Hastalık, vücudun temel hareket yeteneklerini, yürüme, beslenme ve hatta nefes alma gibi kritik fonksiyonları ciddi şekilde etkileyebilir. SMA, tipine ve şiddetine göre bebeklikten yetişkinliğe kadar farklı yaş gruplarında ortaya çıkabilir ve kişiden kişiye değişen semptomlar gösterebilir.

Hepatit B nedir? Hepatit B belirtileri nelerdir, nasıl bulaşır?
Hepatit B nedir? Hepatit B belirtileri nelerdir, nasıl bulaşır?
İçeriği Görüntüle

SMA Nedir ve Nasıl Ortaya Çıkar?

Hastalığın Temel Tanımı

SMA, vücudumuzdaki kasların hareketini kontrol eden motor nöronların, özellikle de omurilikte bulunanların zamanla kaybına yol açan bir hastalıktır. Bu nöronlar sağlıklı bir şekilde çalışamadığında, kaslara yeterli sinyal gönderilemez ve sonuç olarak kaslar zayıflar, küçülür. Hastalık, genellikle SMN (Survival Motor Neuron) proteini eksikliğinden kaynaklanır. SMN proteini, motor nöronların sağlığı ve işlevi için hayati öneme sahiptir. Yetersiz SMN proteini üretimi, motor nöronların zamanla ölmesine ve kasların görevini yapamamasına neden olur.

Genetik Kökenleri ve Nedenleri

SMA'nın temel nedeni, kromozom 5 üzerinde yer alan SMN1 (Survival Motor Neuron 1) genindeki mutasyonlar veya eksikliklerdir. Sağlıklı bir bireyde iki kopyası bulunan SMN1 geni, yeterli miktarda SMN proteini üretmekle sorumludur. SMA hastalarında ise bu gen işlevsizdir veya tamamen eksiktir. Hastalığın şiddetini etkileyen bir diğer önemli gen ise SMN2 genidir. SMN2 geni de SMN proteini üretir ancak SMN1 genine göre daha az ve daha kısa ömürlü bir formunu üretme eğilimindedir. SMN2 gen kopyalarının sayısı, hastalığın şiddeti üzerinde belirleyici bir rol oynar; daha fazla SMN2 kopyası genellikle daha hafif bir hastalık seyrine işaret edebilir.

SMA, otozomal resesif kalıtım yoluyla aktarılan bir hastalıktır. Bu, hastalığın ortaya çıkması için hem anneden hem de babadan hatalı genin kalıtım yoluyla alınması gerektiği anlamına gelir. Eğer her iki ebeveyn de SMA taşıyıcısıysa (yani bir sağlam, bir hatalı SMN1 genine sahiplerse), her gebelikte %25 ihtimalle SMA'lı bir çocukları olur, %50 ihtimalle taşıyıcı bir çocukları olur ve %25 ihtimalle sağlıklı (taşıyıcı olmayan) bir çocukları olur.

Akraba Evliliğinin SMA Riski Üzerindeki Etkisi

Akraba evlilikleri, toplumda SMA gibi otozomal resesif hastalıkların görülme sıklığını önemli ölçüde artırır. Akraba olan bireylerin, genetik olarak benzer miras taşıdıkları için, aynı hatalı genin taşıyıcısı olma olasılıkları genel popülasyona göre daha yüksektir. Eğer akraba olan iki birey de SMA geni taşıyıcısıysa, çocuklarında SMA hastalığının görülme riski katlanarak artar. Bu durum, özellikle Türkiye gibi akraba evliliklerinin yaygın olduğu toplumlarda SMA farkındalığının ve genetik taramaların önemini artırmaktadır. Ebeveynlerin taşıyıcı olup olmadığının tespiti, genetik danışmanlık hizmetleriyle sağlanabilir ve ailelerin bilinçli kararlar almasına yardımcı olur.

SMA Belirtileri ve Tanısı Ne Zaman Belli Olur?

SMA'nın belirtileri ve tanısı, hastalığın tipine ve şiddetine göre farklılık gösterir. Hastalık genellikle dört ana tipe ayrılır (Tip 1, 2, 3 ve 4), ve her tipin başlangıç yaşı ve semptom şiddeti farklıdır:

  • Tip 1 (Werdnig-Hoffmann Hastalığı): En şiddetli formudur ve genellikle doğumda veya yaşamın ilk 6 ayı içinde belirtiler gösterir. Bebeklerde baş kontrolü zayıflığı, yutma ve emme güçlüğü, solunum problemleri ve kas zayıflığı belirgindir. Yürüme yeteneği asla gelişmez.
  • Tip 2 (Intermediate SMA): Belirtiler genellikle 6 ila 18 ay arasında ortaya çıkar. Bu çocuklar oturabilirler ancak genellikle bağımsız yürüyemezler. Zamanla kas zayıflığı ilerler ve solunum problemleri görülebilir.
  • Tip 3 (Kugelberg-Welander Hastalığı): Daha hafif bir formdur ve belirtiler 18 ay ile ergenlik dönemi arasında başlar. Çocuklar genellikle yürüyebilirler, ancak denge sorunları, merdiven çıkmada güçlük ve kas zayıflığı yaşayabilirler. Zamanla yürüme yeteneğini kaybedebilirler.
  • Tip 4 (Yetişkin Başlangıçlı SMA): En hafif ve en nadir formdur, belirtiler genellikle yetişkinlik döneminde (30 yaşından sonra) ortaya çıkar. Kas güçsüzlüğü genellikle yavaş ilerler ve yaşam beklentisi üzerinde ciddi bir etkisi olmaz.

Tanı genellikle fizik muayene ve klinik bulgularla şüphelenildikten sonra genetik testler (SMN1 gen analizi) ile doğrulanır. Elektromiyografi (EMG) de kas ve sinir fonksiyonlarını değerlendirmek için kullanılabilir. Erken tanı, özellikle yaşamın ilk dönemlerinde, modern tedavilerin etkinliği açısından kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, birçok ülke yenidoğan tarama programlarına SMA'yı dahil etmeye başlamıştır.

SMA Hastalığı İngilizce Karşılığı

SMA Hastalığı'nın İngilizce karşılığı "Spinal Muscular Atrophy"dir. Bu terim, hastalığın ana özelliklerini açıklayan üç kelimeden oluşur:

  • Spinal: Omurilikle ilgili anlamına gelir. Hastalığın omurilikteki motor nöronları etkilediğini vurgular.
  • Muscular: Kaslarla ilgili anlamına gelir. Hastalığın kaslar üzerindeki birincil etkisini, yani güçsüzlük ve atrofiye yol açmasını belirtir.
  • Atrophy: Körelme veya kas kaybı anlamına gelir. Hastalığın ilerlemesiyle birlikte kas kütlesinin azalmasını ifade eder.

SMA Tedavisi Nasıl Yapılır? Mevcut Yöntemler

Geçmişte SMA için bilinen bir tedavi yöntemi bulunmazken, son yıllarda tıp dünyasındaki ilerlemeler sayesinde hastalığın seyrini değiştiren devrim niteliğinde tedaviler geliştirilmiştir. Bu tedaviler, SMN protein eksikliğini gidermeye veya telafi etmeye odaklanır:

  • Gen Tedavisi (Zolgensma - Onasemnogene Abeparvovec): Bu, özellikle SMA Tip 1 hastaları için geliştirilmiş, tek dozluk bir gen replasman tedavisidir. SMN1 geninin çalışan bir kopyasını virüs vektörü aracılığıyla vücuda taşır ve motor nöronlara yerleşmesini sağlar. Bu sayede motor nöronlar yeterli SMN proteini üretmeye başlar. Tedavi genellikle yaşamın ilk aylarında uygulandığında en etkili sonucu verir.
  • Antisens Oligonükleotid Tedavisi (Spinraza - Nusinersen): Bu tedavi, SMN2 geninin SMN proteininin daha uzun ve işlevsel bir formunu üretmesini sağlamak üzere tasarlanmış bir ilaçtır. Belirli bir RNA parçasını hedefleyerek SMN2 geninin "yedek" potansiyelini artırır. Spinraza, omurilik sıvısına (intratekal yolla) enjeksiyon şeklinde düzenli aralıklarla uygulanır ve hastalığın tüm tipleri için onaylanmıştır.
  • Oral İlaç Tedavisi (Evrysdi - Risdiplam): Evrysdi, oral yolla alınan ilk SMA ilacıdır. O da Spinraza gibi, SMN2 geninin daha fazla işlevsel SMN proteini üretmesini sağlayan bir etkiye sahiptir. Geniş bir yaş aralığındaki SMA hastaları için onaylanmış olup, evde kullanılabilir olması önemli bir avantaj sunar.

Bu medikal tedavilerin yanı sıra, SMA hastalarının yaşam kalitesini artırmak ve semptomları yönetmek için destekleyici tedaviler de hayati öneme sahiptir. Bunlar arasında fizik tedavi, ergoterapi, solunum desteği, beslenme yönetimi, ortopedik destek ve konuşma terapisi bulunur. Multidisipliner bir yaklaşım, hastaların en iyi sonuçları elde etmesini sağlar.

SMA İlacı Fiyatları ve Tedavi Maliyeti

Tedavi Yöntemlerinin Maliyetleri

SMA tedavileri, modern tıbbın en pahalı uygulamaları arasında yer almaktadır. Özellikle gen tedavisi Zolgensma, dünyanın en pahalı ilacı unvanını taşımaktadır. Tek dozluk bu tedavinin maliyeti milyonlarca doları bulabilmektedir. Diğer tedaviler olan Spinraza ve Evrysdi ise düzenli ve ömür boyu kullanım gerektiren ilaçlar olup, yıllık maliyetleri yüz binlerce doları aşabilmektedir. Bu yüksek maliyetler, hastaların ve ailelerin tedaviye erişiminde ciddi finansal engeller yaratmaktadır. Tedavi ücretleri sadece ilaç bedeliyle sınırlı kalmayıp, tanı süreçleri, hastane yatışları, ameliyatlar (gerekirse), yoğun bakım hizmetleri, fizik tedavi, ergoterapi, solunum cihazları ve diğer medikal ekipmanlar gibi destekleyici tedavi ve bakım giderlerini de kapsar. Bu giderler de uzun vadede önemli bir maliyet oluşturur.

İlaç Fiyatları ve Erişilebilirlik

SMA ilaçlarının yüksek fiyatları, dünya genelinde ve Türkiye'de önemli bir tartışma konusudur. Birçok ülkede bu ilaçların ulusal sağlık sistemleri tarafından geri ödeme kapsamına alınması için çabalar sürmektedir. Türkiye'de de Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) kapsamında belirli kriterleri karşılayan SMA hastaları için bazı ilaçlara erişim sağlanmaktadır. Ancak tüm hastaların ve tüm tedavi yöntemlerinin kapsam dahilinde olması, finansal sürdürülebilirlik açısından zorluklar barındırmaktadır. Bu durum, ailelerin ilaçlara erişim sağlamak için uluslararası bağış kampanyaları düzenlemesine veya farklı yollar aramasına neden olmaktadır. İlaç şirketleri, yüksek araştırma-geliştirme maliyetleri ve az sayıda hasta popülasyonu nedeniyle fiyatların yüksek olduğunu savunurken, hasta savunucuları ve bazı devletler bu maliyetlerin daha makul seviyelere çekilmesi gerektiğini savunmaktadır.

Kaynak: Haber Merkezi