YAREN TEKİN / ÖZEL HABER
Son yıllarda bipolar bozukluk ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) tanılarında artış yaşanıyor. Klinik Psikolog Buse Yurtdaş Özcan, bu artışın nedenlerini ve sosyal medyanın bu süreçteki rolünü anlattı. Özcan, “Artan tanı oranları her zaman bir hastalık patlaması anlamına gelmez” diyerek bunun aynı zamanda farkındalığın yükseldiğini ve bireylerin daha kolay destek alabildiğini söyledi.
FARKINDALIK VE TANIMLAMA KRİTERLERİ TANILARI ARTIRIYOR
Özcan, tanı sayısındaki artışın iki temel sebebe dayandığını ifade etti. “Birincisi farkındalık artışı. Ruh sağlığı artık daha çok konuşuluyor ve hem aileler hem de uzmanlar belirtileri eskisine göre daha kolay fark ediyor” dedi.
İkinci neden olarak tanı kriterlerinin genişlemesini gösteren Özcan, “DSM ve ICD gibi tanı sistemleri zaman içinde güncelleniyor ve bu da belirtilerin daha geniş bir çerçevede değerlendirilmesine yol açıyor” diye konuştu.
Ayrıca modern yaşam koşullarının –yoğun tempo, uyku düzensizlikleri, ekran bağımlılığı ve sosyal destek eksikliği– belirtileri daha görünür hale getirdiğini ekledi.
SOSYAL MEDYA TANILARIN FARK EDİLMESİNİ KOLAYLAŞTIRIYOR
Sosyal medyanın etkisine değinen Özcan, “İnsanlar DEHB ya da bipolar bozuklukla ilgili kısa videolar, paylaşımlar görüyor ve kendi deneyimlerini bu içeriklerle eşleştiriyor” dedi. Bunun erken farkındalık açısından faydalı olabileceğini ancak yanlış öz-diagnostik riskini de beraberinde getirdiğini ifade etti. Ayrıca dijitalleşmenin dikkat süresini kısalttığını ve duygu dalgalanmalarının daha görünür yaşanmasına neden olduğunu aktardı. Özcan, sosyal medyanın bir yandan tanıların fark edilmesini kolaylaştırırken diğer yandan “etiketleme kültürü”ne zemin hazırladığını vurguladı.
TANILAR PROFESYONEL DESTEK ARAYIŞINI ETKİLİYOR
Tanı almanın bireyler açısından çoğunlukla bir rahatlama sağladığını belirten Özcan, “Kişi yaşadığı zorlukların bir açıklaması olduğunu görüyor ve profesyonel destek aramaya daha açık hale geliyor” dedi. Ancak aynı zamanda damgalanma kaygısının da ortaya çıkabileceğini ekledi. Toplumsal düzeyde ise ruh sağlığına dair konuşmaların artmasıyla damgalamanın azaldığını ifade etti. Bununla birlikte popülerleşen tanıların, günlük zorlukların hemen bir etiketle açıklanmasına yol açabileceğine dikkat çekti.
ARTIŞ HASTALIK PATLAMASI ANLAMINA GELMİYOR
Özcan, son olarak “Artan tanı oranları, daha çok kişinin fark edildiği, yardım alabildiği ve toplumun ruh sağlığına daha duyarlı hale geldiği anlamına da gelebilir” dedi. Sosyal medyadan edinilen bilgilerin eleştirel süzgeçten geçirilmesi ve ihtiyaç duyulduğunda profesyonel desteğe başvurulmasının önemini vurguladı.