Vural Özkan, 1999 yılında Radyo Kartepe’nin kapısından adım atarak başladığı bu yolculuğun, hayatının en önemli serüveni haline geldiğini anlattı. Dijitalleşmenin yayıncılık ve seslendirmeyi nasıl dönüştürdüğünü, kariyerinde derin iz bırakan bir yayını ve gençlerin bu mesleğe adım atarken dikkat etmeleri gereken noktaları açıkladı.

RADYOYA BAŞLAMA HİKAYESİ

Özkan, radyoya adım atma hikayesini 17 Ağustos 1999 depreminden yalnızca bir hafta öncesine dayandırıyor. O dönem eniştesinin Radyo Kartepe’yi satın almasıyla, hayatının akışını değiştiren bir yolculuğa çıktığını belirtiyor. İlk günlerde radyoculuğun kendisi için geçici bir heves mi yoksa mesleğe dönüşecek bir serüven mi olduğunu bilmediğini söyleyen Özkan, zaman içinde radyonun onun için bir tutkuya dönüştüğünü ifade ediyor. Bu yolculuğun kendisine disiplini, sorumluluğu ve dinleyiciyle güçlü bir bağ kurmanın önemini öğrettiğini vurguluyor.

CHP o hakime tazminat davası açacaklarını duyurdu!
CHP o hakime tazminat davası açacaklarını duyurdu!
İçeriği Görüntüle

Vural Özkan Konuşuyor

DİJİTALLEŞME RADYOYU VE SESLENDİRMEYİ DEĞİŞTİRDİ

Vural Özkan, radyo yayıncılığının kaset döneminden bugünkü dijital çağa geçiş sürecini birebir yaşadığını anlatarak, teknolojinin sektöre büyük katkı sağladığını söylüyor. Dijitalleşmenin, yayın kalitesinden program çeşitliliğine kadar pek çok alanda iyileştirmeler getirdiğini ifade eden Özkan, artık dinleyicilerin internet ve mobil uygulamalar üzerinden dünyanın her yerinden yayınlara erişebildiğine dikkat çekiyor.

Seslendirme dünyasında da benzer bir dönüşüm yaşandığını dile getiren Özkan, eskiden büyük stüdyolara gidilmeden hiçbir reklam, tanıtım veya dublaj işinin yapılamadığını, ancak bugün ev stüdyoları ve basit ekipmanlarla dahi profesyonel işler çıkarılabildiğini söylüyor. Özkan, “Artık telefonuma taktığım bir USB mikrofonla bile kaliteli kayıtlar alabiliyor, projeleri teslim edebiliyorum. Bu kolaylık, iş üretme hızımızı da artırdı” diyor.

UNUTAMADIĞI CANLI YAYIN ANISI

Özkan, meslek hayatında unutamadığı anılarından birini ise duygusal bir şekilde aktarıyor. Yaklaşık altı yıl önce akşam yayınlarından birinde dinleyici bağlantısında yaşanan bir anıdan bahsederek, “Çok neşeli bir yayındı, hepimiz gülüyorduk. ‘Neyin gerçekleşmesini isterdin?’ diye sorduğumda, dinleyici bana ‘Vural, ben kızımı hiç görmedim’ dedi. Meğer bir kaza sonucu görme yetisini kaybetmiş. Bir anda yayının neşesi yerini büyük bir sessizliğe bıraktı. Kendimi en çaresiz hissettiğim anlardan biriydi” ifadelerini kullanıyor.

Bu anının kendisinde derin izler bıraktığını belirten Özkan, radyonun bazen sadece eğlenceli bir mecra değil, aynı zamanda insanların duygularını ve hikâyelerini paylaştıkları bir köprü olduğunu hatırlattığını söylüyor.

Vural Özkan

GENÇLERE TAVSİYELER: İYİ İŞLER İÇİN ÇOK ÇALIŞIN

Gençlere seslenen Özkan, bu meslekte başarılı olmanın yolunun önce iyi örnekleri dinlemekten geçtiğini vurguluyor. “İyi yayıncıları, iyi seslendirmecileri dinleyin. Başta onları taklit etmekten çekinmeyin. Zamanla kendi üslubunuzu, kendi karakterinizi ortaya çıkaracaksınız” diyor.

Ayrıca bu mesleğin özveri gerektirdiğini söyleyen Özkan, “Size ‘yapamazsın, başaramazsın’ diyenlere kulak asmayın. Kimse bu mesleğe hazır başlamıyor. İşin sırrı sevmek, bağlanmak ve gerçekten çok çalışmaktır” diyerek gençlere ilham veren bir mesaj veriyor.

RADYO VE SESLENDİRMENİN GELECEĞİ

Sektörün geleceğine dair de öngörülerde bulunan Özkan, dijitalleşmenin artarak devam edeceğini ve kişisel içerik üretiminin öneminin büyüyeceğini düşünüyor. Podcast yayınlarının, dijital radyo platformlarının ve ev stüdyosu imkânlarının daha da yaygınlaşacağını belirtiyor. “Bence gelecekte, bireylerin kendi programlarını kolaylıkla üretebildiği bir dünya bizi bekliyor. Bu da radyoya ve seslendirmeye yeni bir dinamizm katacak” diyerek sözlerini tamamlıyor.

Muhabir: Hüseyin Emir Ay