Birleşmiş Milletler ve TÜİK’in yayımladığı nüfus verilerine göre Türkiye’nin demografik yapısı değişiyor. 85 milyon 664 bin kişilik nüfusuyla dünyada 18’inci sırada yer alan Türkiye’de çocuk ve genç nüfus oranı azalırken, yaşlı nüfus oranı ilk kez dünya ortalamasının üzerine çıktı. Doğurganlık hızının düşmesi ve yaşam süresinin uzaması, Türkiye’nin hızla “yaşlanan ülke” konumuna yaklaştığını ortaya koydu.
TÜRKİYE’NİN NÜFUSU 85 MİLYON 664 BİN KİŞİYE ULAŞTI
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve TÜİK verilerine göre Türkiye, 2024 itibarıyla 85 milyon 664 bin 944 kişilik nüfusuyla 194 ülke arasında 18’inci sırada yer aldı.

Dünya genelinde nüfusu en fazla olan ülkeler sırasıyla Hindistan (1,45 milyar), Çin (1,41 milyar) ve ABD (345 milyon) oldu. Bu üç ülke dünya nüfusunun yüzde 39,4’ünü oluşturdu.
Türkiye'de nüfus artış hızı düşerken, yaşlı nüfus oranı dünya ortalamasının üzerine çıktı; çocuk nüfus oranı ise hem dünya hem Avrupa ortalamasının gerisinde kaldı.
ÇOCUK NÜFUSU ORANI DÜNYANIN ALTINDA

Birleşmiş Milletler verilerine göre, 2024 yılında dünya çocuk nüfusu ortalaması %29,6 olarak hesaplandı. Türkiye’de bu oran %25,5’te kaldı.
Çocuk nüfus oranının en yüksek olduğu ülke %56,5 ile Orta Afrika Cumhuriyeti, en düşük olduğu ülke ise %13,2 ile Güney Kore oldu.
Avrupa Birliği ülkelerinde en yüksek çocuk oranı %22,7 ile İrlanda’da görülürken, Türkiye’nin %25,5’lik oranıyla AB ortalamasının üzerinde yer aldığı dikkat çekti.
15–24 yaş grubunu kapsayan genç nüfus oranında dünya ortalaması %15,6 olurken, Türkiye’nin genç nüfus oranı %14,9 olarak belirlendi.
En yüksek genç nüfus oranına sahip ülke %23,5 ile Suriye, en düşük oran ise %8,7 ile Monako oldu.
Türkiye, genç nüfus oranında dünya ortalamasının biraz altında kalmasına rağmen Avrupa Birliği ülkelerinden daha genç bir nüfus yapısına sahip.
YAŞLI NÜFUS ORANI ARTIYOR

Dünya genelinde 65 yaş ve üzeri yaşlı nüfus oranı 2024 itibarıyla %10,2 oldu. Türkiye’nin yaşlı nüfus oranı ise %10,6 ile dünya ortalamasının üzerine çıktı.
Yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu ülke %36,2 ile Monako, en düşük olduğu ülke ise %1,7 ile Katar olarak kaydedildi.
Avrupa Birliği ülkeleriyle karşılaştırıldığında Türkiye, yaşlı nüfus oranında hâlâ daha genç bir yapıya sahip. Ancak yıllar içinde bu fark hızla kapanıyor.
Dünyada toplam doğurganlık hızı ortalama 2,25 çocuk seviyesindeyken, Türkiye’de bu oran 1,48 olarak ölçüldü.
Bu oranla Türkiye, nüfusun yenilenme eşiği olan 2,1’in oldukça altında kaldı.
Doğurganlık hızının en yüksek olduğu ülke 6,03 çocuk ile Çad, en düşük olduğu ülke ise 0,73 çocuk ile Güney Kore oldu.
Avrupa Birliği ülkelerinde ortalama doğurganlık oranı 1,4 civarındayken, Türkiye bu ortalamanın biraz üzerinde yer aldı.
TÜRKİYE’NİN YAŞAM SÜRESİ DÜNYA ORTALAMASININ ÜZERİNDE

Birleşmiş Milletler verilerine göre dünya genelinde doğuşta beklenen yaşam süresi 73,3 yıl. Türkiye’de bu süre ortalamanın üzerinde:
Erkeklerde: 74,7 yıl
Kadınlarda: 80,0 yıl
Erkeklerde en yüksek yaşam süresine sahip ülke 84,6 yıl ile Monako, kadınlarda ise 88,6 yıl ile Monako oldu.
Türkiye, dünya ortalamasının üzerinde yaşam süresine sahip olmasına rağmen Avrupa Birliği ortalamasının gerisinde kaldı.
TÜİK ve Birleşmiş Milletler verileri, Türkiye’nin demografik dönüşüm sürecine girdiğini gösteriyor.
Çocuk ve genç nüfus oranları azalırken, yaşlı nüfus oranı artıyor. Bu durum, önümüzdeki yıllarda çalışma hayatı, sağlık hizmetleri ve sosyal güvenlik sistemini doğrudan etkileyecek.

TÜRKİYE GENÇ AMA HIZLA YAŞLANIYOR
Türkiye, dünya genelinde hâlâ genç nüfus yapısına sahip ülkeler arasında yer alsa da doğurganlık hızındaki düşüş ve yaşam süresindeki artış, “yaşlanan toplum” sinyallerini güçlendiriyor.
Birleşmiş Milletler projeksiyonlarına göre Türkiye’nin yaşlı nüfusu 2050 yılına kadar iki katına çıkabilir.
VERİLER BİZE NE ANLATIYOR?
Veriler Türkiye’nin demografik olarak ciddi bir dönüşüm geçirdiğini gösteriyor. Bence nüfus hâlâ görece genç ama çocuk ve genç oranlarının giderek düşmesi, yaşlı nüfusun artması, uzun vadede karşımıza farklı zorluklar çıkarabilir. Doğurganlık hızımızın dünya ortalamasının altında olması, nüfusun kendini yenileme kapasitesinin azaldığını gösteriyor. Öte yandan yaşam süresinin uzaması güzel bir gelişme ama sağlık ve sosyal sistemler açısından hazırlıklı olmamız gerektiğini düşünüyorum. Kısacası Türkiye hâlâ genç ama hızla yaşlanan bir ülke yolunda ve bunu göz ardı edemeyiz.




