CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda, yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanarak görevinden uzaklaştırılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile bazı tutukluları ziyaret etti. Ziyaretin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Özel, parti meclis üyesiyken gözaltına alınan ve tutuklanan Baki Aydöner’in yeniden parti üyesi seçildiğini hatırlattı. Özel, cezaevinde İmamoğlu, Fatih Altaylı, Osman Kavala ve diğer tutuklularla görüştüğünü belirtti.

“CUMHUR İTTİFAKI ÖNERGESİNE DESTEK VERECEĞİZ”
Duruşmaların canlı yayınlanmasıyla ilgili önergeye Cumhur İttifakı milletvekillerinin ret oyu vermesine değinen Özel, bu konuda şunları söyledi:
“Maalesef Sayın Bahçeli’nin mayıs ayında, temmuz ayında, ilerleyen zamanlarda TRT’den yayınlanma konusunda verdiği desteğe rağmen, Sayın Erdoğan’ın da ‘Sayın Bahçeli böyle söylemişse uygun olmuştur, hayırlı olsun.’ demesine rağmen dün mahkemenin televizyonlardan canlı yayınlanmasını öneren önergemize Cumhur İttifakı milletvekilleri ret oyu verdi. Sayın Bahçeli ‘Doğrusu budur, yapılmalıdır.’ diyor. Sayın Erdoğan, ‘Sayın Bahçeli böyle diyorsa ben de destekliyorum.’ diyor. Ama grubundaki milletvekilleri canlı yayın önergesini reddettiler. Bunun kabul edilebilir bir tarafı yoktur. O zaman AK Parti, Cumhur İttifakı bir an önce kendi önergesini getirmelidir. Biz de tüm televizyonların, isteyen her kanalın canlı yayın yapabileceği, TRT’nin de bir kanaldan bunu devamlı yayınladığı, kesintisiz yayınladığı yargılamaya biz destek verelim, Cumhur İttifakı önergesine. Yani CHP’nin teklifine, kanun teklifine oy vermiyorlarsa biz onlarınkine vereceğiz. Ama sözlerinin arkasında dursunlar. İddianamenin arkasında duramadıkları için sözlerinin arkasında durmuyorlarsa bu başka bir gerçekliğe işaret eder.”
Özel, ayrıca Cumhur İttifakı’nın neden “hayır” dediğinin net bir şekilde açıklanması gerektiğini vurguladı:
“Davanın TRT’den canlı yayınlanması için Cumhur İttifakı’nın niçin ‘hayır’ dediğini netleştirmesi gerekiyor. ‘CHP getirdi, ondan hayır dedik’ diyorsa kendisi getirsin. ‘Bu iddianameyle ilgili dünya kadar yalan afişe olacak, rezil olacağız, biz vazgeçtik canlı yayından’ diyorsa söylesinler, millet bunu bilsin. Ben Cumhur İttifakı’nın bileşenlerinden bu konuda net bir şey duymak istiyorum. ‘Yayınlayamayacak haldeyiz’, ‘Kandırdı bunlar bizi’ deyin o zaman. Dağıtın o zaman o çeteyi.”

BARIŞ SÜRECİ MÜCADELESİNE DESTEK VERİYORUM
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine yönelik açıklamalarıyla ilgili soruya yanıt veren Özel, barış sürecine ve demokratik mücadelenin önemine dikkat çekti:
“Ben barış sürecine, müzakereye, komisyona, bu işin hallolmasına, Sayın Bahçeli’nin Terörsüz Türkiye beklentisine, CHP’nin terörsüz ve demokratik Türkiye mücadelesine, komisyondaki demokrasi adının yer almasına, hepsine değer veriyorum. Hepsine değer veriyorum ve ortaya cesaret koyuyorum. Durmamız gereken yerde duruyoruz. Efendim bir ziyarete gidilmemiş diye. CHP kendi kararını verdi arkadaşlar. Herkes kendi kararını savunsun. Kararı millet verir en sonunda. Ama CHP önerdiği komisyonda duruyor, çözümün tarafında duruyor. Bugüne kadar 9 yıl boyunca bir siyasi partinin iki eş genel başkanını hapiste tutacaksın Figen Hanım’la Selahattin Demirtaş’ı, ondan sonra da halen daha kararları uygulamayacaksın, halen daha kayyımlar yönetiyor, seçtikleri değil Kürtlerin. Sonra da efendim CHP’ye cellat tarifi falan yapacaksın. Bu diğer tartışmayı dün sonlandırdık hep beraber. Tayyip Bey’e buradan ekmek çıkmaz. Ama buradan ekmek çıkarmaya kalkarsa siyaseten, çok aç kalır daha.”

CHP KURULTAYI VE ELEŞTİRİLER
Özel, CHP’nin son kurultayına yönelik eleştirileri de yanıtladı:
“Kurultay gibi kurultay yaptığımızdan bayağı alınmış görünüyor. Bundan önceki iki olağanüstü kurultayı biz yapmadık ki. Biz, Siyasi Partiler Kanunu’nun gerektirdiği kurultayı dün yaptık. Ondan önceki olağanüstü kurultayı, Tayyip Bey’in hazımsızlığı yaptırdı. CHP’ye sen kayyım atamaya kalkarsan ben 6 Nisan kurultayını yaparım tabii. Sen CHP’ye butlan hesaplarına dalarsan ben 21 Eylül tedbir kurultayını yaparım tabii. Sana bırakacaktım meydanı. Gazi’nin emanetini sana bırakacağım? Delegenin emanetini yerde mi bırakacağım? Alırım imzaları, hazırlarım kurultayı, bir şey yaparsan arkasına yaparım kurultayımı. Bu, Siyasi Partiler Kanunu’nun gerektirdiği kurultay. Nasıl yapılırmış bütün Türkiye gördü.”




