“Bu bir mahkeme değil, siyasi bir duruşma”
CHP’li belediyelere yönelik soruşturmalar kapsamında tutuklanan eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, cezaevinden yazdığı mektupla sessizliğini bozdu. Sosyal medya hesabından paylaşılan metinde, kendisine yöneltilen “nitelikli dolandırıcılık” suçlamasını kesin bir dille reddeden Soyer, dosyada tek bir çıkar ilişkisi, tanık ya da somut delil bulunmadığını ifade etti.
“İçeride olmamın nedeni açık: Siyasi fikirlerim ve bu fikirler doğrultusunda attığım adımlar. Hukuk okumuş bir hâkim bile, dosyada kişisel menfaat sağlayacak bir delil olmadığını görüyordur. Bu dava değil, bir cezalandırma süreci.”
Açık görüş: “İlk kez kavuştuk, doyamadık”
Mektubunda ailesiyle yaptığı ilk açık görüşe de yer veren Soyer, duygusal anlar yaşandığını anlattı. Sabah 06.00’da güne başlayıp koğuş temizliği yaptığını ve en güzel gömleğini giydiğini belirten Soyer, 60 dakikalık görüşte hem gözyaşı hem de tebessüm olduğunu dile getirdi:
“Neptün, köpeklerimizin ve kedilerimizin fotoğraflarını tişörtlere bastırmış. Onları görünce sanki hepsi oradaydı. İlk dakikalar hüzünlüydü ama sonunda gülerek ayrıldık.”
“Sıra bana geldi… Bedel ödüyorum”
Soyer, tutukluluğunu geçmişte bedel ödemiş sosyal demokratlarla kıyasladı. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını anımsatan Soyer, kendisini onların mücadelesinin bir parçası olarak gördüğünü yazdı:
“50 yılı aşkın süredir sol görüşle yaşayan biri olarak şimdi sıra bana geldi. Aklımın ve vicdanımın solda olmasının bedelini ödüyorum. Bu bir utanç değil, onurdur.”
“Hiçbir şeyin esiri olmadım, içim huzurlu”
Cezaevindeki yaşam koşullarına da değinen Soyer, kendisini zorlayan hiçbir bağımlılığı olmadığını vurguladı. Yaşamı boyunca "olmak" üzerine kurulu bir hayat benimsediğini belirtti:
“Kavrulmuş badem olmadan yaşayamam, şu marka değilse giymem dediğim bir alışkanlığım yok. Görüyorum ki hiçbir şeye bağımlı olmamışım. İç huzurum da buradan geliyor.”
“Bu süreç özgürlüğüm değil, fikirlerimle hesaplaşma”
Tunç Soyer, mektubunun sonunda Friedrich Engels’in “Özgürlük, zorunluluğun kavranmasıdır” sözüne yer verdi. Ailesinin ve dostlarının içinde bulunduğu durumu anladığını, kendisinin de içeride olsa dahi içsel olarak özgür olduğunu vurguladı:
“İçerideyim ama özgürüm. Sadeleşin, maddelerin değil değerlerin peşinden gidin. Sevdiklerinize sevginizi göstermekte geç kalmayın.”






