Yeni bir meta-analiz, çevresel uyarıcılara karşı aşırı duyarlı kişilerin anksiyete ve depresyona daha yatkın olduğunu ortaya koydu. Uzmanlar, bu durumun bir kişilik örüntüsü olduğunu ve uygun başa çıkma stratejileriyle yönetilebileceğini vurguluyor.

33 farklı çalışmanın incelendiği araştırmada, yüksek hassasiyete sahip kişilerin parlak ışıklar, gürültü ve insanların ruh hallerinden daha kolay etkilendiği, bunun da ruh sağlığı üzerinde olumsuz sonuçlar doğurabileceği belirtildi.

Havacılık yönetimi bölümü nedir, mezunları ne iş yapar? İş imkanları, maaşları ve dersleri
Havacılık yönetimi bölümü nedir, mezunları ne iş yapar? İş imkanları, maaşları ve dersleri
İçeriği Görüntüle

HSP NEDİR?

“Aşırı hassas kişi” (HSP) kavramı ilk kez 1997’de psikolog Elaine Aaron tarafından tanımlandı. Bu özellik, sinir sisteminin çevresel uyaranlara daha güçlü tepki vermesiyle ilişkilendiriliyor ve resmi bir tanıdan ziyade biyolojik temelli bir kişilik özelliği olarak kabul ediliyor.

BELİRTİLERİ

Psikolog Jadzija Jagjelovic’e göre, HSP olan kişiler:

  • Gürültü, ışık ve kalabalık gibi uyaranlardan kolayca bunalıyor.

  • Karar almadan önce her detayı düşünerek “karar felci” yaşayabiliyor.

  • Başkalarının duygularını yoğun şekilde hissederek kendi enerjilerini tüketebiliyor.

  • Ortamda huzuru sağlamak için sürekli başkalarını memnun etmeye çalışıyor.

AVANTAJLARI DA VAR

Yüksek hassasiyet, duygusal yorgunluk ve tükenmişliğe neden olabilse de, bu kişilerin sanat, müzik ve doğa gibi unsurlardan daha derin tatmin duymalarına olanak tanıyor. Uzmanlar, bireylerin tetikleyicilerini fark ederek sağlıklı baş etme yöntemleri geliştirmesi gerektiğini belirtiyor.

Kaynak: Haber Merkezi