Ukrayna ile Rusya arasında İstanbul’da yapılan 2. tur müzakerelerin ciddi bir netice vermemesi üzerine Papa 14. Leo Vatikan’ı adres gösterdi.
2022 yılı Şubat’ında başlayan ve ciddi manada bir çıkmaza giren Ukrayna-Rusya savaşı barış girişimleri küresel güçlerin diplomatik prestij sahasına dönüşmüş durumda. Bu denklemde dikkat çeken son gelişme, Papa 14. Leo’nun savaşın taraflarına Vatikan’ı barış görüşmeleri için önerme çağrısı oldu. Bu adım, yalnızca dini temelli bir barış çağrısı değil; aynı zamanda Türkiye’nin daha önce İstanbul’da yürütmeye çalıştığı arabuluculuk girişimlerine doğrudan bir alternatif olarak da ortaya çıktı. Böylece Vatikan, sembolik etkisini stratejik diplomasiye dönüştürme yolunda önemli bir hamle yaparak İstanbul’un konumuna rakip oldu.
Ukrayna ile Rusya arasında İstanbul’da yapılan 2. Tur müzakerelerinin ciddi bir netice vermemesi üzerine barış için yeni bir diplomatik teklif Katolik dünyasının ruhani liderinden gelmesi İstanbul’da gerçekleştirilen müzakere sürecine karşı Vatikan’ı alternatif yapma girişimi olarak yorumlandı.
Vatikan, Barış Diplomasi Sahnesine Dönüyor
Papa’nın önerisinin ardından Vatikan’ın en üst düzey diplomatı Kardinal Pietro Parolin de dikkat çeken bir açıklamada bulundu. Parolin, “Bu tamamen trajik çünkü bunun belki yavaş bir süreç olacağını, ancak çatışmaya barışçıl bir çözüm getireceğini umuyorduk, ama bunun yerine başa döndük” ifadelerini kullanarak İstanbul’daki görüşmelerin başarısızlığına üstü kapalı bir eleştiri yöneltti.
Uzmanlar, bu açıklamanın yalnızca hayal kırıklığını değil, aynı zamanda Vatikan’ın İstanbul’un yerine geçme isteğini de ortaya koyduğunu belirtiyor.
İstanbul-Vatikan Rekabeti Mi?
Savaşın ilk dönemlerinde Türkiye, tarafları İstanbul’da bir araya getirerek barış sürecinde önemli bir rol üstlenmişti. NATO üyesi olması ve Rusya ile iletişim kanallarını açık tutabilmesi, Ankara’yı ideal bir arabulucu konumuna getirmişti. Ancak gelinen noktada süreç tıkandı. Bu durumu fırsat gören Vatikan ise, siyasi ya da askeri bir güç olmadan, tarafsız ve etik bir zemin sunarak arabuluculuk görevine talip oldu.
Diplomasi çevreleri, bu iki farklı arabuluculuk modeli arasında sessiz bir rekabetin başladığına dikkat çekiyor.
Türkiye ve Vatikan: İki Farklı Arabuluculuk Anlayışı
Türkiye, İstanbul’daki müzakerelerle çatışmanın ilk dönemlerinde önemli bir diplomatik rol üstlenmişti. Özellikle de bir taraftan görüşmeler, diğer taraftan da “Tahıl Koridoru” girişimi taktir toplamıştı. Coğrafi konumu, NATO üyeliği ve Rusya ile özel ilişkileri, Ankara’yı ideal bir arabulucu yapıyordu. Ancak zamanla bu girişimlerin etkisi azaldı. En son AB liderleri ve Zelenski’nin 30 günlük ateşkes teklifi sonrası köşeye sıkışan Putin’in gece yarısı İstanbul’u adres göstermesine kadar.
Vatikan ise farklı bir pozisyonla ortaya çıkıyor: Askeri ya da siyasi gücü olmayan, ama ahlaki ve tarihsel meşruiyet iddiası taşıyan bir aktör olarak.
Bu iki yaklaşımın farkı net:
• Türkiye, pragmatik ve jeopolitik temelli bir arabuluculuk modeli sunuyor.
• Vatikan ise ideolojik ve etik temelli bir barış söylemiyle sürece dahil olmak istiyor.
Bu farklar, iki aktör arasında doğrudan bir rekabetten ziyade etki alanları ve yöntemler üzerinde örtük bir mücadele doğuruyor.
Tarafsız Diplomasi mi, Stratejik Atak mı?
Papa 14. Leo’nun barış masası çağrısı, yalnızca diplomatik bir jest değil; aynı zamanda uluslararası sahada etkisi azalan arabuluculuk girişimlerinin yeniden tanımlanmasına yönelik bir hamle olarak öne çıkıyor. Türkiye ile Vatikan arasındaki örtülü rekabet, savaşın nasıl sona ereceğinden çok, kimin barışı getireceği sorusu etrafında şekilleniyor.
Papa 14. Leo’nun barış masası teklifi, Vatikan’ın uzun zamandır geri planda kalan diplomatik kimliğini canlandırma arayışı olarak da okunuyor. Katolik dünyasının merkezinden gelen bu çağrı, küresel kamuoyuna alternatif bir barış platformu sunarken, Vatikan’ı uluslararası ilişkilerde yeniden görünür kılma stratejisinin parçası olabilir.
Rusya oldum olası Vatikan’ı SSCB döneminden beri baş düşman merkezlerinden birisi olarak görmektedir. Hele ki, 14. Leo’nun önceki Papa’lardan farklı olarak bu savaşta Rudsya’yı açıkça eleştirmesi ve Ukrayna yanlısı tavrı Rusya açısından Vatikan’ı barış için alternatif mekan olma ihtimalini zayıflatmaktadır.
Barış Umudu Nerede: Ankara, Vatikan veya Trump?
Göreve geldikten sonra yeni atraksiyonlar peşinden koşan ve Vatikan’ı önceki Papa’lardan farklı olarak küresel bir oyuncu niteliğine büründürmek isteyen 14. Leo’nun bu hamlesi özellikle de Rusya tarafından pek de ciddiye alınmasa da Trump’ın son çıkışı ciddiye alınacak nitelikte.
ABD Başkanı Donald Trump, pazartesi günü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile telefonda görüşeceğini ardından da bazı NATO üyesi ülke liderleriyle temasa geçeceğini kaydetti.
ABD Başkanı Trump, Truth Social hesabından yaptığı açıklamada, pazartesi günü (ABD saatiyle) 10:00'da Putin'le bir telefon görüşmesi yapacak. Trump, görüşmenin ateşkesin sağlanması ve ticaret ile ilgili olacağını belirterek, daha sonra hem Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile görüşecek.
Donald Trump, ticaret amacı da taşıyan bu hamlesi sonrasında "Umarım verimli bir gün olur, ateşkes gerçekleşir ve bu hiç olmaması gereken savaş sona erer." değerlendirmesini yaptı.