Yeni yılın takvim yaprakları daha çevrilmeden dünya haritası adeta kırmızıya boyandı. Aynı hafta içinde Körfez’de müttefikler silah doğrulttu, Karayipler’de ABD ilk kez bir ülkenin toprağına indi, Asya’da bir ada fiilen kuşatıldı, İran’da ise ekonomi, halkı sokaklara döktü. Tüm bunlar olurken 2025'in bu atmosferden sağ kurtulması mümkün olacak mı? sorusu akıllara düştü.
YEMEN'DE İKİ DEVLET KARŞI KARŞIYA GELDİ
Yemen sahasında uzun süredir aynı blokta hareket eden Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, bu kez karşı karşıya gelme noktasına yaklaştı. Güney Yemen’de, özellikle Mukalla Limanı çevresinde yaşanan askeri hareketlilik, Riyad ile Abu Dabi arasındaki görüş ayrılığını açık biçimde ortaya çıkardı. Suudi Arabistan, Yemen’de kendi ulusal güvenliğini doğrudan etkilediğini belirttiği gelişmeler sonrası sert adımlar attı. BAE ile yapılan savunma düzenlemeleri askıya alındı, hava ve deniz trafiğine kısıtlamalar getirildi. Suudi tarafı, Yemen’in güneyinde BAE destekli ayrılıkçı unsurların kontrol alanını genişletmesini doğrudan tehdit olarak değerlendiriyor. Bu tablo, Yemen iç savaşında dengelerin yalnızca yerel aktörler arasında değil, Körfez’in iki güçlü ülkesi arasında da kırılgan hale geldiğini gösteriyor.

VENEZUELA'DA ABD İLK KEZ SAHAYA GİRDİ
Latin Amerika’da uzun süredir diplomatik ve ekonomik baskı altında tutulan Venezuela’da bu kez askeri bir eşik aşıldı. ABD, Venezuela toprakları içinde bir hedefin vurulduğunu açıkladı. Operasyonun, uyuşturucu kaçakçılığıyla bağlantılı bir iskele veya yükleme noktası olduğu belirtildi. Washington, hangi kurumun sahada görev aldığını açıklamazken, bu adım ABD’nin Venezuela içinde bugüne kadar bilinen ilk doğrudan kara faaliyeti olarak kayda geçti. Caracas yönetimi sessizliğini korurken, yaşanan patlamalar ve yangınlar ülkede belirsizliği artırdı. Bu gelişme, ABD–Venezuela geriliminin artık yalnızca yaptırım ve diplomasi düzeyinde kalmadığını ortaya koydu.

TAYVAN ABLUKA ALTINDA
Doğu Asya’da tansiyon yılın son günlerinde en yüksek seviyesine çıktı. Çin, Tayvan adasının dört bir yanında geniş çaplı bir askeri tatbikat başlattı. Tatbikat kapsamında savaş uçakları, donanma unsurları ve sahil güvenlik gemileri aynı anda sahaya çıktı. Ada çevresinde onlarca savaş uçağı uçuş yaptı, deniz alanlarında roket atışları gerçekleştirildi. Tatbikat senaryosu, Tayvan’ın kuzey ve güneyindeki ana limanların devre dışı bırakılmasını ve adanın dış dünya ile bağlantısının kesilmesini merkeze aldı. Çin’in bu hamlesi, yalnızca askeri güç gösterisi değil, aynı zamanda Tayvan’a yönelik abluka kapasitesinin fiilen sergilenmesi anlamına geliyor.

İRAN'DA HALK SOKAĞA DÖKÜLDÜ
İran’da ise askeri değil, toplumsal bir cephe genişliyor. Ulusal para birimi riyalin tarihi değer kaybı, günlük hayatı doğrudan etkileyen bir krize dönüştü. Temel tüketim ürünlerindeki fiyat artışları ve ticaretteki daralma, özellikle esnaf ve tüccar kesiminde tepkileri büyüttü. Başkent Tahran başta olmak üzere birçok kentte iş bırakmalar ve protestolar yayıldı. Çarşı merkezli eylemler güvenlik güçlerinin müdahaleleriyle karşılaştı. Ekonomik baskının derinleşmesi, İran yönetimini yıl sonuna toplumsal huzursuzlukla girmeye zorladı.






