Gazeteci Hakan Tosun’un şüpheli ölümü sonrası gündeme gelen isimlerden biri olan Öznur Tosun, verdiği açıklamalarla hem medya hem de kamuoyu tarafından yakından takip edilmeye başladı. Olayın perde arkasına dikkat çeken ifadeleriyle dikkat çeken Tosun, özellikle “Abim susturuldu” cümlesiyle cinayet soruşturmasına yeni bir yön kazandırabilecek iddiaları gündeme taşıdı.
Peki, Öznur Tosun kimdir, kaç yaşında, nereli, evli mi, mesleği ne, neden gündemde? İşte detaylar…
Öznur Tosun kimdir, nereli, kaç yaşında, ne iş yapıyor, evli mi?
Öznur Tosun, kamuoyunun ilk kez gazeteci Hakan Tosun’un ölümüyle duyduğu, daha önce çok fazla tanınmayan bir isimdi. Yaşı, doğum tarihi ve mesleki geçmişi hakkında resmi kaynaklarda kesin bilgiler bulunmasa da, Tosun’un siyasi ve hukuki farkındalığa sahip, etkili ve bilinçli açıklamaları onun eğitimli ve araştırmacı bir kimliğe sahip olduğunu düşündürüyor.
Haberin Burada’nın haberine göre, Öznur Tosun, kardeşinin ölümünü sıradan bir asayiş vakası olarak görmüyor ve sürecin “planlı bir infaz” olduğunu savunuyor.
Evli olup olmadığına dair net bilgi bulunmasa da, medyadaki varlığında ailevi yönünden çok, hak arayışıyla öne çıkan bir duruş sergiliyor. Bu da onun kişisel yaşamından çok toplumsal sorumluluk yönünü ön plana çıkarıyor.
Öznur Tosun neden gündeme geldi? Soruşturmadaki iddiaları ne?
Gazeteci Hakan Tosun’un şüpheli ölümü sonrası, olayın gizli kalan yönlerine dikkat çeken kişi Öznur Tosun oldu. Olayın hemen ardından yaptığı açıklamalarda, saldırının tesadüfi değil, önceden planlanmış bir organizasyon olduğunu iddia etti.
Açıklamalarında şu konular öne çıkıyor:
“Bu sıradan bir kavga değil, abim susturuldu”
“O gece üç kişi vardı, sadece iki kişiyle sınırlı kalmamalı”
“Kameralarda görünmeyen bir fail daha var”
“Hastaneye geç götürüldü, neden en yakın yer tercih edilmedi?”
“Tanıklar tehdit ediliyor, biz koruma talep etmek zorunda kaldık”
Tosun’un bu ifadeleri, yalnızca soruşturmanın değil, kamu vicdanının da yönünü değiştirecek nitelikte.
“Üçüncü şahıs” iddiası: Olay iki kişiyle sınırlı değil mi?
Olayla ilgili resmi açıklamalarda saldırgan sayısı iki olarak belirtilmiş olsa da, Öznur Tosun bu bilgiyi açıkça reddediyor. Kardeşinin saldırıya ilk olarak tek kişi tarafından değil, birden fazla kişi tarafından farklı zamanlarda uğradığını öne sürüyor.
“İlk darbeyi aldıktan sonra yeniden saldırıya uğruyor, orada başka biri daha var” diyen Tosun, görüntülerin eksik ya da bilinçli olarak kırpılmış olabileceğini de ima ediyor.
Hastane seçimi, müdahale süresi ve ‘karanlık saatler’
Saldırının ardından hastaneye ulaşana dek geçen süre de, Öznur Tosun’un dikkat çektiği noktalardan biri.
Kardeşi Hakan Tosun’un gece saat 22.30’da evden çıktığını, ancak saat 02.00 civarında hastaneye ulaştırıldığını vurgulayan Tosun, bu sürede neler yaşandığını sorguluyor.
“Mahalleye yakın hastaneler varken neden uzak bir yere götürüldü?” sorusunu yönelten Tosun, bu kararın da olayın şeffaflığını zedeleyen unsurlardan biri olduğunu savunuyor.
Tanıklar tehdit mi ediliyor? Güvenlik talepleri ne durumda?
Tosun ailesinin iddiasına göre olayın ardından sadece acı değil, baskı da yaşamaya başladılar.
Mahallede olaya tanık olan bazı kişilerin tehdit edildiğini söyleyen Öznur Tosun, kendilerinin de koruma talep etmek zorunda kaldığını belirtti.
“Polis bizi korur mu?” sorusunu kamuoyuna yönelterek, sadece adalet değil, güvenlik ihtiyacıyla da mücadele verdiklerini açıkladı.
Bu durum, dosyanın yalnızca ceza hukuku kapsamında değil, insan hakları ve tanık güvenliği boyutlarıyla da ele alınmasını gerektiriyor.
Kamuoyuna çağrı: “Sadece saldırganları değil, onları yönlendirenleri de araştırın”
Öznur Tosun’un belki de en çarpıcı çağrısı, olayın sadece saldırganlar üzerinden okunmaması gerektiği yönünde.
18 ve 24 yaşlarındaki iki gencin arkasında kimlerin olduğu, kimin koruduğu ve yönlendirdiği sorularını sormaya devam ediyor.
“Bu insanlar birilerinin tetikçisi mi? Onları yönlendiren güçler kim?” gibi sorularla olayın perde arkasının da deşilmesini talep ediyor.
Öznur Tosun’un duruşu: Sadece bir kardeş değil, adalet arayan bir ses
Hakan Tosun’un ölümünün ardından verdiği açıklamalarla dikkat çeken Öznur Tosun, sadece bir yas süreci değil, aynı zamanda aktif bir adalet mücadelesi yürütüyor.
Toplumu bilgilendirme, hukuki süreci şeffaflaştırma ve medyanın dikkatini diri tutma konusunda ciddi bir çaba gösteriyor.
Kamuoyunda henüz net bir mesleki unvanla anılmasa da, gösterdiği duruş onu “adalet mücadelesinin sembol isimlerinden biri” hâline getiriyor.




