Türkiye ile Avrupa Birliği arasında uzun süredir çözülemeyen vize serbestisi tartışmaları, bu kez yeşil pasaport üzerinden yeniden gündeme geldi. Almanya’nın önde gelen gazetelerinden Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ), yayımladığı analizde Türkiye’nin özel pasaport uygulamasının, AB için “arka kapıdan işleyen” bir çözüm olarak görüldüğünü yazdı. Habere göre Brüksel, resmi bir vize serbestisi kararının siyasi risklerini üstlenmeden, belirli bir Türk vatandaş grubunun vizesiz seyahatine fiilen izin verilmesini sessizce kabul ediyor.
DİPLOMASİDE "BİLİNÇLİ BİLİNÇSİZLİK"
FAZ’ın analizine göre AB, yeşil pasaport sayısındaki artıştan ve kapsamının genişlemesinden rahatsızlık duyuyor ancak konuyu açık bir diplomatik krize taşımıyor. Avrupa başkentlerinde bu durum, “bilinçli bir belirsizlik” olarak tanımlanıyor. Türkiye, yeşil pasaport aracılığıyla kamu görevlileri, akademisyenler, iş insanları ve belirli meslek gruplarına vizesiz seyahat imkânı sunarak iç politikada bir rahatlama sağlıyor. AB ise 85 milyonluk Türkiye nüfusuna tam vize serbestisi vermek yerine, görece “düşük riskli” kabul edilen kesimin serbest dolaşımına göz yumarak siyasi tartışmaları ertelemeyi tercih ediyor.
AB'NİN TANIMA YETKİSİ VAR AMA KULLANMIYOR
Haberde, AB ülkelerinin yeşil pasaportu tanımama hakkına sahip olduğu hatırlatılırken, bugüne kadar hiçbir ülkenin bu yönde somut bir adım atmadığına dikkat çekiliyor. Alman gazeteye göre bu durum, Brüksel açısından vize serbestisi gibi yüksek siyasi maliyetli bir başlığı gündeme almadan süreci yönetmenin pratik bir yolu olarak görülüyor.
YEŞİL PASAPORTTA DİKKAT ÇEKEN ARTIŞ
FAZ’ın aktardığı verilere göre 2019 yılında yaklaşık 1,2 milyon olan yeşil pasaportlu sayısı, son yıllardaki yasal düzenlemelerle birlikte hızla yükseldi. Memurlardan avukatlara, akademisyenlerden ihracatçılara kadar uzanan bu genişleyen kesim, Schengen ülkelerine vize almadan giriş yapabiliyor. Alman basınına göre AB, normalde vize serbestisi kapsamında değerlendirilmesi gereken bu grupların Türkiye tarafından yeşil pasaportla sisteme dahil edilmesini, “resmi bir vize serbestisi krizinden kaçış” olarak okuyor.
