi ve mali planlamanın değil, yeni anayasa ve demokratik dönüşüm sürecinin de siyasi gündemin merkezinde olacağına işaret etti.
Yeni dönem yasama sürecinin hem Türkiye'nin ikinci yüzyılı hem de demokratik standartlar açısından önemli bir dönüm noktası olabileceği değerlendiriliyor.