Sosyal medyada kendisi için "nefes almak için bile izin bekliyor" yorumları yapılırken, muhalefet ve basın da Miçotakis’in pasif dış politikasını gündeme taşıdı.
Özellikle ana muhalefet partisi SYRIZA'nın “silik figür” yakıştırması dikkat çekti. Ancak bu eleştirilerin bir kısmının, yüzde 3 seçim barajının altına düşen partilerin popülist çıkışları olduğu da vurgulanıyor.
Türk Düşmanlığı Üzerinden Siyaset Arayışı
Yunanistan’da ekonomik darboğaz ve siyasi baskılar, bazı siyasetçileri yeniden Türkiye karşıtlığıyla puan toplama çabasına itmiş durumda. Atina kulislerinde, Miçotakis’in hem iç siyasetteki baskıyı dengelemek hem de Türkiye-AB yakınlaşmasını sekteye uğratmak için Ankara ile tansiyonu artırabileceği konuşuluyor.
Ancak uzmanlara göre, bu yöntem artık hem Brüksel hem de Washington nezdinde eskisi kadar geçerli değil. NATO’da güvenlik dengelerinin yeniden şekillendiği bir dönemde Yunanistan’ın, Türkiye karşıtı pozisyonlardan uluslararası kazanç elde etme imkânı sınırlı kalıyor.
İki Millet Arasında Gerilim Yok
Türkiye ile Yunan halkları arasındaki bağlar ise tam tersine güçleniyor. Bu yaz yalnızca Dedeağaç’a on binlerce Türk turistin gittiği, Adalar’da ise Türk ziyaretçilerle esnafın yüzünün güldüğü gözlemlendi. Uzmanlar, “siyaset üstü” bu ilişkinin iki ülke arasında kalıcı dostluk için güçlü bir temel oluşturduğuna dikkat çekiyor.
Ankara’dan İyi Niyet Mesajları Sürüyor
Ankara, tüm baskılara rağmen Miçotakis hükümetiyle diyaloğu sürdürme iradesi gösteriyor. Türkiye’nin, Yunanistan’ın savunma bütçesini dev silah ihalelerine harcarken eğitim, sağlık gibi alanlarda tasarrufa gitmesini de yakından izlediği belirtiliyor. Miçotakis’in defalarca ertelenen Türkiye ziyaretinin eylülde gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ise belirsizliğini koruyor.
Milliyet'ten Özay Şendir'in makalesinden esinlenilmiştir.
