Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yayımladığı 2024 Su ve Atıksu İstatistikleri raporu, Türkiye’nin su kullanımı ve atıksu yönetimine dair önemli bir tablo ortaya koydu. Rapora göre belediyelerden termik santrallere, OSB’lerden maden işletmelerine kadar geniş bir ölçekte derlenen veriler hem kullanım miktarlarını hem de arıtma süreçlerini detaylandırıyor. Biz de bu verilerden yola çıkarak Türkiye’nin suyla ilişkisini daha net bir çerçevede ele aldık.
2024’TE SU KULLANIMI ARTIŞ GÖSTERDİ

2022 yılında su kaynaklarından çekilen su miktarı 19,2 milyar metreküp iken, 2024’te bu rakam 20,3 milyar metreküpe yükseldi. Bu artış su tüketiminin yıllar içinde azalmadığını, aksine ekonomik faaliyetlere paralel olarak arttığını gösteriyor.
Çekilen suyun yüzde 54,6’sı denizlerden, yüzde 23,6’sı yeraltı kaynaklarından, yüzde 21,8’i yüzey sularından sağlandı. Böylece toplam suyun yüzde 45,4’ü tatlı su kaynaklarından elde edilmiş oldu.
Denizden çekilen suyun yüzde 93,8’inin soğutma amaçlı kullanılmış olması dikkat çeken noktalardan biri. Özellikle enerji ve sanayi tesislerinde soğutma suyu ihtiyacının büyük hacimde olduğu anlaşılıyor. Bu durum tatlı su kaynaklarının korunması açısından olumlu bir görünüm sunsa da atık dönüşümlü deniz suyu kullanımı çevresel etkiler bakımından takip edilmeyi gerektiriyor.
ATIKSU DEŞARJ MİKTARI 17,2 MİLYAR METREKÜPE ULAŞTI

2024 yılı itibarıyla doğrudan alıcı ortamlara deşarj edilen toplam atıksu miktarı 17,2 milyar metreküp olarak kaydedildi. Bu atıksuyun yüzde 75,9’u denizlere, yüzde 19,5’i akarsulara, kalan kısmı göl, gölet, baraj, arazi ve diğer alıcı ortamlara bırakıldı.
Denize bırakılan atıksuyun yüzde 80,1’i soğutma suyu olarak açıklanırken doğrudan kirli su olmayan ancak sıcaklığı yükselmiş suyun ekosistemler üzerinde etkisinin olabileceği değerlendiriliyor.
Atıksu kaynaklarının dağılımı incelendiğinde en büyük payın yüzde 50,2 ile termik santrallerde olduğu görülüyor. Belediyelerden gelen atıksu yüzde 31,9, imalat sanayinden gelen atıksu yüzde 13,8 oranında kaydedildi. OSB’ler yüzde 1,7, maden işletmeleri yüzde 1,6, köyler ise yüzde 0,8 oranında paya sahip. Bu oranlar Türkiye’de enerji üretimi ve şehirleşmenin su kullanımında belirleyici unsurlar olduğunu gösteriyor.
SOĞUTMA SUYU HARİÇ ATIKSULARIN YÜZDE 78,3’Ü ARITILDI

Soğutma suyu hariç doğrudan alıcı ortamlara bırakılan atıksuyun yüzde 78,3’ü arıtıldı. Bu oran, atık yönetimi açısından ilerleme olduğunu gösterse de geri kullanım oranının henüz istenen seviyelerde olmadığını düşündürüyor.
Belediyeler, köyler, imalat tesisleri, termik santraller, OSB’ler ve maden işletmeleri tarafından deşarj edilen atıksuyun yüzde 60,9’u soğutma suyu, yüzde 39,1’i ise diğer atıksular olarak değerlendirildi.
BELEDİYELERDE SU ERİŞİMİ YÜZDE 98,8’E ULAŞTI
Türkiye genelinde 1.401 belediyeden 1.397’sinde içme ve kullanma suyu şebekesi bulunuyor. Bu da belediye nüfusunun yüzde 98,8’inin su şebekesine erişimi olduğu anlamına geliyor. Altyapı açısından oldukça yüksek bir erişim oranı olduğu söylenebilir.
Belediyeler tarafından su kaynaklarından çekilen 7,5 milyar metreküp suyun yüzde 39,8’i barajlardan, yüzde 29,8’i kuyulardan, yüzde 16,8’i kaynaklardan sağlandı. Toplam suyun yüzde 59,1’inin arıtılarak şebekeye verildiği açıklandı. Arıtılan suyun yüzde 96,7’sine konvansiyonel, yüzde 2,9’una gelişmiş, yüzde 0,4’üne fiziksel arıtma uygulandı.

ATIKSU ARITMA ORANI YÜKSELDİ
Kanalizasyon şebekesiyle toplanan atıksuyun miktarı 2024’te 5,8 milyar metreküp olarak hesaplandı. Bu atıksuyun yüzde 48,5’i akarsulara, yüzde 37,9’u denize, yüzde 3,1’i barajlara, yüzde 1,9’u göl/gölete, yüzde 0,4’ü araziye ve yüzde 8,3’ü diğer alıcı ortamlara yönlendirildi.
Belediyelerden deşarj edilen atıksuyun yüzde 85,4’ü arıtıldı. Arıtma yöntemi olarak yüzde 53,8 gelişmiş, yüzde 24,5 biyolojik, yüzde 21,4 fiziksel ve yüzde 0,3 doğal arıtma kullanıldı. Arıtılan atıksuyun yalnızca yüzde 1,3’ü yeniden kullanıldı. Bu oran daha yüksek olabilirse su döngüsü çok daha verimli hale gelebilir.
KİŞİ BAŞI SU VE ATIKSU MİKTARI NE KADAR?
2024 yılında belediyelerde kişi başı çekilen günlük ortalama su miktarı 255 litre olarak hesaplandı. İstanbul’da günlük tüketim 203 litre, Ankara’da 270 litre, İzmir’de 215 litre olarak açıklandı. Ankara’nın tüketimde ilk sırada yer alması, nüfusun tüketim alışkanlıklarının ve şehir yapısının kullanım üzerindeki etkisini düşündürüyor.
Kişi başı günlük ortalama atıksu miktarı ise 210 litre olarak hesaplandı. Büyükşehirler karşılaştırıldığında İstanbul’un 291 litreyle en yüksek değere sahip olması dikkat çekiyor; bu da tüketime paralel şekilde atık üretiminin de arttığını gösteriyor.
Sonuç olarak;
Rapor bize suyun artık yalnızca tüketilen değil yönetilmesi gereken stratejik bir kaynak olduğunu gösterdi. Türkiye suyu ağırlıklı olarak denizden çekiyor, tatlı su kaynaklarının payı azalmıyor ancak yük artıyor. Atıksu arıtma oranı yüksek görünse de yeniden kullanım seviyesi oldukça düşük. Bu da suyun ikinci kez değerlendirilmesi konusunda gidilecek yol olduğunu gösteriyor.
Belediyelerde suya erişim oranının yüzde 98,8 olması önemli bir başarı. Ancak kişi başı günlük tüketim rakamları, suyun bilinçli tüketiminin ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor. Enerji üretimi ve sanayi sektörlerinin su kullanımındaki payı, geleceğe yönelik planlamalarda mutlaka ele alınması gereken başlıklar arasında.
Veriler bize suyun yalnızca kullanılan değil sürdürülebilir şekilde korunması gereken bir varlık olduğunu söylüyor. Türkiye’nin su yönetiminde önemli adımlar attığı görülüyor ancak devamlılık, kontrollü kullanım ve geri kazanım önümüzdeki dönemin anahtar başlıkları olabilir.




