Almanya’daki Türk kuyumcuları alarma geçiren büyük bir dolandırıcılık girişimi ortaya çıktı. Son dönemde çeyrek altına olan yoğun talebi fırsat bilen sahtekarlar, Köln ve Mannheim şehirlerinde izinsiz darphaneler kurarak sahte çeyrek altın üretimine başladı. Gerçeğinden ayırt edilmesi oldukça güç olan bu sahte altınlar, piyasaya “2024 veya 2025 üretimi” denilerek sürülmeye çalışılıyor. Ancak uzman kuyumcuların dikkat çeken bir yöntemi var: “Atatürk’ün gözlerine bakmadan anlamak imkânsız!”
Çeyrek altın merakı sahtekarları harekete geçirdi
Avrupa’da yaşayan Türk vatandaşları arasında altına olan yoğun ilgi, özellikle fiziki çeyrek altın alışverişlerinde patlamaya neden oldu. Almanya’daki Türk kuyumcularda günlük çeyrek altın satışları rekor seviyelere ulaşırken, bu talebi fark eden bazı gruplar yasa dışı yollarla kendi darphanelerini kurdu. Köln ve Mannheim’da olduğu iddia edilen bu sahte üretim merkezlerinde, birebir kopyalanmış çeyrek altınlar piyasaya sürülüyor.
Sahte altını anlamanın yolu: “Atatürk’ün gözleri”
Türk kuyumcular, bu altınların dışarıdan bakıldığında neredeyse ayırt edilemediğini, ancak belirli detayların kendilerini ele verdiğini ifade ediyor. En kritik ipucu ise Atatürk’ün portresindeki bakışlar. Sahte basımlarda göz detayları bozuk, kabartmalar dengesiz ve kenar çizgileri hatalı olabiliyor. Bazı sahte altınlarda, arka yüzeyde dikkatli bakıldığında çizikler veya kabarma hataları da fark ediliyor.
Uyarı: “Rastgele kuyumcudan altın almayın!”
Yetkililer ve uzman kuyumcular, vatandaşları özellikle Almanya'da alışveriş yaparken güvenilir kuyumcuları tercih etmeleri konusunda uyarıyor. Çünkü dışarıdan bakıldığında gerçek gibi duran bu sahte altınlar, yalnızca detaylı analizle ya da eritme yöntemiyle ortaya çıkarılabiliyor. Ayrıca bu altınlar için gerçek çeyrek altın fiyatı talep edildiği için hem ekonomik hem de hukuki zarar riski oluşuyor.
Peki, sahte çeyrek altın nasıl anlaşılır?
Sahte altınla ilgili fark edilen detaylar arasında Atatürk’ün göz çizgilerindeki belirsizlik, kenar kesim hataları ve arka yüzeydeki baskı kalitesi düşüklüğü öne çıkıyor. Uzmanlar, bu tür ürünlerin tespitinde yalnızca görselle değil, tartı ve analiz cihazlarıyla da doğrulama yapılması gerektiğini söylüyor.