Kemal Can, Türkiye iş dünyasında son yıllarda adı sıkça anılan bir isimdi. 1973 yılında Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde doğan Kemal Can, iş hayatına genç yaşlarda atıldı. Ailesinin yönettiği küçük ölçekli bir şirketle başlayan serüveni, zaman içinde Can Holding gibi dev bir yapı haline dönüştü.
Can Holding’in sahibi ve yönetim kurulu başkanı olan Kemal Can, şirketi medya, enerji, sağlık, eğitim gibi stratejik sektörlere taşıdı. Özellikle medya alanında yaptığı yatırımlarla adından sıkça söz ettirdi. Show TV, Habertürk ve Bloomberg HT gibi önemli medya kuruluşlarını Can Holding bünyesine katarak, sadece yatırımcı olarak değil, kamuoyu tarafından da bilinen bir figür haline geldi.
Ayrıca İstanbul Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanlığı görevini de yürüttü. Bu pozisyonuyla eğitim camiasında da etkili bir figür olarak yer aldı.
Kemal Can Tutuklandı Mı, Can Holding Sahibi Ne Zaman Gözaltına Alındı, Hangi Mahkeme Karar Verdi?
Evet, Can Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Can tutuklandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen geniş kapsamlı soruşturma kapsamında 25 Eylül 2025 tarihinde gözaltına alındı.
Gözaltı sürecinin ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde ifadesi alınan Kemal Can, aynı gün içerisinde savcılık tarafından tutuklama talebiyle sulh ceza hâkimliğine sevk edildi. Mahkeme, dosyada yer alan ciddi delilleri, tanık beyanlarını ve maddi belgeleri göz önünde bulundurarak tutuklama kararı verdi.
Kemal Can Neden Tutuklandı, Hangi Suçlamalarla Yargılanıyor, Soruşturma Dosyasında Ne Var?
Kemal Can’a yöneltilen suçlamalar oldukça ciddi ve kapsamlı. Soruşturma dosyasındaki üç ana başlık şöyle:
1. Suç Örgütü Kurma ve Yönetme Suçlaması Kemal Can’a Nasıl Yöneltildi?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Kemal Can’ın bir suç örgütü kurduğu ve bu örgütü yönettiği iddiasıyla soruşturmayı derinleştirdi. İddialara göre:
Can Holding bünyesindeki bazı şirketlerde örgütsel yapılanma oluşturuldu,
Sorumluluklar gizlice dağıtıldı,
Sahte belgeler düzenlenerek finansal hareketlerin izi silinmeye çalışıldı,
Örgütlü yapının yasa dışı ticari faaliyetler üzerinden kara para elde ettiği öne sürüldü.
Bu iddialar, şirket içi yazışmalar, para transferleri, tanık ifadeleri ve belgelerle desteklendi.
2. Kara Para Aklama (Malvarlığı Değerlerinin Gayrimeşru Kaynağını Gizleme) Suçlaması
Kemal Can hakkında yöneltilen ikinci ve en dikkat çeken suçlama kara para aklama. Savcılık, Can Holding’e bağlı bazı şirketlerin:
Yüksek miktarda şüpheli para transferi gerçekleştirdiğini,
Bu paraların kaynağının açıklanamadığını,
Yurt dışı merkezli paravan şirketler aracılığıyla aklandığını öne sürdü.
Ayrıca şirket muhasebe kayıtlarındaki tutarsızlıklar, gelir-gider dengelerinin uyuşmaması ve şirketler arası karşılıksız transferler, kara para aklama suçlamasının dayanaklarını oluşturuyor.
3. Sahte Belge Düzenleme ve Vergi Kaçakçılığı Suçlamaları
Soruşturma kapsamında elde edilen delillere göre:
Bazı şirketler sahte fatura düzenleyerek yüksek miktarlarda vergi kaçırdı,
Devlete ödenmesi gereken KDV ve gelir vergisi bilerek eksik gösterildi,
Arka arkaya kurulan şirketler arasında karşılıksız para transferleri yapılarak kayıt dışı finansal bir ağ oluşturuldu.
Vergi kaçakçılığı suçlamaları, hem Maliye Bakanlığı müfettiş raporları hem de MASAK verileriyle destekleniyor.
Can Holding ve Bağlı Şirketler Bu Tutuklamadan Nasıl Etkilenecek, Sektörel Sonuçları Ne Olacak?
Kemal Can’ın tutuklanması, sadece kişisel bir yargı süreci değil; aynı zamanda Türkiye ekonomisinde birçok sektörü etkileyen ciddi bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Özellikle:
Medya sektörü: Show TV, Habertürk, Bloomberg HT gibi büyük medya organları Can Holding bünyesinde yer alıyor. Bu kuruluşların yönetiminde yaşanabilecek boşluklar, haber akışı, personel yönetimi ve yayın politikalarını doğrudan etkileyebilir.
Enerji yatırımları: Can Holding’in enerji sektöründe devam eden yatırımlarının geleceği belirsizliğe girdi.
Eğitim sektörü: İstanbul Bilgi Üniversitesi üzerindeki yönetim değişiklikleri, akademik ve idari süreçlerde aksamalara neden olabilir.
Finans piyasaları: Holding hisselerinin doğrudan borsaya açık olmamasına rağmen, bağlı şirketlerin bazılarıyla iş yapan firmaların hisse değerlerinde dalgalanmalar görülebilir.
Kısacası, bu tutuklama olayı Türkiye’de yatırım iklimine ve iş dünyasına olan güveni sarsabilecek ölçekte yankı buldu.





