Terör örgütü PKK’nın silah bırakma kararının ardından düzenlenen “silah bırakma töreni” sonrasında tüm dikkatler Erdoğan’ın bu tarihi sürece dair yapacağı açıklamalara çevrildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti’nin 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı kapsamında Kızılcahamam’da önemli bir konuşma gerçekleştirmek üzere kürsüye çıktı. Toplantının bu yılki oturumları, Türkiye’nin gündemini sarsan tarihi gelişmelerin gölgesinde yapılıyor. Özellikle terörle mücadelede yeni bir dönemin kapılarını aralayan ve PKK'nın silah bırakma kararının ardından düzenlenen "silah bırakma töreni", toplantının en çok merak edilen gündem başlıklarından biri oldu.
YİĞİT BULUT İÇİN BAŞSAĞLIĞI
"AK Parti'nin büyümesi, güçlenmesi, zirvedeki yerini koruması için koşturan tüm dava arkadaşlarıma selamlarımı yolluyorum. Her kademede fedakârca görev yapan yol ve dava arkadaşlarımı hürmetle selamlıyor, bu dava için yüreğini ortaya koymuş her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum.
Dava ve yol arkadaşım, danışmanım Yiğit Bulut kardeşimizi Hakk'a yolladık. Karacaahmet'e defnedilecek. Şu anda Kızılcahamam'daki istişare toplantımız vesilesiyle merasime katılamıyoruz ancak teşkilatımız katılacak. Ağır bir rahatsızlık geçirdi. Kendisini ziyaret ettiğimde ağır durumdaydı. Kaderin üstünde bir kader var. Temkinli olduğunu gördük, teslimiyet içinde olduğunu gördük. Mekânı cennet olsun.”
12 kahramanı şehit verdik. Milletçe yüreğimiz dağlandı. Metan gazına maruz kalarak şehit olan Mehmetçiklerimize Allah'tan rahmet, ailesine sabır diliyorum. Ebedi dirilik müjdesine inşallah nail oldular. Mekanları cennet olsun.”
SREBRENİTSA VE GAZZE MESAJI
Dün son dönem insanlık tarihinin en utanç verici hadiselerinden olan Srebrenitsa'nın 30'uncu yıldönümüydü. Boşnak kardeşlerimizin yaşadığı tarifsiz acıyı bugün de paylaşıyoruz. Türkiye olarak bir daha benzer acıların yaşanmaması için ihtiyaç duydukları her anda Bosna Hersek'in ve Boşnak kardeşlerimizin yanında olmaya devam ediyoruz. Batının gözleri önünde alçakça katledilen 8 bin 372 şehidimizi bir kez daha rahmetle anıyoruz. Tam 22 aydır soykırıma uğrayan mazlum Gazze halkına da dualarımızı gönderiyor, zulme ve işgale karşı yürüttükleri onurlu mücadelede yanlarında olduğumuzu ifade ediyoruz.
AK PARTİ İSTİŞARE TOPLANTISI
Türk siyasetinde bir marka haline gelen istişare toplantımızın bugün 32’ncisini gerçekleştiriyoruz. O da liderlik temalı bir toplantı. Bugün ve yarın düzenleyeceğimiz oturumlarımızda güvenlikten kalkınmaya, ekonomiden siyasete farklı başlıklarda istişareler olacak.
Katılımcı arkadaşlarımız demokratik bir ortamda görüşlerini iletecek, teklif ve tenkitlerini iletecek ve böylece hakikatin ışığı doğacak. Kuruluşumuzdan itibaren işlerimiz ortak akılla, milletimize danışarak yürüttük. Her zaman daha iyinin, etkin ve verimli çalışmanın, millete en güzel şekilde hizmet etmenin peşinde olduk. İstişare toplantımız daha öncekiler gibi partimize ayna tuttuğumuz, kendimizi sigaya çektiğimiz, tüm meseleleri hassas ayarda fotoğrafını çektiğimiz zemin işlevi görecektir.

TÜRKİYE'NİN TERÖRLE MÜCADELESİ
Bundan 41 yıl önce 14 Ağustos 1984'te Siirt'in Eruh ve Hakkâri’nin Şemdinli ilçelerinde bölcüü terör örgütü ilk eylemini yaptı. Bu saldırıda 2 askerimizi şehit verdik, 9 sivil vatandaşımız yaralandı. Bölücü örgüt daha sonra saldırılar düzenledi. 10 bine yakın güvenlik görevlimizi, 50 bine yakın vatandaşımız hayatını kaybetti. Onları unutmadık, unutmayacağız. Vatanımız ebediyen var olacak, ay yıldızlı bayrağımız ebediyen semalarımızda özgürce dalgalanacak. Vatan toprağını kanuyla sulayan, al yıldızlı bayrağımızı boyayan şehitlerimiz başımızın tacı olacak.
1984'teki ilk eyleminden sonra terör Türkiye'de her geçen gün tırmandı. Nice hükümetler geldi. Her biri terörün kökünü kazıyacağını söyledi. Terör bitirilemedi. Bunda devletin bazı yanlış uygulamalarının da payı vardı. Beyaz Toroslar bunlardan biriydi, faili meçhuller bunlardan biriydi. Diyarbakır Cezaevi bunlardan biriydi. Hukuk ve meşruiyet dışı yöntemler terörü körükledi, büyüttü. Sadece şehit vermedik, Türkiye terör saldırılarıyla istikrarsız hale geldi. 2 trilyon doları bulan faturayla karşılaştık.
3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra göreve geldiğimizde terör meselesini çok boyutlu ele aldık. Bir yandan mücadele ederken diğer yandan da teröre bahane oluşturan bataklığı kurutma çabası verdik. Birlikte yaşamanın, kardeşliğin hukukunu yerine getirmek için tarihi adımlar attık. İçeride demokrasi ve insan hakları konusunda sessiz devrimler yaparken, dışarıda çok yoğun diplomasi trafiği yürüttük. Savunma sanayimizi geliştirerek silahlarımızı ürettik. Sınır ötesi operasyonlarla sınırlarımızı kontrol altına aldık. 15 Temmuz'un ardından FETÖ'yü tüm kurumlarımızdan temizledik. Terörle mücadeledeki ihaneti ortadan kaldırdık.
Son yıllarda terör örgütünün eylem kabiliyetini kırdı. Irak sahasındaki harekatlarımız ve Suriye'de gerçekleşen 8 Aralık devrimi terörle mücadelede elimizi güçlendirdi. Sayın Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla Terörsüz Türkiye projemizi gerçekleştirmek için bir dizi adım attık Güvenlik birimlerimiz koordinasyon içinde çalıştı. Bu fırsat penceresini değerlendirmek için çok temkinli süreç yüürütüldü. İmralı'nın da çağrısıyla terör örgütü kongresini topladı ve kendisini feshettiğini açıkladı. Dün de örgüt bir merasim yaparak silahlarını bıraktı.” dedi
"BUGÜN YENİ BİR GÜNDÜR"
“Dün itibariyle 41 yıllık terör belası sona erme sürecine girmiştir. Bugün yeni bir gündür. Bugün tarihte yeni bir sayfa açılmıştır. Bugün büyük Türkiye'nin, güçlü Türkiye'nin, Türkiye Yüzyılı'nın kapıları ardına kadar aralanmıştır.
1984'ten bu yana Türkiye terörü bitirmek için her yola ve yönteme başvurmuştur. Terörü bitirmek için silahlı mücadelenin ötesinde formüller denenmiştir. Hiçbirinde başarı sağlanamamıştır. Terörsüz Türkiye projesi bir müzakerenin, pazarlığın, al-ver sürecinin neticesi değildir. Onun için başından beri çok dikkatliydik. Bugün daha da dikkatliyiz. Kanı durduracak, annelerin gözyaşını dindirecek, acıları hafifletecek, kardeşliği güçlendirecek her türlü girişimi yakından takip ediyoruz. Ancak herkes emin olsun Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin onurunu, gururunu çiğnetmeyiz. Türkiye'nin başını öne eğdirmeyiz.”
"KİMSE MİLLİYETÇİLİĞİMİZİ SORGULAYAMAZ"
“Sayın Devlet Bahçeli ve kadrosunun milliyetçiliğini, Türkiye aşkını sorgulamak hiç kimsenin haddi değildir. Aynı şekilde şahsımın ve burada olan ve olmayanlarla birlikte AK kadronun milliyetçiliğini, vatanseverliğini kimse sorgulayamaz. Bu kimsenin hakkı da haddi de değildir.
Biz Sayın Bahçeli ve kadrosuyla beraber Terörsüz Türkiye için canımızı, kanımızı, tecrübemizi, hayatımızı ortaya koyduk. Biz Türkiye'nin hayrına olmayan hiçbir işin içinde olmayız. Tüm çabamız Türkiye'nin hayrınadır. Türkiye'nin hayrına olmayan girişimlerin tam karşısında görürsünüz. Biz ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz. Hiç kimse korkmasın, kimse endişe etmesin, kimsenin zihninde soru işareti oluşmasın. Ne yapıyorsak Türkiye için yapıyoruz, milletimiz için yapıyoruz, istiklalimiz için, istikbalimiz için yapıyoruz.”
"EN ÇOK ONLARI RAHATSIZ EDİYOR"
“Bugün bazı gerçekleri açıkça konuşmak mecburiyetindeyiz. Terör en başından itibaren karşıtlarıyla bir sektör, ekosistem oluşturdu. Terör eylemlerinden, terör tarafındakiler nemalandığı kadar terör karşıtları da nemalandı. Milleti tehdit ettiler, istikrarsızlığı körüklediler. Onlar bugünlerde kendilerini belli ediyorlar. Terörün bitiyor olması en çok onları rahatsız ediyor, çünkü rant kapıları kapanıyor. Tezgâhları bozuluyor, ellerindeki oyuncağı kaybediyorlar. Ortalığı bulandırmak, zihinleri karartmak için yoğun gayret içindeler. Milliyetçiyiz, vatanseveriz diyorlar ama sevinemiyorlar. Bugün terör biterken terör istismarı da bitmektedir. Milletimin sahte kahramanları görmesi en büyük arzumuzdur.
Hükümet, AK Parti kadroları olarak son 23 yıldaki mücadelemiz, içerideki ve dışarıdaki baskılarımız neticelenme yoluna girmiştir. Türkiye kazanmıştır, milletim kazanmıştır. 86 milyon her bir vatandaşımız kazanmıştır. Birliğimize, bütünlüğümüze, vatanımıza, devletimize, milletimize, huzurumuza, devletimizin onur ve gururuna kasteden ve kast edecek hiçbir girişimin içinde olmayız, böyle girişimlere asla müsaade etmeyiz.” dedi.




